X

Çocuk izni alan kadınların hukuki hakları

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de kadının en temel rolü; anne, eş ve ev kadını olarak çiziliyor. Bu rol, kadının iş hayatındaki statüsünde de oldukça etkili oluyor. Bir yandan kendisine verilen toplumsal görevleri yerine getirirken, bir yandan da iş kadını olmanın mücadelesi başlıyor. Yani gündüz vakti yapılan çalışmanın sonuna bir de akşam ve gece vakti çalışmaları ekleniyor. Hele bir de çalışan bir kadın çocuk sahibi olmak isterse…

Çocuk doğurmayı düşünen bir anne adayında kaygılar başlıyor. Aslında kaygılarında da pek haksız sayılmıyorlar. Çünkü; maalesef çocuk doğurmak için yasal haklarını kullanmaya başladıkları anda, işveren için birden değersizleşiyor ve boşalan koltuklara başkaları yerleştiriliyor. Bu kaygıda olan anneler, çoğu zaman yasal izin haklarını bile kullanmadan işbaşı yapıyorlar ya da talihsizce işlerine veda ediyorlar…

Çevrenizde sürekli böyle hikayeler duymuşsunuzdur. Raporu biter bitmez ilişiği kesilen ya da koltuğuna başkasının oturduğunu görüp hiçbir şeyden haberi yokken birden bire işten çıkarılan kadınların sayısı o kadar fazla ki…

Peki işveren ne yapmalı? İş durmalı mı? Elbette hayır. Burada profesyonel yönetilen şirketler için çok fazla bir sorun görünmüyor. Böyle şirketlerin yönetimine baktığımızda zaten planlanmış iş gücünü görebiliyoruz. Bununla ilgili birçok B planları bulunuyor.

  • Doğum yapacak çalışanın yerine joker bir çalışan devreye sokuluyor ve raporlu da olsa iletişim kesilmeden işler yürütülüyor.
  • Geçici olarak görevler diğer çalışanlara kademeli bir şekilde dağıtılıyor. İzin süresi bitince yine aynı şekilde kişide dağıtılan işler toplanıyor.
  • Kilit görevler için uzaktan yönetim imkanları (internet üzerinden bağlanarak yapılan çalışmalar ya da telefonla yönetim) sağlanıyor.
  • Stajyer alınarak küçük görevler yürütülüyor.
  • Belirli süreli iş sözleşmesiyle, geçici çalışanlar alınıyor.

Kısaca bütün görevler öyle güzel planlanıyor ki, aksamalara izin verilmiyor.

Sürekli bahsettiğimiz profesyonel olmayan şirketler ise, direk çıkarmayı seçerek durumu kurtarmaya çalışıyorlar. Halbuki, yeni personele yapılan yatırım eski personele göre son derece maliyetli oluyor. Geçici, anlık çözümler aslında ciddi zararlara yol açabiliyor.

Bu konuda 4857 sayılı iş kanunun 74.maddesinde gereken bilgilendirme yapılıyor.

MADDE 74. – Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir. Ancak sağlık durumu uygun olduğu takdirde doktorun onayı ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar iş yerinde çalışabilir. Bu durumda kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir.

Yukarıda öngörülen süreler işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce ve sonra gerekirse artırılabilir. Bu süreler hekim raporu ile belirtilir.

Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir. Hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde hamile kadın işçi sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu halde işçinin ücretinde bir indirim yapılmaz.

İsteği halinde kadın işçiye on altı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde on sekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verilir. Bu süre yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz.

Kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.

Üstelik 6 aya kadar da ücretsiz izin alınabilmektedir.(Örnek Yargıtay kararı:Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2008/36349 Esas ve 2009/20734 Karar 13.07.2009 tarihli kararında doğum yapan kadın işçinin talebi halinde 6 aya kadar ücretsiz doğum iznini kullandırmamanın hüküm ve sonuçları hakkında alınan karar şirket aleyhine sonlanmıştır.)

Maalesef ülkemizde bir çok konuda olduğu gibi, kanun maddeleri sadece evrak üzerinde kalıyor. Birçok çalışan ya bilmiyor ya da yasal hakkını kullanmaya cesaret edemiyor. Kısaca bir iş kanunu var, bir de iş hayatında işleyen kanunlar var.

Kadının toplumda hak ettiği yeri alabilmesi, bu kadar uğraşırken çalışma yaşamında dezavantajlı bir konumda yer almaması için, profesyonel bakış açısı gerekiyor. Üstelik kadınların, farklı becerileriyle iş hayatına birçok katkısı olduğu yadsınamaz. Çok fazla bir şey yapılmasına gerek olduğunu düşünmüyorum. Sadece kanunda yer alan maddelerin uygulanmasını ve şirketlerin profesyonelleşmesini umuyorum. Böylece annelere, bütün zorluklarına rağmen iş hayatında kalma ve geleceğin liderlerini yetiştirebilme şansı verilebilecektir.

Saygı Günenç: Bir işletmenin en önemli kaynağı "insan" dır. Uzun yıllar yöneticilik yaptıktan sonra , insanların mutluluklarını, hüzünlerini, heyecanlarını, başarılarını paylaşabilmenin güzelliğiyle, vizyonumu bu kaynağa daha yakın bir meslekte oluşturdum. "Bu dünyadan aldığının karşılığını yerine koymak her insanın zorunluluğudur." der Albert Einstein. Bu felsefeyle hareket ediyor, yazılarımla bir nebze insanların ruhlarına dokunmaya çalışıyorum. Mesleğimi seviyorum, çünkü insanları seviyorum. Tarihi yerleri gezmeyi, büyüleyici doğayı izlemeyi, denizi çok seviyorum. Binicilik, kayak, su sporlarını yapmaktan mutlu oluyorum. Okumaktan keyif alıyor, bu farklı kapıları açan dünyada uzun süre vakit geçiriyorum. Gözümün nuru blogumda emek harcamanın keyfini çıkarıyor ve paylaşmanın ayrıcalığını yaşıyorum.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale