X

Derin duygulara sahip çocuklar nasıl desteklenir?

Bazı çocuklar, diğer çocuklara kıyasla duygularını daha yoğun yaşayabiliyorlar. Klasikleşmiş ebeveyn pratikleri, bu çocukları destekleme konusunda yeteri kadar işe yaramıyor. Bu nedenle, derin duygulara sahip çocuklar için başka yöntemlerin uygulanması gerekiyor. Bu yazımızda, çocuk psikoloğu Becky Kennedy’nin tanımlamış olduğu derin duygulara sahip çocukların özelliklerini ve bu çocuklara nasıl yaklaşılması gerektiğini sizler için kaleme aldık.

Derin duygulara sahip çocukların özellikleri nelerdir?

Duygularını fazlasıyla yoğun bir şekilde yaşayan derin duygulara sahip çocuklar, davranışlarıyla diğer çocuklardan ayrılıyorlar. Bu küçük bireyler, sık ve uzun süreli öfke patlamaları yaşayabiliyorlar. Buna ek olarak, derin duygulu çocukların basit bir olay veya durum karşısında çok büyük tepkiler verebildiğini de belirtmeliyiz.

Derin duygulara sahip çocuklar, çoğu zaman ailelerinin duygusal dengelerini bozuyorlar. Bir başka deyişle, pek çok ebeveyn derin duygulu çocuğunun yanında yanlış bir şey söylememeye veya yapmamaya fazlasıyla dikkat ediyor. Örneğin, derin duygulu bir çocuğa sahip bir anne çocuğunun yanında daha sessiz bir şekilde adım atarak yürümeye özen gösterebiliyor.

Duyguları tanımlamak ya da yardım teklifi gibi klasik ebeveynlik stratejileri genellikle bu çocuklar üzerinde çalışmıyor. Derin duygulara sahip çocuklar, çoğu zaman karmaşık ve hassas tepkiler vererek bahsi geçen stratejileri etkisiz kılıyorlar.

Dr. Kennedy, bu çocukların savunmasız hissetmeleriyle utanç duygularının iç içe olduğunu belirtiyor. Örneğin, derin duygulu bir çocuk arkadaşlarıyla oyun oynarken bir hata yaptığı zaman çok fazla utanıyor ve bu utanç sonucunda da patlıyor. Kennedy, bu tarz patlamaların elimine edilmesi için derin duygulara sahip çocukların tepkilerinin sebeplerini anlamak gerektiğini vurguluyor.

Derinden hisseden çocuğunuza nasıl yaklaşmalısınız?

Eğer siz de çocuğunuzun etrafındaki olaylara ve insanlara karşı ortalamadan daha duyarlı olduğunu düşünüyorsanız aşağıdaki pratiklerle onu etkili bir şekilde destekleyebilirsiniz.

Sadece onun yanında olun

Çocuğunuz yoğun bir duygusal patlama yaşadığı zaman ona yaptığınız yardım teklifini reddedebilir. Bu durumun derin duygulu çocuklar açısından çok doğal olduğunu kabul ederek ‘’Yardım istemiyorsan ben gidiyorum!’’ tarzında tepkiler vermemeye özen göstermelisiniz. Bu tarz tepkiler, çocuğunuzun yalnız kalma korkusunu pekiştirebilir.

Herhangi bir patlamadan sonra sessizce çocuğunuzun yanında durarak ona ‘’Ben senin yanındayım, güvendesin ve seni bu halinle kabul ediyorum.’’ mesajını verebilirsiniz. Bu noktada, varlığınızın hiçbir şey yapmamak anlamına geldiğini düşünmemelisiniz. Kısacası, varlığınız çocuğunuz için en kıymetli destek olabilir.

İstediğiniz davranışları modelleyin

Derin duygulara sahip çocuklar, yetişkinlerin davranışlarını dikkatle gözlemlerler ve taklit ederler. Bu yüzden, duygusal tepkilerinizi etkili bir şekilde yöneterek çocuğunuza ders verebilirsiniz. Davranışlarınızla duyguların korkutucu olmadığını ve yönetilebileceğini ona aktarabilirsiniz. Kısacası, duygu yönetimi açısından çocuğunuza bir rol model olmalısınız.

Duygusal ataklar esnasında sakin kalın

Çocuğunuz yoğun duygular yaşarken sakinliğinizi korumanız büyük bir önem taşıyor. Eğer siz de kontrolden çıkarsanız çocuğunuz büyük hislerin baş edilemez unsurlar olduğunu düşünebilirler. Bu nedenle, sakin kalarak onun da zaman içinde sakinleşmeyi öğrenmesini sağlayabilirsiniz.

Farkındalığı ön planda tutun

Derin duygulu çocuklar, bazı dönemlerde biraz nefes alacakları bir alana ve zamana ihtiyaç duyabiliyorlar. Bu durumun farkına vararak onun açık havada vakit geçirmesini ve nefes egzersizleri yapmasını destekleyebilirsiniz. Örneğin, evinizde meditasyon alanına benzer bir köşe hazırlayarak çocuğunuza duygularıyla baş edebileceği bir sığınak verebilirsiniz. Bir başka deyişle, çocuğunuz duyguları yoğunlaştığı zaman kendi isteğiyle gidebileceği bir alan sunmalısınız.

Yukarıdaki yöntemleri göz önünde bulundurarak derin duygulara sahip çocuğunuzun duygusal zekasını geliştirmesine ve potansiyelini tam olarak ortaya çıkarmasına yardımcı olabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: İdeal ebeveyn: Kusursuz anne-baba olmak mümkün mü?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale