X

Çocuklarda anksiyete bozukluğu: Kaygılı bir çocuğa nasıl yardım edebilirsiniz?

Öncelikle kaygı duyan çocuğunuza nasıl yaklaşmak gerektiğine bakalım:

  • Çocuğunuza kaygılarını yönetmek için ihtiyaç duydukları becerileri öğretebilirsiniz.
  • Çocuğunuz yatağın altında gizlenen canavarlar için endişe duyuyor ya da okulda sunum yapma konusunda kaygı duyuyor olabilir, tüm çocuklar bazen kaygı yaşarlar.

Anksiyete (kaygı) iyi bir şey olabilir. Kaygı bizi koruyan en temel duygumuzdur. Örneğin karşıdan karşıya geçerken sağımıza solumuza bakarız, arabaların bize çarpmasından kaygı duyarız. Kaygı bizi hayatta tutar ve kaygı, çocuğunuzu da güvende tutmak içindir. Kaygı; bedenin ve zihnin, gerçek ya da hayali, tehdit ya da tehlike algısıyla oluşan bir durumudur. Kaygı durumları, korkunun ve endişenin aşırı bir derecesi olarak tanımlanır .

Kaygı, tehlike durumunda hissedilen ve organizmanın bütünlüğünün korunmasına ilişkin oluşan normal bir tepkidir. Ancak bu duygu kaygılanılmaması gereken durumlarda çıkar ya da olması gerekenden daha çok hissedilirse müdahale edilmesi gereken bir sorun haline dönüşebilir.

Bazen yetişkinler ya da çocuklar belki de gerçekçi olmayan şeyler için endişeleneceklerdir. Bu durumda neler yapabiliriz, bu yazımızda bunları konuşacağız.

Çocuğunuzun endişesine cevap verme şekliniz, endişeli duygularla baş etmeyi nasıl öğrendikleri konusunda büyük bir fark yaratacaktır. İşte endişeli bir çocuğun rahatsız edici duygularıyla başa çıkmayı öğrenmesine yardımcı olabilecek dokuz strateji.

Çocuğunuzun duygularını doğrulayın

  • Çocuğunuz bir şey için endişelendiğini, kaygı duyduğunu söylediğinde, “Ah, önemli değil” veya “Endişelenme” gibi şeyler söylemek cazip gelebilir. “Bu tür cevaplar çocuğunuzun duygularının yanlış olduğu mesajını gönderir.
  • Çocuğunuzun duygularını, “Şu anda gerçekten gergin hissediyor gibisin” veya “ Büyük bir kalabalığa karıştığın zaman biraz endişeleniyorsun” gibi şeyler söyleyerek doğrulayın.
  • Ardından, çocuğunuzun kaygılarına rağmen başarılı olabileceğinden emin olduğunuzu söyleyen bir mesaj gönderin. “Korkutucu şeyler yapmak zor, ama yapabileceğine eminim” gibi. Ya da “Başlangıçta biraz zorlanabilirsin ama devamında alışacaksın” gibi geribildirimlerde bulunabilirsiniz.

Gerçek ve yanlış alarmları ayırmak 

Çocuğunuzla kaygılarının onları nasıl güvende tuttuğunu konuşun. Bir aslan tarafından kovalanırlarsa, beyinleri bedenlerine tehlike altında olduklarını bildiren bir sinyal gönderir. Avuç içi terleyebilir, kalbi daha hızlı çarpabilir ve harekete geçmeye hazırlanırken bir enerji salınımı olabilir.

Beyninin sahte bir alarm gönderdiği ve bir yaşam veya ölüm durumu olmasa bile vücutlarını tehlikeye karşı uyardığı zamanlar olabilir. Örneğin basketbol maçına gitmek, heceleme yarışmasında olmak ve bir testte başarısız olmak, sanki yaşamları için savaşıyormuş gibi aynı endişe tepkisini uyandırabilir.

Çocuğunuzun yanlış bir alarm (rahatsız edici, ancak yaşamı tehdit edici olmayan bir olay) ile gerçek bir alarm (bir yaşam ve ölüm durumu) yaşadığı zamanı tanımlamaya başlamasına yardımcı olun.

Gerçek bir alarmsa, bu alarm zillerini dinlemeleri ve kendilerini güvende tutmak için harekete geçmeleri gerektiğini açıklayın. Ancak yanlış bir alarmsa, korkularıyla yüzleşmek iyi bir fikirdir. Endişeli olduklarında, “Beyniniz şimdi size gerçek bir alarm mı veriyor, yoksa yanlış bir alarm veriyor mu?” diye sorun. Bu şekilde hangi eylemde bulunacaklarına karar vermelerine yardımcı olabilrisiniz.

Kanıt toplamak

Çocuğunuz, “Korkarım öğlen yemeğinde oturacak kimseyi bulamayacağım” veya “Matematik sınavımda tüm cevapları yanlış yapacağım” gibi şeyler söylediğinde, birlikte çalışın ve kanıt toplayın. Düşüncelerin her zaman doğru olmadığını ve kaygının gerçekten gerçekleşmesi muhtemel olmayan şeyler konusunda tahminler üretebileceğini açıklayın. Çocuğunuzu, endişeli düşüncelerinin ardındaki kanıtları değerlendirmek için ipuçları toplayan bir dedektif gibi davranmaya teşvik edin.

Örneğin, bir matematik sınavında başarısız olacaklarını söylerlerse, “Bunun doğru olduğunun kanıtı nedir?” ”Daha önce böyle bir durum başına gelmiş miydi ve ne kadar kötüydü? Sonra ne oldu? Telafi edebildin mi?” gibi sorularla düşüncesini sorgulayarak, bunların gerçek mi, yoksa kaygılı düşünceler mi olduğuna birlikte karar verin. Ardından, tahmininin doğru olmadığını gösteren kanıtlar toplayın. 

Kanıtları yazın ve birlikte gözden geçirin. Çocuğunuzun endişeli düşüncelerinin ve yıkıcı tahminlerinin gerçekleşmeyeceğini görmesine yardım edin.

Çocuğunuza kanıtları kendi başına toplamasını, böylece yardım etmek için orada olmadığınız zamanlarda da kendi başına bunu yapabileceğini öğretin. Düşünceleri destekleyen ve çürüten kanıtların yazılı bir listesini gözden geçirmek düşünceyi değiştirebilir ve kaygıyı azaltabilir.

Çocuğunuza sağlıklı kendi kendine konuşma öğretin

Endişeli (kaygılı) bir çocuğa güven vermek önemli olsa da, kendilerini güvende hissetmelerini öğretmek daha da önemlidir. “Dans resitalimde karışıklık yapacağım” dediği zaman “Harika yapacaksın” deme konusunda acele etmeyin!

Bunun yerine, “Dans resitaline çıkacak olan bir arkadaşına ne söylerdin?” diye sorun. Çocuğunuz, “Ona iyi bir iş yapacağını söylerdim” diyerek cevap verebilir.

Amaç, kendilerine daha sağlıklı öz konuşma ile nezaket ve şefkatle nasıl davranılacağını öğretmektir. O zaman, güven verici kelimeler sunmak için yanlarında olmadığınızda da, kendilerine güven verebilirler.

Bedeni sakinleştirmeye yönelik stratejileri belirleyin

Çocuğunuz çok fazla fiziksel anksiyete (kaygı) semptomu yaşarsa, -kalp atışı veya kasları sıkma gibi- onlara vücutlarını nasıl sakinleştireceklerini öğretin. Vücutlarını sakinleştirmelerine yardımcı olmak için birkaç kez birlikte egzersiz yapın (internette pek çok örnek mevcut). Kendilerini endişeli hissettiklerinde kendi başlarınayken de bunu nasıl yapabileceklerini konuşun.

Çocuğunuzu küçük adımlarla yüzleştirme 

Çocuğunuz belirli bir şeyden endişeleniyorsa, karanlıktan korkmak veya bir restoranda kendi yemeklerini sipariş etmekten korkmak gibi, her seferinde küçük bir adımla korkuları ile yüzleşmelerine yardımcı olun. Korkutucu gelse de, korkularla yüz yüze gelmek, uzun vadede endişenin (kaygının) giderilmesine yardımcı olacaktır. Bununla birlikte, yavaş hareket etmek önemlidir. Onları çok korkutucu bir şey yapmaya zorlarsanız, daha korkutucu bulurlar ve çabalarınız boşa gider. Çocuğunuzun korkularıyla yüzleşmek için nasıl bir adım atabileceğine karar vermek için çocuğunuzla birlikte çalışmanın önemli olduğunu unutmayın. Oturup korkularıyla yüzleşebilecekleri adımların bir listesini yazabilirsiniz. Amaç, orta derecede korkutucu bir şey yapmaları ve artık o kadar korkutucu olmayana kadar uygulamaya devam etmesi olmalıdır. Sonra bir sonraki adıma geçebilir.

Çocuğunuzun odağını değiştirmesine yardım edin

Çocuğunuz yarın yağmur yağabileceği ve beyzbol oyununun iptal edilmesine neden olabileceği endişesi gibi kontrol edemediği şeyler konusunda endişe duyuyorsa, endişelerini gidermesine yardımcı olun. Çocuğunuz belirli bir endişe ile meşgul olduğunda, “Bu konuda yapabileceğin herhangi bir şey var mı?” diye sorun. Cevap evet ise, sorunu çözmelerine yardımcı olun. Örneğin, bir fen bilgisi sınavından endişe ediyorsa, çalışmak iyi bir fikir olabilir. Ya da basketbol takımına alınmamakla ilgili endişeleniyorsa becerilerini geliştirebilirler. Ancak, kontrol edemeyeceği şeyler hakkında endişeleniyorsa, hava durumu veya bir başkasının davranışı gibi, kontrol edebileceği tek şeyin vereceği tepki olduğunu konuşun. Kötü hava koşullarından en iyi şekilde nasıl faydalanabileceğini konuşun. 

Odağı değiştirmenin en iyi yolu, çocuğunuzu vücudunu hareket ettirmesi ve bir aktiviteye katılması için teşvik etmektir. Dışarıda koşmak ya da oyun oynamak, endişelerini gidermek için kullanılabilecek basit yöntemlerdir.

Ebeveynlik stratejilerinizden haberdar olun

Araştırmalar, kontrol edici davranış sergileyen ebeveynlerin, çocuklarının kaygılarını artırma eğiliminde olduğunu bulmuştur. Bu yüzden ebeveynlik tarzınıza ve çocuğunuzla olan etkileşimlerinize göz atmanız önemlidir. Çocuğunuzu bir şeyler yapmaya zorlamak ya da her şeyin yolunda gitmesi konusunda ısrar etmek, muhtemelen işleri daha da kötüleştirecektir. Mükemmeliyetçi eğilimlere de dikkat edin. Çocuğunuzun mükemmel olmasını beklemek, çocuğunuzun çok fazla baskı hissetmesine neden olabilir ve bu da daha fazla endişe yaratmanıza neden olabilir. Endişe (kaygı) ile mücadele ediyorsanız, yardım almak önemlidir. Endişeniz çocuğunuza bulaşabilir ve onların da endişe geliştirmelerine neden olabilir.

Profesyonel yardım alın

Çocuğunuzun endişesi iki haftadan uzun sürerse, bir uzmandan destek alabilirsiniz. Çocuğunuzun endişesi günlük işleyişe engel oluyorsa destek için başvurabilirsiniz. Örneğin, okula devamı veya notları kaygılarından etkilenirse veya korkuları nedeniyle sosyal aktivitelere katılmamaya çalışıyorsa, profesyonel desteğe ihtiyacı olabilir. Çocuklarda anksiyete bozuklukları yaygındır. ABD’deki 4 çocuktan 1’inde anksiyete bozukluğu olduğu tahmin edilmektedir. Anksiyete bozuklukları çok iyi tedavi edilebilir ancak çoğu zaman tanınmaz ve teşhis edilmezler.

İlginizi çekebilir: Çocuğunuza duygularını yönetmeyi öğretin: Davranış ve duygular arasındaki farkı görmek

Gülnaz Küsin: Adana’da dünyaya gelen Gülnaz Küsin 2009-2011 yılları arasında Viyana Üniversitesi Siyaset Biliminde eğitim gördükten sonra Mersin Toros Üniversitesi Psikoloji Bölümünden 2017 yılında mezun olmuştur. Lisans eğitimi sırasında Adana Dr.Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde,Özel Adana Medline Hastanesinde ve Adana Sevgi Evleri Çocuk Yetiştirme Yurdunda stajyer psikolog olarak görev yapmıştır.2017 yazında Kanada Saskatoon 'da İngilizce eğitimi almıştır. İleri derece İngilizce düzeyine sahiptir. Şu anda Yakın Doğu Üniversitesi Klinik Psikoloji alanında yüksek lisansına devam etmektedir. Halen Dr Alper Yılmaz ile birlikte çalışmaktadır. Aldığı eğitimler: • Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi (Prof Dr Şükrü Uğuz) • Oyun Terapisi Eğitimi • Denver 2 Gelişimsel Tarama Testi • Moxo D-cpt Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Ölçme Testi

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale