Dijital detoks beyinde ve bedende ne tür değişiklikler yaratıyor?

Sürekli akıllı telefonlara odaklanmanın, mail ve sosyal medya hesaplarını kontrol etmenin bizleri daha az üretken ve gerçek hayattan daha kopuk yaptığı bir gerçek. Peki hepimizi dijital dünyaya bağlayan bu araçların bedenimiz ve davranışlarımız üzerindeki gerçek etkileri neler? Bu araçlardan uzaklaşıp bir “dijital detoks” yapmak, bedenimizde ve hayatımızda ne gibi değişiklikler yaratır?

Londra ve New York’ta iki merkezi olan ve teknolojinin insanların bedenlerini ve davranışlarını nasıl değiştirdiğine dair araştırmalar yapan Kovert Designs‘in kurucusu Kate Unsworth “Okuduğum araştırmalar, beni bu konuda bir şeyler yapmaya itti. Çocuklarımın böyle bir ortamda büyümesini istemiyorum. Ancak bunun için insanların sadece bir süreliğine dijital dünyadan uzak kalmaları değil, sosyal değerlerde bir değişim gerçekleştirmeleri gerekiyor” diyor.

Dijital detoks beyinde ve bedende ne tür değişiklikler yaratıyor?
Teknolojiden uzak kalmak, insanların zihinlerinde daha özgür kalmasını ve arzu ettikleri değişimi yapacak güce sahip olduklarını anlamalarını sağlıyor.

Cep telefonundan uzak tutan takılar

Kovert Designs’ta nörobilimciler, psikologlar ve felsefecilerle bilikte yaklaşık 20 kişi çalışıyor ve teknolojinin kişilerin bedenlerinde ve davranışlarında ne tür değişiklikler yarattığına dair deneyler yapılıyor. Bu deneylerden elde edilen niceliksel ve niteliksel veriler sayesinde insanların teknolojiye sınır koymalarını sağlayan ürünler geliştiriliyor. Örneğin Kovert tarafından üretilen takılar, takan kişiyle cep telefonu arasına bir sınır koymasını sağlıyor. Böylelikle, bu takıyı takan kişi acil durum uyarısı olmadığı sürece sadece ekrana bakmak veya sosyal medyada dolaşmak için cep telefonuyla ilgilenmemiş oluyor.

Unsworth, bu tür ürünlerin sadece birer araç olduğunu, asıl amaçlarının insanların teknolojiden ayrı daha mutlu bir hayat sürmelerini sağlamak olduğunu söylüyor. Yaptıkları işin en heyecan verici tarafının veri toplamak olduğunu belirten Unsworth, birkaç ay önce 35 CEO ve girişimcinin teknoloji olmadan nasıl davrandıklarını gözlemlemek için Fas’a götürdükleri deneyi anlatıyor. Gezinin ilk gününde, gruptakiler akıllı telefonlarına rahatça erişim sağlayabildikleri otelde, birbirlerini tanımaya çalışarak zaman geçiriyor. Unsworth, geri kalan dört günde ise grubu Fas‘ın çöllerine götürüyor ve tüm katılımcılardan teknolojik araçlarını dijital detoks adı altında otelde bırakmalarını istiyor. Grubun içinde kimliğini gizleyen beş nörobilimci ise insanların teknolojiyle bağlantılıyken ve bağlantılı değilken nasıl davrandıklarını gözlemlemeye çalışıyor ve şu sonuçlara varıyor:

Daha iyi bir duruş, daha derin arkadaşlıklar

Teknolojisiz geçen üç günün sonunda insanların duruşu belirgin bir şekilde değişiyor. Vücutlarının göğüs kısmını dışarı doğru çıkarıp, omuzlarını geri iterek daha dik bir şekilde durmaya başlıyorlar. İnsanlar birbirine karşı daha açık davranıyor. Karşılarındaki kişiyi baştan aşağı süzmek yerine önce gözlerine bakıyorlar. Bu göz teması, insanların daha derin bağlar kurmalarını sağlıyor.

Google’ın öldürmediği sohbetler

Teknoloji olmadığı zaman insanların sohbet konuları da değişiyor. Teknolojiyle bağlantısı olan konuşmalarda, kimsenin bilmediği bir soru akıllara geldiği zaman insanlar hemen açıp Google’dan cevap aramaya çalışır. Google olmadığında ise insanlar yanıtı bulmak için birbirleriyle daha çok konuşuyor ve ortaklaşa bir yanıt aramaya çalışıyor. Bazen bu çaba, yaratıcı oyunları bile beraberinde getiriyor.

Hafıza geliştirici

Teknolojisiz geçen birkaç günün sonunda bile insanlar birbirleriyle ilgili detayları daha kolay hatırlamaya başlıyor. Nörobilimciler bunun nedeninin, insanların konuşmalara daha fazla odaklanması, böylelikle beyinlerinin yeni bilgileri daha kolay işleyip biriktirmesi olduğunu söylüyor. Teknoloji nedeniyle beyinlerimiz gitgide daha az çalışmaya alışıyor.

Daha iyi bir uyku

Katılımcılar, beş gün boyunca uzun süre uyumamalarına rağmen daha kendilerini daha dinlenmiş ve yenilenmiş hissettiklerini söylüyor. Nörobilimciler bunun, bilgisayar ve akıllı cihazların ekranlarından yayılan mavi ışığın vücuttaki melatonini emmesiyle ilişkili olduğunu söylüyor. Yapılan araştırmalar da uyumadan önce telefonunun ekranına bakan kişilerin, kaliteli bir uyku uyuyamadığını gösteriyor.

Yeni bakış açıları

Araştırmanın en önemli bulgularından biri de insanların çevrimiçi dünyadan uzak kaldıkça hayatlarında belirgin değişiklikler yapmaya daha meyilli olmaları. Araştırmaya katılanların bazıları kariyerlerinde veya duygusal ilişkilerinde büyük değişiklikler yapmaya, bazıları ise sağlıklı ve fit bir yaşam için daha fazla çaba harcamaya karar veriyor. Teknolojiden uzak kalmak, insanların zihinlerinde daha özgür kalmasını ve arzu ettikleri değişimi yapacak güce sahip olduklarını anlamalarını sağlıyor.

Unsworth, çalışmanın sonunda katılımcıların büyük bir çoğunluğunun, bunun “yaşamını değiştiren bir deneyim” olarak tanımladığını söylüyor.

Kaynak:
Fast Company

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!