X

Daha fazla uyumanız için 10 sebep

Geceleri düzenli olarak yedi saatten az uyumak, sağlığınızı riske atabilir ve bu nedenle günlük olarak uyku düzenine önem göstermek gerekir. İyi bir gece uykusu sağlık için çok önemlidir. Hatta bazı uzmanlar dengeli ve iyi beslenme ile spor kadar önemli olduğunu belirtiyorlar. Uyku ihtiyacı kişiden kişiye değişse de, pek çok yetişkinin her gece 7-9 saat uykuya ihtiyacı vardır. Ancak insanların büyük kısmı bu miktarı karşılamakta zorlanıyorlar. Daha fazla uyumanız için bazı sebepler ise şöyle:

1. Kilo kontrolüne yardımcı olur

Az uyumakla ilgili yapılan çeşitli çalışmalarda her gece 7 saatten az uyumanın kilo alımı riskini arttırdığı görülüyor. 2020 yılında yapılan bir analizde, günde 7 saatten az uyuyan yetişkinlerde obezite gelişme riskinin %41 arttığı görülmüş. Daha fazla uyumak ise bir risk artışına sebep olmamış. Uykunun kilo alımı üzerindeki etkileri çeşitli faktörlerden kaynaklanıyorlar ve bunlar arasında hormonlar ve spor motivasyonu da bulunuyor.

Örneğin uykusuzluk, aç hissetmenize neden olan ghrelin hormonu düzeylerini arttırırken, tok hissetmenizi sağlayan leptin hormonunun düzeylerinin azalmasına sebep oluyor. Bu da daha fazla aç hissetmenize ve fazla yemenize sebep olabilir.

Bu bilgiler uykusuz kalan bireylerin daha iştahlı olmaları ve daha fazla kalori almaları ile çeşitli çalışmalarla destekleniyorlar. Ayrıca enerji yoksunluğunu karşılamak için bedeniniz şeker ve yağ içeriği daha yüksek gıdalar tüketmeniz için sizi uyarabilir. Ayrıca çok az uyumaktan kaynaklı olarak yorgun olduğunuzda, spor yapmaktan ve fiziksel aktivitelerden de geri durursunuz. Dolayısıyla iyi uyku, sağlıklı bir kilo için önemli.

İlginizi çekebilir: Uyku borcu: Eksik kalan uyku saatlerinin telafisi olur mu?

2. Konsantrasyon ve üretkenliği iyileştirebilir

Uyku beyin fonksiyonları için önemlidir. Bilişsel güç, konsantrasyon, üretkenlik ve performans, uykusuzluktan kötü etkilenir. Fazla çalışan doktorlar üzerine yapılan bir çalışmada orta, yüksek ve çok yüksek uykusuzluk çeken doktorların tıbbi hatalar yapma ihtimallerinin sırayla %54, %96 ve %97 oranında daha fazla olduğu görülmüş.

Ayrıca benzer şekilde uykusuzluk çocuklarda, ergenlerde ve genç yetişkinlerde akademik performansın düşmesine sebep oluyor. İyi bir uyku çekmek, problem çözme yeteneklerini iyileştiriyor ve hem çocuklar hem de yetişkinlerde hafızayı daha iyi hale getiriyor.

3. Spor performansını artırabilir

Uykunun spor performansını arttırdığı belirtiliyor. Çeşitli çalışmalarda yeterince uyumanın ince motor yetenekleri, tepki zamanı, kas gücü, kas direnci ve problem çözme yetenekleri üzerinde pozitif etkilerinin olduğu görülmüş. Buna ek olarak uykusuzluk sakatlanma riskini arttırıyor ve spor motivasyonunu düşürüyor. Dolayısıyla performansınızı arttırmak için yeterince uyku uyumak gerekiyor.

4. Kalbinizi güçlendirebilir

Düşük uyku kalitesi ve süresi, kalp hastalıkları geliştirme riskinizin artmasına sebep olur. 19 çalışmaya dair yapılan bir analizde, günde 7 saatten az uyumanın kalp hastalıklarından ölme riskini %13 arttırdığı görülmüş. Başka bir analizde ise 7 saat uyumaya kıyasla 1’er saatlik her az uykunun genel ölüm riskinde %6 artışa sebep olduğu görülmüş.

Bunlara ek olarak az uyumak bilhassa obstrüktif uyku apnesine sahip olanlarda tansiyonun artmasına sebep oluyor. Yapılan bir çalışmada gecede 5 saatten az uyuyanların yüksek tansiyon geliştirme ihtimallerinin 7 saat uyuyanlara göre %61 daha fazla olduğu görülmüş. İlginç şekilde yetişkinlerde 9 saatin üzerindeki fazla uyku da kalp hastalıkları ve yüksek tansiyon riskini arttırıyor görünüyor.

5. Şeker metabolizmasını ve tip-2 diyabet riskini etkiler

Az uykunun tip-2 diyabet ve insülin direnci geliştirme riskini artırdığı belirtiliyor ve bu durum bedenin insülinden doğru şekilde faydalanamaması sonucunda ortaya çıkıyor. 1 milyondan fazla katılımcıyı içeren 36 çalışmaya dair yapılan bir analizde, günde 5 saatten az uyumak ve ayrıca 6 saatten az uyumak, tip 2 diyabet riskini %48 ve %18 oranında arttırıyor.

Uykusuzluk insülin hassasiyeti, inflamasyonda artış, açlık hormonu değişimleri ve bunun yanında kötü karar verme ve artan gıda alımı gibi problemlere sebep olduğundan bunların hepsi diyabet riskini arttırabiliyor. Ayrıca uykusuzluğun obezite, kalp hastalıkları ve metabolik sendromla da bağlantısı var. Bunlar da şeker hastalığı riskinde artışa sebep oluyorlar.

6. Depresyonu riskini önler

Ruh sağlığı problemleri, örneğin depresyon, kötü uyku kalitesi ve uyku bozuklukları ile bağlantılıdır. 2672 kişi ile yapılan bir çalışmada anksiyete ve depresyonu olanların, olmayanlara göre uyku skorlarının daha kötü olduğu görülmüş.

Başka çalışmalarda ise uyku bozuklukları olanların depresyon oranlarının daha yüksek olduğu görülmüş. Eğer uyku problemleriniz varsa ve ruh sağlığınızın kötüleştiğini düşünüyorsanız, doktorunuzla konuşmanız iyi olacaktır.

İlginizi çekebilir: En sık karşılaşılan uyku problemleri ve çözüm önerileri

7. Sağlıklı bağışıklık sistemi için önemlidir

Uykusuzluk bağışıklık sisteminin işlevlerini bozar. Yapılan bir çalışmada gecede 5 saatten az uyuyanların soğuk algınlığı kapma ihtimallerinin 7 saatten fazla uyuyanlara göre 4.5 kat daha fazla olduğu görülmüş. 5-6 saat uyuyanlarda ise 4.24 kat artış olmuş. Bazı verilere göre doğru uyku, bedenin grip aşılarına karşı verdiği antikor tepkisini de iyileştirebiliyor.

8. Kötü uyku inflamasyondaki artışla bağlantılıdır

Kötü uykunun bedendeki inflamasyon üzerinde ciddi bir etkisi vardır. Uykusuzluk inflamatuvar sinyal yollarının aktivasyonuna sebep olur ve bu da istenmeyen inflamasyon işaretçilerinin düzeylerinin artmasına sebep olur. Kronik inflamasyon zaman içerisinde obezite, kalp hastalıkları, bazı kanser türleri, Alzheimer hastalığı, depresyon ve tip-2 diyabet gibi kronik rahatsızlıkların oluşmasına sebep olabilir.

9. Duygusal ve sosyal etkileşimleri etkiler

Uykusuzluk duyguları düzenleme yeteneğinizi azaltır ve sosyal etkileşimlerinizi etkiler. Yorulduğumuz zaman duygusal patlamalar yaşama ihtimalimiz artış gösterir. Yorgunluk aynı zamanda esprilere tepki verme yeteneğimizi ve empati gösterme kabiliyetimizi de etkileyebilir.

Kronik olarak uykusuz kalanların sosyal olaylardan uzak kalma ihtimalleri ve yalnızlık çekme olasılıkları daha yüksektir. Uykuya öncelik vermek daha sosyal olmanızı sağlayabilir ve başkaları ile ilişkilerinizi iyileştirebilir. Eğer yalnızlık ve duygusal patlamalar yaşıyorsanız, bir arkadaşınıza, aile bireyinize veya uzmana ulaşarak destek almaktan çekinmeyin.

10. Uykusuzluk tehlikeli olabilir

Yeterince uyumamak kendiniz ve başkaları için tehlikeli olabilir. Yorulduğumuz zaman görevlere odaklanma ihtimalimiz, refleks ve tepki zamanlarımız kötüleşir. Hatta çok uykusuz olmanın aşırı alkol tüketimi benzeri etkileri vardır. Geceleri 6 saatten az uyuyanların araç kullanırken uyuma ihtimallerinin yüksek olduğu belirtiliyor.

2018 yılında yapılan bir çalışmada, 6 saat ve daha az uyumanın kaza ihtimalini uyku azaldıkça daha fazla arttırdığı görülmüş. Ayrıca 18 saatten fazla süreyle uyanık kalmak 50 promil alkol benzeri etkiler yaratırken, 24 saatten fazla uyanık kalmak 100 promil alkol almak kadar etkili. Uykusuzluk aynı zamanda işyerinde hata ve kaza ihtimalini arttırıyor. Bu nedenle herkesin güvenliği için yeterince uyumak gerekiyor.

Bireysel ihtiyaçlar farklı farklı olsalar da pek çok araştırmaya göre her gece 7-9 saat aralığında uyumak gerekiyor. Beslenme ve fiziksel aktiviteye önem verdiğiniz kadar uykuya da hak ettiği değeri vermeniz gerekiyor.

Kaynak: healthline

İlginizi çekebilir: Stresli ve zor zamanlarda uykuya dalmak için neler yapabilirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Gelenekten geleceğe: 20 yıldır değişmeyen Türk kahvesi lezzeti, Arçelik Telve’de

Şüphesiz ki en keyifli sohbetlerimizin, en duygusal anlarımızın, en unutulmaz kavuşmalarımızın en güzel eşlikçisi olan Türk kahvesinin yeri, kültürümüzde olduğu kadar, gönlümüzde de ayrı. Her yudumunda ya nostaljik bir hikaye saklayan ya da misafirperverliğin, samimiyetin, sıcak sohbetlerin simgesi olan ve geçmişten günümüze her gün daha da anlamını katlayarak hayatlarımızda yer edinen Türk kahvesi, pek çoğumuzun vazgeçilmezi. Mükemmel köpüğü ise hepimizin gözdesi. Çünkü kabul edelim Türk kahvesi dendiğinde hepimizin gönlünden geçen bol köpüklü ve tam kıvamında hazırlanmış olması.



Neyse ki bize 20 yıldır değişmeyen bir lezzet sunan Arçelik Telve, her defasında damaklarımızda mükemmel bir tat bırakmayı başarıyor. 20 yıldır hiç bitmeyen bol köpüklü ve tam kıvamında Türk kahvesi lezzeti, Arçelik Telve’de!

Telve, 20 yaşında!

Arçelik, yıllardır mutfaklarımızda yeniliği ve dönüşümü, yüksek kalite standartlarıyla buluşturarak getiren ve ilk otomatik Türk kahvesi makinesini üreten bir marka olarak geleneksel Türk kahvesi lezzetini de en üst seviyeye taşımayı başarıyor. Üstelik, bunu 20 yıldır değişmeyen mükemmel sunumu ile yapıyor. Ve her fincanda aynı lezzeti yakalamamızı sağlıyor. İşte bu yüzden 20 yıldır “Türk kahvesi” dendiğinde akla ilk Arçelik Telve geliyor. Tüm kahve severlerin vazgeçilmezi olan Arçelik Telve, köpükten ve kıvamdan asla ödün vermiyor.

Su püskürtme ile karıştırmayı sağlayan Spinjet Teknolojisi sayesinde Türk kahvesi, en mükemmel haliyle hazır oluyor. 1,5 litre kapasiteli su tankı ve otomatik su alımı pratik bir kullanım sunarken, her fincan için ayrı ayrı su doldurma zahmetinden de bizi kurtarıyor. Ayrıca, İndüksiyon Isıtma Teknolojisi, geleneksel ısıtma yöntemlerine kıyasla kahvenin en ideal derecede pişmesini sağlıyor. Ne de olsa bu kadar hassasiyet, ancak geleneksel bir lezzetimize yakışırdı.

Kalabalık sohbetler, ideal köpük ve tam kıvam

Samimi ve sıcak sohbetlerin en güzel eşlikçisi olan Türk kahvesinin, kalabalıkları birleştiren bir gücü olduğu da kesin. Bazen kendimizle baş başa geçirdiğimiz keyifli anlara eşlik etse de bazen de birlikte olmanın tadına varmamızı sağlayan en lezzetli eşlikçi. Neyse ki 6 Fincan Kapasitesi ile herkese yetecek kadar lezzet Arçelik Telve’de.

Üstelik, Cooksense teknolojisi; her fincanın ideal ve tam kıvamda olmasını sağlayarak tüm damaklarda eşsiz bir tat yaratmayı da başarıyor. Kalabalık dost buluşmalarında bile Arçelik Telve ile herkesin kahvesi tam istediği gibi, tam kıvamında.

İlklerin unutulmaz olduğunu hepimiz biliyoruz… Arçelik’in de ilk otomatik Türk kahvesi makinesinin mucidi olarak, en az Türk kahvesinin kendisi kadar gönlümüzdeki yeri bambaşka. Siz de yıllara meydan okuyan ve geçmişten günümüze aynı mükemmel lezzeti her fincanda korumayı başaran Arçelik Telve ile kahve keyfinizi ikiye katlamak istiyorsanız hemen tıklayın.

En mutlu, en keyifli, en duygulu anlarımızda, iyi ki varsın Telve!

*Bu yazı Arçelik katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale