X

Çok iyi olmak yeterli değilse, ne olmam gerek?

Bir sabah, işe gitmek için hazırlanırken aynaya baktım. Yorgundum ama yalnızca uykusuzluktan değil. Kendime sorarken yakaladım: “Bugün de mi yetmeyecek yaptıklarım?”

Çünkü bazen bir insan, elinden gelenin en iyisini yapsa da, sanki görünmezmiş gibi hisseder. Ve görünmezlik, yorgunluktan daha ağır bir yüktür. Kendine yetmezlik diye bir terim varmış iş hayatında duygulara dönüşen… İşte bu yazı, o görünmez emeğin sesi.

İşimi iyi yapmak zaten zorunluluktu

İş hayatına başladığımda tek derdim işimi doğru yapmaktı. Zamanında gelmek, eksikleri fark etmek, sorunları büyümeden çözmek, patrona yük olmamak… Bunlar benim gözümde “takdir edilesi” şeyler değil, zaten olması gerekenlerdi.

Disiplinliydim. İşime saygı duyuyordum.

Ve farkında bile olmadan kendimden çok işime yatırım yapıyordum. Ama bir noktadan sonra şunu fark ettim: Sadece işime değil, kendime de saygı duymam gerekiyordu. Çünkü kimse senin ne kadar uğraştığını, geceleri ne kadar düşündüğünü, hata yapmamak için kaç kez kontrol ettiğini bilmiyor.

Bilmiyor ve bazen görmek istemiyor.

Görünürlük: Gösteriş değil, temsil hakkı

Uzun zaman “övgü” beklemedim. Hatta sessiz kalmak, kendi içimde bir onur gibiydi. Ama zamanla anladım ki, görünür olmak bir kibir değil; bir temsildir. Özellikle de bir kadın olarak yönetici olmak istiyorsan, sadece iyi olman yetmiyor. O iyiliği, sağlamlığı, üretkenliği taşıman, anlatman, temsil etmen gerekiyor. Başta kendimi göstermekten çekindim. Yaptıklarımı anlatmak övünmek gibi geldi. Ama artık biliyorum ki: “Emeğin iletişimi, sürdürülebilir başarının temelidir.” Görünürlük bir seçenek değil. Emek veren herkesin hakkıdır.

Takdir ihtiyacı zayıflık değil, insanlık halidir

“Yaptığım işi zaten yapmam gerektiği için yapıyorum.” cümlesi, dışarıdan çok olgun duruyor olabilir. Ama içerde bastırılmış bir şey var: takdir edilme arzusu. Çünkü biz insanlar, yaptığımız şeylerin birileri tarafından görülmesini isteriz. Bu bir kibir değildir. Bu bir ihtiyaçtır.

İnsan, görülmeden uzun süre dayanamaz. Bir süre sonra, dışarıdan sessiz gibi duran o güçlü yapı, içeriden kırılmaya başlar. Bu sessizlik, kendini değersiz hissetmenin ilk adımıdır.

Ben bunu fark ettiğimde, artık yalnızca iyi iş çıkarmaya değil, kendimi savunmaya da başladım.

Sessizlik her zaman güç değildir

Evet, bazen sessiz kalmak asalettir. Ama her sessizlik asalet değildir. Bazen sessizlik, yalnız bırakılmışlığın, görülmemenin, sesine değer verilmemesinin sonucudur. Ve bu durum insanı yavaş yavaş içten içe tüketir.

Bir yerden sonra ne yaparsan yap “yetmiyormuşsun” gibi hissedersin. Bu yüzden artık şunu biliyorum: İşini iyi yapmak kadar, emeğine sahip çıkmak da sorumluluk gerektirir.

Kendine daha çok yer aç

Bugün hala bazen o soruyu kendime soruyorum: “Daha ne olmam gerek?”

Ama artık cevabım başka.

Eskiden bu soruya daha fazla performans, daha fazla iş, daha fazla sorumlulukla cevap verirdim.

Şimdi ise şöyle diyorum: “Kendimden daha azı değil… Ama kendimi daha çok savunan biri olmam gerek.”

Kendime daha çok yer açmak.

Duygularıma, emeğime, yorgunluğuma, başarılara sahip çıkmak. Çünkü bu artık bir tercih değil.

Bu, sağlıklı kalmak için bir zorunluluk. Ve şunu hatırlatmak istiyorum: “Çok iyi olmak bazen yetmeyebilir, ama kendine sadık kalmak her zaman yeterlidir.”

Kendini küçültmeden…

Çabalarını gizlemeden…

Emeğini anlatmaktan çekinmeden…

İşini yaparken kendini de görünür kıl. Çünkü sen sadece bir çalışan değil, aynı zamanda bir insansın.

Ve bu dünyada insan kalmak, yapılabilecek en büyük iştir.

Aybüke Nur Punar: Aybüke Nur Punar, kurumsal sahada çalışmaya genç yaşta başlamış bir kadın yönetici. İş hayatındaki sessiz mücadeleleri, görünmeyen emeği ve duygusal dayanıklılığı yazıya dönüştürüyor. Yazılarında; insan kalabilmenin, kendine şefkat göstermenin ve kadın dayanışmasının gücünü taşıyor. Onun için yazmak, sadece anlatmak değil; iyileşmek, güçlenmek ve yol açmak demek.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale