X

Daha verimli bir çalışma alanı oluşturmanıza yardımcı olacak öneriler

Stok fotoğraflarında çalışma alanlarının ne kadar düzenli ve basit göründüğüne hiç dikkat ettiniz mi? Bazı çalışma alanları o kadar verimli görünüyor ki, iş hiç kimsenin yardımı olmadan hallediliyormuş görünüyor. Dürüst olmak gerekirse böyle bir görünüm neredeyse hiçbir ofiste yok! Bu ideallerde yer alan çalışma alanı yüzünden verimlilik konusunda problemler ortaya çıkıyor.

Fiziksel çalışma alanınız verimliliğinizi nasıl etkiliyor?

2011 yılında OfficeMax, 1000 yetişkin katılımcıyla beraber çalışma alanı organizasyonu konulu bir anket düzenliyor. Katılımcıların %77’si dağınıklığın verimliliklerini etkilediğini dile getiriyor.

Düzensiz çalışma ortamı, insanların ruh sağlığına ve motivasyonlarına olumsuz etki ediyor.

Düzensizlik bireylerin aradıklarını bulmalarını zorlaştırdığı gibi, ihtiyacı olan şeyleri ararken zaman da kaybetmelerine neden oluyor.

Katılımcıların yarısından fazlası düzensizliğin ruhsal durumlarını ve motivasyon seviyelerini kötü anlamda etkilediğine dikkat çekiyorlar.

Eğer siz de böyle bir ortamda çalışıyorsanız, er ya da geç yığdığınız materyallerin altında eziliyormuş gibi hissedeceksiniz. Ofisinizi veya odanızı düzenlemek stres seviyenizi düşüreceği gibi verimlilik konusunda da size yardımcı olacak.

İşe ilk başladığınızda temiz tutmak için çabaladığınız çalışma alanınızı temizlemek, şimdilerde sizin için zorlu bir görev haline gelse de, tekrar eskisi gibi temiz ve düzenli tutmamanız için hiçbir sebep yok! İşte size bu konuda yardımcı olacak öneriler:

1. Önceliklerinizi belirleyin

Mükemmel bir çalışma alanı oluşturmanın en önemli koşullarından bir ihtiyacınız olan eşyaları belirlemektir. Sizin için önemli olan ve devamlı olarak kullandığınız araç gereçleri belirledikten sonra onlara bir yer bulun ve bu eşyaları koyduğunuz yere kolaylıkla ulaşabileceğinizden emin olun.

Peki önemsiz olan eşyaları ne yapmanız gerekiyor?

Önemine göre çöpe atabilirsiniz, dosyalayabilirsiniz, hediye edebilirsiniz ya da kullanabileceğini düşündüğünüz kişilere verebilirsiniz.

2. Dosyalama sistemi yaratın

İş koluna bağlı olarak, dosyalama sistemi kişiden kişiye bağlı olarak farklılık göstermektedir. Fakat bu konuda size yardımcı olacak bazı temel metotları göz önünde tutmanızda fayda var:

Dosyaları okunmalarına göre ayırın:

Halihazırda okuduğunuz kağıtları okumadığınız kağıtlardan farklı bir dosyaya koyarak dosyalamalısınız.

Dökümanlara renk kodlaması uygulayarak en önemliden önemsize doğru sıralayabilirsiniz.

Kategorize etme:

Dökümanları bir kere okuduktan sonra, onları uygun bir şekilde kategorize edin. Bazı insanlar bu kategorize etme işlemini dökümanlara renk kodlaması uygulayarak, yani post it kullanarak en önemliden standart işlere ve oradan da önemsizlere doğru sıralayarak yapıyorlar. Bazı insanlar ise kategorize etmeyi projelere veya müşterilere ayırarak gerçekleştiriyorlar. Kendi kategorize etme yönteminizi size en mantıklı gelen sisteme ve işinize göre belirleyin ve kendi sisteminize sadık kalın!

3. Gürültüyü minimize edin

Ofisinizde herkes aynı ortamda mı çalışıyor? Eğer öyleyse, gürültülü bir ortamda çalışıyorsunuz demektir. Cornell University’nin yaptığı bir araştırmaya göre gürültü, verimliliğinizi düşürüp, stres seviyenizi ve hastalığa yakalanma ihtimalinizi artırıyor, aynı zamanda iş memnuniyetinizi de olumsuz yönde etkiliyor.

Bilişsel Nörobilimci Daniel Levitin, yaptığı araştırmalar neticesinde, çalışırken müzik dinlemenin de verimliliği düşürdüğünü dile getiriyor ve ekliyor ‘Müzik dinlemek, okuma ve yazma gerektiren tüm entelektüel görevlere olumsuz etki ediyor.’

Peki ne yapmalısınız?

Bu noktada okumanız veya yazmanız gereken zamanlarda müzik dinlemeyerek ve ofisteki gürültü içinse gürültü engelleyen kulaklıklar kullanarak sorunu çözebilirsiniz.

4. Çalışma alanınızı şimdiden düzenleyin

Çalışma alanınızı bir sonraki gün için düzenlemek en fazla 5-10 dakikanızı alacaktır. Ofisten çıkmadan önce 10 dakikanızı ayırarak masanızda çöpe atılacakları ayırın, bardaklarınızı ve tabaklarınızı temizleyin ve bir sonraki gün için yapılacaklar listesi hazırlayın. Birkaç dakika süren bu organizasyon her sabah size verimli bir çalışma alanı sağlayıp üretkenliğinize katkıda bulunacaktır.

5. Bilgisayarınızın masaüstünü de düzenli hale getirin

Yalnızca iş ortamında vaktinizi geçirdiğiniz fiziksel alanı değil, aynı zamanda dijital ortamınızı da düzenli tutmak son derece önem taşımaktadır. Sürekli bilgisayarınızı kullanmanız gereken bir işiniz varsa, bilgisayarınızın verdiğiniz görevleri yerine getirmesine güvenmek zorundasınızdır. Bu yüzden aradığınız her şeye kolaylıkla erişmek için bilgisayarınızdaki çalışma ortamını ve masaüstünüzü tertipli tutmalısınız ki, yaptığınız iş verimli hale gelsin.

Dijital dosyalama sistemi yaratmak size tüm dökümanlarınıza kolay ve hızlı erişim imkanı sağlar. Aynı şekilde, saklanabilir kopyalarda olduğu gibi, online ortamda da dökümanları tercihlerinize ve iş fonksiyonuna göre düzenleyebilirsiniz. Yine de bazı önerilere göz atmanız gerekirse:

Her şeyi tek bir dosya içerisine koymaktan kaçının:

Aslında bu cümle her şeyi özetliyor olsa da, tüm dökümanları aynı dosyanın içerisine koymak tüm kağıtlarınızı ve ofis araç gereçleriniz aynı çekmeceye koymak gibidir. O yüzden her şeyi tek bir dosyada toplamaya çalışmayın.

Mantıklı kategorizasyon yapma işin anahtarı:

Kağıtları dosyalamada kullandığınız kategorileme metodunun aynısını dijital dökümanlarınız için de uygulayabilirsiniz.

Alt klasörler konusunda aşırıya kaçmayın:

Alt klasör oluşturmak akıllıca bir harekettir. Fakat çok fazla alt klasör kullanarak sistemi aşırı komplike hale getirmemek için dikkatli olun. Eğer önemli dosyalarınız 4-5 tık uzağınızdaysa, çetrefilli depolama siteminizi zaman kazanmanız yerine zamanınızı öldürmeye başlamış demektir.

Çalışma alanları, üretkenliğinizi canlandırmak ve artırmak için oluşturulmuş yerlerdir. Uygulayacağınız bu 5 değişiklik, verimlilik anlamında çok daha ileri gitmenize yardımcı olacaktır.

Kaynak:

lifehack.org

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale