X

Dikkatinizi toplamak için önce nasıl dikkatinizin dağıldığını bulmalısınız

Hepimiz aynı şeyi zaman zaman yaşıyoruz. Bir işe odaklanmaya çalışırken birden kendimizi pencerenin önünde akşam yemeğini, son yaptığımız maçı veya sevdiğimiz kişileri düşünürken buluyoruz. Peki önünüzde bitmeyi bekleyen işler dururken zihniniz nasıl oluyor da bu kadar alakasız şeylere odaklanabiliyor?

Lipson, dikkat kesilmesinin ve dikkat dağılmasının dört aşaması olduğunu söylüyor

Konsantrasyon veya dikkat kesilmek aslında bir ayindir ancak bunu yapısal özellikleri farklı bir ayin gibi düşünün. Dikkat kesilmek için öncelikle dikkat dağıtıcı unsurların yapısını çözmeniz gerekiyor.

Konsantrasyonunuz nasıl oluyor da birden başıboş kalıyor?

Klinik psikolog Michael Lipson, Harvard Business Review’da çıkan makalesinde 20 yıldır dikkat dağıtıcı unsurlar üzerine atölyeler ve meditasyon çalışmaları yaptırdığını anlatıyor. Lipson, hayatının sonuna gelmiş kişilerle çalışan klinik uzmanlarıyla yaptığı uygulamalarda, bu kişilerin dikkat dağıtıcı unsurların yapısını anlamalarını sağladığını ve bu sayede kliinik uzmanlarının ölmek üzere olan hastaların ihtiyaçlarıyla kendi duygusal yanıtları arasında ayrım yapabildiğini aktarıyor. Aynı şekilde aileler de kendi dargınlıklarını bir kenara bırakıp, birlikte olmanın önemini kavrıyor. İş dünyası liderleri ise stratejik hedefleriyle iç ve dış ilişkilerini geliştirecek cesareti netleştirebiliyor. Öyle ki golf oynayanların zihinlerini hareketlerine, gözlerini ise topa odaklaması sağlanabiliyor.

Herhangi bir konu belirleyin ve odaklanın.

Lipson’ın bu başarısının formülü aslında insanların öncelikle kendi içsel düşünceleri nedeniyle dikkatlerinin dağılabileceğini fark etmesine dayanıyor. Yani dikkat dağılması aslında cep telefonuyla başlamıyor. Lipson, dikkat kesilmesinin ve dikkat dağılmasının dört aşaması olduğunu söylüyor ve bu aşamaları şöyle özetliyor:

1. Öncelikle bir odak noktası belirleyin. Bu herhangi bir şey olabilir.

2. Er ya da geç dikkatiniz başıboş gezmeye başlayacaktır. Bu aslında sizin planladığınız bir şey değil, kendiliğinden olan bir şeydir.

3. Er ya da geç dikkatinizin başıboş gezdiğini fark edersiniz. Dikkatinizin dağıldığını anlarsınız ve aslında ilk başta odaklanmak istediğiniz şeyin ne kadar uzağında olduğunuz ortaya çıkar. Yine bu sizin tercih ettiğiniz bir şey değildir.

4. Dikkatinizin dağıldığını fark ettikten sonra asıl meseleye geri dönmeyi seçebilirsiniz veya başka ilk başta odaklandığınız şeyden vazgeçip başka bir şeyle ilgilenmeye başlarsınız. Bu size bağlı.

Eğer dördüncü maddede belirtildiği gibi ilk başta belirlediğiniz hedefe geri dönerseniz, aynı şey yeniden başınıza gelebilir ve er ya da geç dikkatiniz yeniden dağılabilir.

Bu adımlara tekrar göz atarsanız, birinci ve dördüncü adımların bilinçli seçimler olduğunu, ikinci ve üçüncü adımların ise kendiliğinden gerçekleşen şeyler olduğunu görebilirsiniz.

Bu aşamaların gerçek hayatta da aynen burada yazdığı gibi yaşandığını fark ettikçe, şablonun zamanla değiştiğini görebilirsiniz. İlk başta sadece bir dört aşamanın ortaya çıktığını fark edersiniz. Sürece dikkat kesildikçe, dikkatiniz dağılana kadar ilk başta belirlediğiniz hedefe daha uzun süre bağlı kaldığınızı görebilirsiniz. Dikkatiniz artık daha kısa süreliğine ve daha az dağılır hale gelir. Dikkatinizin dağıldığını fark ettiğinizde, artık bacaklarınızı esnetmek yerine asıl konuya geri dönmeyi daha çok ister hale gelirsiniz.

Şimdi sıra sizde. Herhangi bir konu belirleyin. Birinci adım, odaklanın. Belirlediğiniz konuyu olabildiğince net ve yaratıcı bir şekilde düşünün. Bir süre sonra dikkatiniz dağılacaktır. Siz bunu fark ettikçe, tekrar odaklanma beceriniz artmaya başlayacak.

Kaynak:
Harvard Business Review

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Hayatta verimliliğin anahtarı: Birden fazla hedef yerine tek bir göreve odaklanmak

6 adımda keşişlerin odaklanma becerilerini keşfedin

Odaklanma sorununa karşı beyninizi eğitin

Hayatın anlamını keşfetmeye çalışırken yapılan en büyük hata: Zihne odaklanmak

Dış sesleri kapatıp iç sesinize odaklanmanın önemi

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale