X

Daha mutlu bir yaşam için edinmeniz gereken 8 alışkanlık

“Tüm hainlikleriyle ve kırılan hayallerine rağmen hayat halen güzel.”
Jean d’Ormesson

Hayata dair ne çok düşündük geçtiğimiz yıl. Tüm alışkanlıklarımız değişince ve kendimizle baş başa kalınca sorgulamaya başladık bolca. Kim olduğumuzu, hayat amacımızı, mutuluğun aslında ne olduğunu araştırmaya koyulduk. Örneğin akıl sağlığımızı korumakta zorlandığımız günerde yardıma koşan metanetin felsefesi de diyebileceğimiz Stoic felsefe üzerine bu dönemde daha fazla arama yapılmış. Öte yandan yeni alışkanlıklar edinildi, yogaya olan ilgi arttı. Online yoga dersleri dolup taştı. Meditasyon üzerine sohbetler, meditasyon ve nefes çalışmaları online verilmeye başlandı, katılım hep beklenenin üzerinde oldu. Bunların hepsi güzel gelişmeler. Krizle başa çıkma isteğini, hayatın tüm absürditesine rağmen hayatta kalma tutkusunu gösteriyor.

Benim de bu yolda birtakım adımlar attığımı söylemeliyim. Dünyanın başka bir ucunda çok başka bir deneyimle pandemi sürecini geçiren yakın bir arkadaşım Işık ile zihnimizi taze ve temiz tutmak adına pandeminin başından beri kendi aramızda felsefe, özgür irade, meditasyon, iklim krizi, seçtiğimiz filmler ya da kitaplarla ilgili okumalar, izlemeler, dinlemeler yapıp, sonra haftada bir gün bunlar üzerine tartışmaya başladık.

Tamamen kendimiz için, kayıt almadan, yalnızca kendimize notlar alarak… Akıl sağlığımızı korumakta yardımcı olduğunu söyleyebilirim. Bu randevular bizi Laurie Santos’a getirdi. Ben kendisinin Sam Harris ile olan podcast’ini dinlemiştim; hemen link’ledimlink’, dinlemenizi tavsiye ederim. Laurie Santos dünyalar tatlısı Harvardlı bir psikolog. Şu anda Yale Üniversitesi’nde psikoloji dersleri veriyor. Hatta Yale tarihindeki en popüler derslerden biri olan “Psychology and the Good Life” dersini veriyor. Biz de işte Işık’ın tavsiyesiyle bu dersin Coursera’daki kısa ve online versiyonuna katıldık.

Şimdi sizinle hap bilgiler şeklinde bu derslerden aldığım notları paylaşacağım.

Santos her haftanın başında bizi yeni bir alışkanlıkla tanıştırıyor. Bu alışkanlıkların yerleşmesi için tavsiyelerde bulunuyor. İlk önce bu alışkanlıkları sıralamak isterim:

  1. Güçlü yönleriniz: Karakterinizin güçlü yönlerini keşfedin ve onları verimli şekilde kullanın.
  2. Tadını çıkarma: Zevk aldığınız anların, alışkanlıkların, insanların ve diğer her şeyin tadını çıkarmaya zaman ayırın.
  3. Şükretmek: Hayatınızdaki insanlar ve şeyler için minnettarlığınızı ifade ettiğiniz mektuplar yazın kendinize.
  4. Kibarlık: Nezaket hayatı güzelleştirir. Çok daha iyi hissedersiniz. Kibarlıklarınızı artırın.
  5. Sosyal bağ: Hayatınızdaki insanlar için daha fazla zaman ayırın ve bu zamanları güçlü bağlarla canlandırın.
  6. Egzersiz: Fiziksel aktivitenizi haftada birkaç kez, en az 30 dakikaya çıkarın.
  7. Düzenli uyku: Günde en az 7 saat ve kaliteli uyku uyuduğunuzdan emin olun.
  8. Meditasyon: Meditasyonu bir hayat rutini haline getirin. Günde 5-10 dakika ile başlayın, zamanla artırın.

İyi iş, bolca para, gerçek aşk, harika vücut; bunlar gerçekten mutluluğa ulaşmak için mutlaka sahip olmamız gerekenler mi yoksa?

Santos bizi buna inandıran düşünce tarzına “zihnin can sıkıcı özellikleri” diyor. Bizi mutsuz eden bu can sıkıcı özellikleri ise şu şekilde sıralıyor:

1. Zihnimizin en güçlü sezgileri çoğu zaman hatalıdır.

Her gün o kadar çok içerik ve görselle yaşıyoruz ki zihnimizin karışmaması mümkün değil. Karşımıza sürekli bizi bizden, en yakın arkadaşımızdan daha iyi tanıdığı iddiasında olan algoritmalar tarafından bir takım içerikler çıkıyor. Bu algoritmaların iradesinde miyiz acaba emin olabilmek mümkün değil. Burada karşımızdaki düşmana karşı kasıtlı ve gerçek bir çabayla mücadele etmemizin öneminin de altını çiziyor Santos. Bu yüzden meditasyon yoluyla daha sadeleşmiş bir zihne sahip olmak ve karşımızdaki bu irade yiyici aktörlerin farkında olmak büyük bir adım olacaktır.

Maddi objelere yatırım yapmayı bırakın hiç sonu gelmeyecek anılara yatırım yapın diyor. Yeni bir araba ya da yeni bir telefon alırsınız bir süre sonra bunların yeni modeli çıktığında artık eskisi kadar keyif almıyor olursunuz. Ama bir Avrupa seyahati öyle mi? Gittiğiniz sanat galerisi, yediğiniz makarnanın tadı asla aklınızdan çıkmaz (tabii ki ilk aklıma gelen ülke dünyanın en güzel ülkesi İtalya oldu) Deneyimlere, anlara ve anılara yatırım yapın! Siz karlı çıkarsınız. Hayat boyu eskimeyecek mutlulular yaratmış olursunuz.

2. Referans noktalarımız

Sosyal medyada geçirdiğimiz vakit hayatımızın ciddi bir kısmı artık. Tüm referans noktamız oradaki figürler. Onların bedenleri, gittikleri tatiller, yedikleri yemekler, evleri, tarzları. Korkunç değil mi sizce de? Kendini bulmak, kendini bilmek hayatın en anahtar kısmı iken sürekli kıyaslama mecburiyeti getiren görsellere maruz kalmak… Mutsuzluktan başka bir şey getirmeyen bir döngü.

Bu yüzden öncelikle sosyal medya bağımlılığından kurtulmak gerekiyor. Hayatınız için odaklanmanız gereken noktayı belirleyin, o nokta asla başka birinin hayatı değil. Sadece sizin sahip olduğunuz ve geliştirmeniz gereken güçlü yönler ile size ait isteklerle kurulu bir yaşam biçimi.

Kendinizi sosyal medya hapsine atmayın. Bu kıyaslamalardan kurtulup kendi mutluluğunuzu ellerinizle yaratın. O anları sadece siz bilebilirsiniz. Bir başkası tavsiye edemez.

Sosyal bağları kuvvetli ve nezaketi baş değeri yapmış insanların çok daha mutlu olduğunu söylüyor araştırmalar. Örneğin kendinize bir kazak almak yerine bunu birine hediye edin ve bu deneyimi tekrarlayın göreceksiniz çok daha mutlu bir birey olacaksınız diyor Santos. Kibar, düşünceli, özenli ve nazik olmak bu da mutluluk için bir yol. Ne kadar kolay ve keyifli değil mi?

3. Dan Gilbert: “Harika şeyler özellikle ilk kez meydana geldiklerinde harikadır, ancak tekrarla harikalıkları azalır.”

Santos için bunun adı Hedonic Adaptasyon. Çoğu zaman böyle bir adaptasyona sahip olduğumuzun farkında bile değiliz. Yani ulaşmak istediklerimize ulaştıktan sonra otopilota bağlanmış gibi yeni arzuların peşine takılıp kısır döngüyü çalıştırmaya devam ediyoruz. Peki ne yapabiliriz?

  • Elde ettiklerinizin farkında olmak ve onların tadını çıkarmak bu konudaki ilk adım.
  • Olumsuz görselleştirme, yani sanki bu sahip olduklarınız hiç sizin olmasaydı diye düşünmek, beraberinde şükür duygusunu getiriyor ve sahip olduklarınıza daha büyük özenle sarılıyorsunuz.
  • Başka birine bu deneyiminizden bahsedin. Böylece yaşadığınız deneyim genişlesin, o an katmerlensin, daha da güzelleşsin.

Tüm bunların üzerine mutlaka oturup biraz düşünmek gerekecektir. Bu düşüncelere tam olarak dalmadan ise benim de küçük bir tavsiyem olacak. Kendi hayatınıza ve kalbinize sahip çıkın. Hep şunu hatırlayın: Mutluluk sizin her sabah uyandığınızda ellerinizle yeniden kurduğunuz bir dünya.

Bitirirken Jacques Brel sizler için söylesin. 1968’e girerken yazdığı dilek mektubu şöyle diyor:

Hayal etmek basit bir eylem olarak çok önemli. Size hiç bitmeyecek hayaller ve onların her birini gerçekleştirmek için yoğun bir ihtiyaç diliyorum. Sevmeniz gerekenleri sevmenizi ve unutmanız gerekenleri unutmanızı diliyorum. Sessizlikler diliyorum size, sonra uyandığınızda kuş sesleri, çocuk gülüşleri diliyorum. Zamanın getirdiği olumsuz erdemlere karşı direnebilmenizi diliyorum. En önemlisi kendiniz olmanızı diliyorum.

İlginizi çekebilir: Sabah rutinlerinizi gözden geçirin: Daha verimli bir gün geçirmeniz için 6 öneri

İpek Gülen Girgin: Caddebostanlı, orta okul ve lise eğitimini Fransız okulunda tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi Fransızca Kamu Yönetimi bölümünü bitirdi. O yaşlarda ileride politikanın içerisinde olacağından o kadar emindi ki Sciences Po d’Aix en Provence’dan Politik Eğitim Sertifikası aldı. Mezun olduktan sonra amaçlarına ulaşmıştı, güzel İstanbul’u, Caddebostan sahili bırakıp Ankara’ya taşındı. Türkiye Büyük Millet Meclisi Dış İlişkiler ve Protokol Başkanlığı’nda çalışmaya başladı sonra Milletvekili danışmanlığı yaptı. 7 koca senenin ardından ise artık ciddi bir detoksa ihtiyaç duyuyordu. Çocukluktan beri bir diğer tutkusu olan sağlıklı beslenme ve spor alanında çalışmak, bu konuda üretmek istiyordu. Ankara’nın ilk soğuk sıkım sebze ve meyve suyu, smoothie ve vegan yiyecekler markası Juju Fresh’i kurdu. Şimdi Juju Ankara’da wellness alanında bir kültür oluşturdu. İpek de sizlere biraz sağlık, biraz beslenme, yoga ve hayat ne getirdiyse ne getiriyorsa onları anlatacak.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale