X

Çocukluğunuzdaki özgürlük aslında hala içinizde: Onaylanmamaktan korkmayın

Kendi kabuğumuza çekildiğimiz bugünlerde daha küçük yaşlarımda sahip olduğum bir düşünme tarzını hatırladım. Onaylanmaya ihtiyacımız yok.

İnsan büyüdükçe, çevresindeki insan çeşitliliği arttıkça kendini kalıpların içine sokmaya çalışıyor. O kalıplara sığmayınca ya da dolduramayınca da anksiyeteler, depresyonlar, bağlanamama hissi çıkıveriyor. Oysa ki, çocukken canımız ne istiyorsa onu yapar, sonra da kalkıp “özgürce yaptım, çünkü böyle hissettim ya da böyle istedim” diyebilirdik.

Ne değişti? Bu onaylanma ihtiyacı sahi nereden geldi? Ne oldu da böyle dışarıya içeriden daha bağımlı olduk? İnsanların sosyalleşme ihtiyacı, sosyalleşirken çok iyi denilen yerlere yakın durarak, yok kötü denilen yerlerin önünden geçmeyerek şekilleniyor. Peki buna kim karar veriyor? Karar veren merci ile bizim hayata karşı bakışımız ne kadar uyumlu? Asıl kilit soru ise, toplumdaki genel geçer kurallara kendi ruhumuzdan daha bağlı olmak akıllıca mı?

Uygulamada henüz fark etmemiş olsak da (zaman alabiliyor) teoride hepimiz özeliz ve her birimiz birbirimizden farklı tatlara ve dokulara sahibiz. Bu dokular kısa bir sürede değil, yıllarca tecrübelerimizin işlediği ilmeklerle bir araya geldi. Yaşadığımız her milisaniyenin karakterimizde bir karşılığı var ve yaşadığımız her an sadece bizim gözümüzden bakıldığında anlamlı. Kimsenin hayatını uzaktan bakarak anlayamayız, kimse de bizim hayatımızı anlayamaz. Attığımız her adımın sorumlusu yalnızca biziz.

“Sebeplerimi bilmiyorsan, seçimlerimi yargılama.” 
Charles Bukowski

Sanılıyor ki herkes aynı şeye inanmalı, itaat etmeli, birbirine benzemeli, bu toplumsal bütünlüğün temeli falan filan. Hepimiz birbirimize benzeyeceksek, neden farklı fiziksel özelliklere sahibiz? Kendimizle ilgili, hatta evrenle ilgili bütün soruların karşılığı doğada mevcut. Farklı parmak izlerine sahip olmamızın bir sebebi var. Anlayacağınız evrende inanılmaz büyük gizemler yok aslında, sadece bakmayı bilmek gerekiyor. Gözlerimizi açmak için de şunu kabullenmeliyiz, kimseyi kendi değer yargılarımıza göre yorumlayamayız, bizim yaşadıklarımız bize, onun yaşadıkları ona, herkes kendi bacağından.

Doğumdan ölüme kadar olan süreç aslında tamamen kendi doğanı, kendi ruhunu tanıma yolunda seçimler yapma ve bu seçimlerin sonuçlarını yaşama üzerine kurulu. Yaşamı anlamak için ölümü anlamak gerekiyor diye düşünüyorum. Bütün canlı hayatın ömrünün sınırlı olduğu bir dünyada birinin senin için diktiği hayatı üzerine giyip var olmak mı, yoksa en sevdiğin elbiseni giyip salına salına var olmak mı?

Peki ya sonsuz ruh, ölmeyen ve sonsuz olan tek parçamız? Asıl ben? Ben dediğimiz şey beden midir, zihin midir, yoksa ruh mudur? Beden ölüyorsa, zihin çevre tarafından şekillendirilebiliyorsa, o zaman biraz ruhumuza yer açmamız gerekmez mi? Ruhumuzun isteklerine, nasıl tatları sevdiğine bakıp onu biraz doyurabilirsek, beden ve zihin de buna hizmet etmez mi?

Hayat onaylanmak adına birilerini ya da bir şeyleri beklemek için çok kısa, zaman illüzyon. En sevdiğimiz şeyleri yapıp, aynı zamanda çeşitliliğin parçası olabilecekken, girdiğimiz kalıpların içerisinden dışarıya bakıp kaybettiğimiz zamanlara üzülmek için her birimiz fazlasıyla özeliz. Yeni yaşımdaki niyetim, olmak üzere geldiğim ve olmaktan memnun olduğum ben olmak ve onaylanmamayı onaylamak.

İlham olması dileğiyle.

İlginizi çekebilir: Hayatı kaçırmamak için: Akışta olmanın mucizesi

Gizem Demirci: Selamlar, Ben Gizem, Hollanda'da ikamet etmekteyim. Hayat akışım dünyanın birçok yerinde yaşamamı, birçok farklı işle uğraşmamı sağladı. İspanya'da, İtalya'da, Almanya'da ve son olarak Hollanda'da yaşayıp; hemşirelik, mimarlık, iç mekan tasarımı, danışmanlık ve son olarak ürün tasarımcılığı ile uğraştım. Çok yönlülüğüm ve akış veni aynı zamanda birçok ruhsal, fiziksel ve mental öğretilere de yakınlaştırdı. Bunların arasında yoga, qigong, mindfulness ve tabii ki meditasyon var. Bu ruhsal yolculuğum beni sonunda bütün öğretilerin atası olan Falun Dafa disipliniyle buluşturdu. Yolculuğumun hiç bitmeyecek olması gerçeği aklımda; kendimle, hayatla, evrenle ilgili sorularımı ve cevaplarını sizinle de paylaşmak için buradayım. Umarım yazılarımı okurken eğlenir, soru sorar ve cevap arasınız. Herhangi bir konuyu derinlemesine konuşmak için bana ulaşmaktan çekinmeyin. Sevgiler!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale