X

Denizden gelen ilham: Ceren Civaoğlu Tugay ile “Commodores” markası üzerine bir sohbet

İlhamını denizden alan, çok sevdiğimiz “Commodores” markasının kurucusu Ceren Civaoğlu Tugay’ı ve markasını biraz daha yakından tanıyalım istedik… Keyifli sohbetimizde Ceren Civaoğlu Tugay’a tasarımları hakkında merak ettiğimiz şeyleri sorduk…

Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Ceren Civaoğlu Tugay kimdir?

Ceren Civaoğlu Tugay: Tabii. Ankara’da doğmuş, büyümüş ve gençlik yıllarını geçirmiş biriyim. Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı mezunuyum. Mezun olduktan sonra uzun yıllar mimarlığın yanı sıra global müziğe olan ilgim sebebi ile Capital Radio’da DJ’lik yaptım. 20’li yaşlarımın sonlarına doğru freelance olarak aldığım tekne iç mekan tasarımı işlerim dolayısıyla Marmaris’e taşındım.

Doğu Akdeniz’in en büyük teknelerini çeken bir marinada iş yapmaya başladım. İş işi kovaladı ve Türkiye ve yurtdışında charter ve private alanında bilinen birçok tekneyi revize ettik. Sonrasında sektördeki tecrübelerim dolayısıyla, öğrencilerine sadece teorik değil, pratik bilgiler de aktarmak isteyen bu alana ilgili yurtiçi ve yurtdışından bazı üniversitelerden ders ve seminer teklifleri aldım. Çoğunu değerlendirdim ve bir nevi akademisyenlik tecrübesini de tatmış oldum mesleğimle alakalı. Aynı zamanda Motorboat & Yachting Türkiye edisyonunda uzun soluklu bir stil dosyası serüvenim oldu. Aktif olmayı seviyorum. Şu ara işlerimin yoğunluğu dolayısıyla ara verdiğim mesleğin bu tarz farklı kollarına yine vakit yaratınca mutlaka geri döneceğim.

Yaşam tarzınızdan biraz bahseder misiniz? Günlük hayatınızda neler yaparsınız, nelerden keyif alırsınız?

Erken kalkmayı çok seviyorum. Ev halkı henüz kalkmadan çok daha erken kalkmak, yoga, sabah kahvesi sonrasında gazete yahut kitap okumak gibi aktiviteleri ful sessizlik ve konsantrasyon ile yapmak en büyük keyfim!

DJ’lik zamanlarımdan kalma bir alışkanlık iyi bir speaker düzeninde beni motive eden değişmez şarkıları dinlemek, yine okumak, araştırmak, yeni bir şeyler öğrenmek… Sabah erken sahil yürüyüşü yahut akşamüstü kickboks antrenmanına gitmek de en büyük deşarj kaynaklarım. Günlük yaşamımda bu rutinlerim varsa, kendimi çok motive, mutlu ve güçlü hissediyorum!

Birbirinden harika tasarımlarınızın bir araya geldiği Commodores isimli bir markanız ve markanın da oldukça ilginç bir hikayesi var. Bu hikayeyi sizden dinleyebilir miyiz?

Tabii. Motorboat and Yachting’e Stil Dosyası hazırlarken her ay farklı bir tema, akım ve aksesuar aradığım için, piyasadaki çoğu markaya ve çıkardıkları ürünlere aşina olmuştum. Denizci konsepti denince akla gelen klasikleşmiş yaklaşımlar çoğunluktaydı. Ben de daha farklı, niş bir konseptle kendi tasarımlarımı yapmaya başladım. İhtişamlı rütbeler, denizci armaları ve üniformalarından esinlendiğim bir yastık koleksiyonu çıktı ortaya ve bir marka fikri doğdu. Denizcilik ailemizde iki-üç kuşak öncesine dayanıyor. Büyük dedem Tevfik Bey, 1900’lü yılların başında İstanbul Boğazı’nda yük gemileri olan bir armatördü. O yıllarda yaşananlar, büyük babamın savaş sonrası kayıplarının ardından taşındığı ve yaşamının sonuna kadar kaldığı Pera Palas, tek kızı Memduha ve onu evlendirdiği Nadir Paşa’nın oğlu, Atatürk’ün hukuk danışmanlarından olan İhsan Bey, onlardan kalan büyüleyici anılar, film sahnesinden fırlamış gibi fotoğraflar beni çok etkilerdi hep,  küçüklüğümden beri. Onların ve o zamanların anısına “Commodores” ismini vermek istedim markama. Zamanla farklı dekoratif aksesuarlar ve günlük moda kullanım unsurları ekledik koleksiyonlara.

Commodores nasıl bir kitleye hitap ediyor? Commodores tasarımlarını ve müşterilerinizi nasıl tanımlarsınız? Markanızla yeni tanışan kişiler Commodores’te ne bulabilirler?

Şu anda piyasada rafine ve sofistike, sade ve cool çok tasarım var ve beğeni akımı bu yönde. Biz bu anlamda ters köşe bir markayız.  Maksimalist detaylar oldukça fazla. Herkesin beğenisine hitap edebilecek bir tarzımız yok. Bu ürünleri tasarlarken ilhamım zaten bu rütbelerin ve otorite simgelerinin ihtişamı üzerine kuruluydu. Bir nevi arzu nesnesi algısında ürünler sunmak diyebilirim amacım. Otorite sahibi, lider ruhlu, güçlü, sözü geçen, ben de varım diyen iddialı ve maksimalist bir alıcı kitlemiz var.

Buna ek olarak bunu bir oyun unsuru olarak benimseyen ve teatral seçimler yapmayı, esprili detayları seven bir kitleye de hitap ediyoruz. Yenilik olarak mizah unsurlarını sevdiğimiz için denizci üniformalarını giymiş vaziyette resmedilmiş el boyaması illüstrasyonlu köpek figürlü serilerimizi çıkardık mesela: Argos ve Sunny serisi. Commodores’da aynı konsept üzerinden giden fakat oldukça farklı bir ürün skalası var. En son sürprizimiz de Patrimony of Pera adını verdiğimiz gece çantası serisi.

Tekne iç mekan tasarımları yapan bir iç mimar olarak, tekne tasarımlarında imza olarak kullandığınız öğeler var mı? Bu öğelerin Commodores ürünlerindeki tasarımlarınıza da yansıdığını söyleyebilir miyiz?

Evet, kesinlikle. Bir mekanın sınırlarını belirginleştirmek, zenginleştirmek, bordür kullanımları, katmanlardan oluşan mekan tasarımlarım, detayların fazlalığı aslında çantaların tasarımı ile çok örtüşüyor. Kontrast yaratmak, örneğin son derece sade ve spor havası olan mumlu kanvasın üzerine Fransız sırması gibi lüks ve gösterişli bir detay koymak gibi unsurları mekanlarımda da sıkça yapıyorum. Tasarladığım iç mekanlara da ne tamamen çağdaş ne de tam bir klasik diyebilirsiniz. Commodores ürünleri de sanırım bu tanımlamaya uyuyor.

Sıfırdan bir marka kurmak, fikir aşamasından üretime kadar tüm aşamalarında bulunmak ve tüketiciyle buluşturmak oldukça uzun ve meşakkatli bir süreç. Sizin hikayenizde bu süreç nasıl ilerledi? Hangi zorluklarla karşılaştınız, nasıl çözdünüz?

Çok sevdiğim bir eğitim dizisi var: Master Class. Sık sık çeşitli mesleklerden ilgi alanıma göre işinde artık duayen olmuş isimleri dinliyorum. Geçenlerde bir moda imparatorluğu yaratmış, 50 yıldır sektörde olan bir kadının derslerini bitirdim. O kadar içten ve samimiydi ki, işin ta en başında küçük adetlerini yaptırırkenki iş sahiplerine olan yalvarmaları, ters ve yanlış basılan etiketler, ucu ucuna elle yapılan detay değişiklikleri, başlangıçta aldığı, bir elin parmaklarını geçmeyecek siparişler ve daha nice nice benzer demotive edici unsur… Bunları açık yüreklilikle paylaşmak karşındakine “yalnız değilim” hissi veriyor. “Ben de bunları bir şekilde aşabilirim ve yapabilirim” hissi… Ben de iç motivasyonumu başka hikayeler okuyarak, dinleyerek, güzel şeylere inanarak çözdüm bu süreçte. Bir söz var bilirsiniz: Yola devam etmeyeceksek, buraya kadar niye geldik? Buna inanıyorum. Ve hep ılımlı ve çözüm odaklı olmak, imalatçıların bizim çözüm ortağımız olduğu gerçeğini kavramak ve insana değer vermek… Bunlar sinerjiyi yaratan unsurlar ve gerisi geliyor.

Kendi markasını kurmak isteyen girişimcilere öğütleriniz neler olur?

Bu işin fikri, patenti, satın alması, ar-gesi, imalatı, sosyal medyası, PR’ı, satışı, o kadar çok detayı var ki… Bir start-up’ın kendi fikirlerine güveni olduğu kadar mutlaka bir beyin takımı arkadaş grubu olmalı ve onlardan ortaya koydukları ürünün ne kadar iyi olduğunu söylemelerini değil, onu eleştirmelerini istemeli: Neresi olmamış, nesi aksıyor, eksiği, zayıf yönü nedir? Böyle böyle tam olarak güvenebileceği ürünleri ortaya çıkardıktan sonra da, elbette çıkılacak basamakların ne kadar fazla olduğuna değil, günlük ve haftalık iş planlarına odaklanıp aşama aşama yapılacak işler listesine küçük tikler atıp ilerlemek, motivasyon açısından çok daha iyi olacaktır!

Sıra kısa sorularımızda…

Size en çok ilham veren 3 şey?

  1. Eski Holywood filmleri
  2. Bası iyi bir kulaklıkla tek başına yürümek
  3. Biyografi okumak

Hikayesiyle size güç, ilham veren 3 kadın?

  1. Leyla Gencer
  2. Fahrelnisa Zeid
  3. Oprah Winfrey

En sevdiğiniz 3 şehir?

Orada geçirdiğim güzel anılar sıralamasına göre;

  1. Las Vegas
  2. Napoli
  3. Londra

Başucunuzdan ayırmadığınız 3 kitap?

  1. Simyacı (Paulo Coelho)
  2. Ermiş, Sörfçü ve Patron (Robin Sharma)
  3. Tutkunun Romanı (Zeynep Oral)

Tekrar tekrar izlemekten sıkılmadığınız 3 film?

9-10 yaşından beri defalarca izlediğim ve hiç sıkılmadığım;

  1. Starwars – A New Hope
  2. Hollywood Glamour kıyı mekanları ve sıcak komedisi ile Some Like it Hot
  3. Tarantino’nun ikonik Kill Bill’i

Karantina döneminde hayatınıza giren en yeni aktivite/aktiviteler?

  1. Hamak-Anti Gravity Yoga çok iyi geldi.
  2. Yıllardır bekleyen ev detoksu yapıldı
  3. Ve maalesef dünya mutfaklarından yeni tarifler yapmayı denemek!

Hayat mottonuz?

Kalbin her nerede ise, hazineni bulacağın yer orasıdır. Bir de kısa ve öz; Yapabilirim!

Son olarak, Uplifers’la ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Uplifers başından beri takip ettiğim çok emek verilmiş bir platform. İçeriklerin hepsi dolu dolu. Günlük yaşamın temposunda okumadan hızlıca geçtiğimiz çok veri olabiliyor. Fakat Uplifers’a girdiğimde çıkamıyorum. Okumazsam bir şeyler öğrenmeyi kaçıracağım hissine kapılıyorum. Boş zamanlarımda mutlaka girer, yeni neler var diye bakarım. Hareket üzerine yarattığınız farkındalık da ilham verici ve kesinlikle motive edici!

 

Commodores ile tanışmak için:
Web sitesi: Commodores
Instagram: @commodoresshop

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale