X

Çocuğunuzun, korkularını oyun ile yenmesine yardımcı olun: 4B ve Kanıt Avı oyunları

Kaygı ve korkular çocukluk döneminde sık görülen davranış sorunlarıdır. Bu yaşlarda çocukla birlikte yapabileceğimiz bazı uygulamalar sayesinde çoğu korku tekrar gözlenmezken, bazıları ise sosyal yaşamda ve çocuğun özgüven gelişiminde olumsuzluklara ve geriliklere yol açarak bozukluk boyutunda tedavi edilmelidir.

Hemen hemen tüm çocuklar, gerçek ya da hayali bir tehditle karşı karşıya geldiklerinde korkuyu deneyimlerler. Her zaman ve her yaş için uygun düzeyde bir parça korku ve kaygının yeni şeyler öğrenme konusunda çocuğu motive ettiği bir gerçektir. Metabolizmayı uyandırarak harekete geçirir. Ancak çocuğun kaygısı yaşamını olumsuz olarak etkiliyorsa bu bir sorun olarak değerlendirilmeli ve çocuğa destek verilmelidir.

Korku ve kaygı sıklıkla birbirinin yerine geçecek şekilde kullanılır ancak şu şekilde tanımlama yapmak doğru olacaktır:
korku, belirli bir nesne, birey ya da olay odaklı çevresel bir tehdide verilen tepkidir. Kaygı ise doğrudan tehdit oluşturmayan olaylara veya kişilere karşı bireyin tehdit algılaması sonucu verdiği tepkidir.

Yaş, çocuğun farklı kaygılar geliştirmesine sebep olur.

  • Bebeklerin korkuları; yüksek ses, düşme, bakım verenlerinin yokluğu gibi duygusal yaşantılardan kaynağını alır.
  • 3-5 yaş arası ise; yabancı korkusu, hayvan, karanlık, hayali canavarlar üzerinden korku yaşayabilir.
  • 6-7 yaş arası; alışılmadık, beklenmedik sesler (alarm çalması, rüzgar sesi, gök gürültüsü), doğa üstü varlıklar, kaybolmak, gece yalnız kalmak, kabus görmek, okula gitmekten kaygı duyar.
  • 7-8 yaş; genel olarak karanlık yerler (tavan arası, bodrum), filmler, kaçırılma, sel, deprem, okula geç kalmak, beğenilmemek, başarısızlıktan kaygı duyar.
  • 8-9 yaş; aşağılanma, ebeveynlerin kavga etmesi ve zarar görmesi, okulda başarısızlık, zarar görmekten kaygı duyar.
  • 9-11 yaş; hasta olmak, yükseklik ve kontrol kaybı hisleri, kötü niyetli kişiler, insana saldırabilen büyük hayvanlardan korkar.
  • 11-13 yaş; okul, spor ve sosyal popülarite alanlarında başarısızlık, görüntüsünün garipsenmesi, ölüm, cinsellik, beyninin yıkanması, soyulmak, kandırılmak gibi korkular yaşayabilir.

Piaget’in belirttiği gelişim basamaklarına göre; düşünce süreçlerinin de somuttan soyut kavramlara doğru ilerlemesi sonucu ürkütücü durumlara dair olasılıkları çocuklar daha net bir şekilde görebilmekte ve ergenliğe doğru ilerledikçe daha kaygılı hale gelebilmektedirler.

Kaygılı çocuğun kişilik özellikleri

Bu çocuklar yaşıtlarına göre daha az arkadaş edinme eğilimindelerdir. Çoğu utangaç olduğundan yeni ortamlara girmek istemez ve yeni çocuklarla tanışmaktan kaçınırlar. Uyku ve yeme alışkanlıkları düzenli olmayabilir. Tehlike ve tehditleri algılama konusunda aşırı uyarılmışlardır. Genel olarak sinirli ve alıngan olabilirler. Aşırı duygusallardır. Belli bir olay karşısında sürekli soru sorarak kendilerini güvende hissetmeye çalışabilirler. Stresli bir durum içindeyken kendi kendilerini sakinleştirmekte diğer çocuklara göre daha fazla zorlanırlar. Düşünce süreçleri esnekliğini yitirmiştir. Gerçek durumları kusurlu ya da abartılı bir biçimde algılama söz konusudur.

Aynı zamanda tüm kaygı yaratan durumlarda bedensel olarak alarm reaksiyonu gösterirler (terleme, artmış kalp hızı, ağız kuruluğu, hızlı solunum, motor becerilerde artma, gerilim hissi, mide bulantısı, baş ağrısı, kusma, ishal, yorgunluk, uyku hali gibi). Bu belirtilerin bazıları kortuklarında ya da fobi nesnesi ile karşılaştıklarında, kaygılandıklarında gerçekten beden tarafından gösterilen tepkilerdir. Çocuk bunları kontrol edemediği için daha da gerilir ve başa çıkamaz. Bu nedenle bizler için sebep çok küçük yada mantık dışı bile olsa çocuğun bu fizyolojik belirtileri gerçekten yaşadığını bilmeli ve ona yardım etmeliyiz. Peki ilk olarak ne yapmalıyız?

Şimdi bir örnek olay üzerinden neler yapabileceğinizi anlatmak istiyorum;

4 yaşındaki oğlunuz, uykuya dalmakta zorluk yaşıyor. Çünkü yatağının altında, dolabında canavarların olmasından korkuyor. Annesi ona canavarların gerçek olmadığını anlattı. O da annesine aklındaki küçük dişli, hızlı koşan heryere sığan canavarı anlattı. O sırada annesine sıkı sıkı sarıldı ve yanında kalmasını söyledi. Terlemişti ve kalbi çok hızlı atıyordu. Örtüsünü boynuna kadar çekmişti.

Böyle bir durumda onun yanında olduğunuzu, onu gerçekten anladığınızı hissettirmeniz önemlidir. Tensel temas kurabilir, beden diliniz ve ses tonunuz kapsayıcı olmalıdır. Odada canavar olmadığına dair 4 yaşındaki çocuğunuzu ikna etmeye çalışmak yararlı bir yöntem olmayacaktır. Ona aynı tarafta olmadığınız mesajını vericektir ve onu sakinleştirmeyecektir. İknaya çalışmak yerine; “Hayal gücün gerçekten süper, ama bu seni aynı zamanda biraz korkutuyor sanırım” gibi bir cümle ile hem duygusunun farkına varmasını sağlayabilirsiniz ki düşüncelerinin duygularına sebep olduğunun farkına varması önemli. Nasıl düşünürse bunun sonucunda da bu düşünceye uygun bir duygu hissedecektir. Bu aşamada düşüncelerini kontrol etmeyi farklı bir günde öğretmeye çalışabilirsiniz. Çünkü yapılan araştırmalar düşünce süreçlerindeki çarpıtmaları fark ettiklerinde kaygı düzeylerinde de düşüş olduğunu gösteriyor. Bu farkındalığı anlatacağım “Kanıt Avı” oyunu ile çocuğunuza kazandırabilirsiniz.

Sonrasında sinir sistemini sakinleştirmek için; 4B dediğimiz etkinlikten istediğiniz birini yaptırıp hem dikkatini dağıtabilir, hemde hızlanan ve gerçekten onu rahatsız eden metabolizmasını yavaşlatabilirsiniz.

Etkinliğimizin yönergesi şöyle;

Sana kendini sakinleştirebileceğin dört yöntem göstereceğim. Bunları denemeni istiyorum. Hepsi B harfi ile başlıyor. Korktuğun zaman hatırlayabilirsin. Haydi başlayalım!

1. BASKI; iki elini birleştirip, göğüsünün karşısında tut, şimdi avuçlarını birbirine bastır. 5’e kadar say. Sonra da ellerini serbestçe yanlara bırak. Ağır bir yükten kurtulmuş gibi oldun, değil mi? İşte bu yüzden adı Baskı. Hadi bakalım 3 kez yapacağız.
2. BALON; Derin bir nefes al, balon gibi. Nefes aldıkça ellerini başının üzerine kaldır. Şimdi yavaşça ellerini aşağıya indir ve nefesini bırak. 3 kez denemelisin.
3. BEYİN; Sağ elini başının üstüne koy, sol elini de onun üstüne koy. Harika, ellerinle başının üstüne bastır. 3 kez tekrar etmelisin.
4. BEDEN; Tüm yapman gereken kollarınla bedenine sarılmak, elinden geldiği kadar sıkı sarıl. 3 kez tekrarlamalısın.

Müthiş bir iş başardın! Korktuğun zaman bu dört şeyi yapmaya çalış. Sana çok yardımı olacak söz veriyorum.

Şimdi çocuğunuzun bedensel tepkilerinin normale döndüğünü gözlemleyebilirsiniz. Ve ona hayal gücünüzden yararlanarak birlikte odada bir canavar avına çıkmayı teklif edebilirsiniz. Elinizde sanki bir makine varmış da onları içine çekiyor gibi davranıp hareket ve seslerle bu oyunu destekleyebilir, bu sayede tüm canavarları odadan dışarı çıkarttığınızı söyleyebilirsiniz. Şimdi içi daha rahat olacaktır.

Örnekte anlattığım özgül korkularla bu yolla başa çıkmayı deneyebilirsiniz. Bir de biraz daha gerçek kaynaklı görünen ama temelde çocuğunuzun düşünce içeriğindeki abartılı ve çarpık algılamasının sebep olduğu korkuları olabilir ki onu da bir örnek üzerinden açıklamaya çalışacağım. Tabii ki gerçekten geçmişte böyle bir deneyim yaşadığı için korkuyor olmaması gerekiyor. Hayvanlardan korkmak bu tür korkulara örnek verilebilir. Kedi, köpek, arı, sinek gibi çeşitli hayvanların kendilerine yaklaştığını gören çocuklarda korku ve bedensel tepkiler gözlenebilir. Bu durumda bazı sorular sorarak düşünce süreçlerini değiştirmesi sağlanabilir.

Örneğin; “Seni ne endişelendiriyor canım?” diye sorduğunuzda çocuğunuz; “Köpek beni ısıracak” diyebilir. Siz de ona birlikte dedektif olmayı teklif edin ve bir oyun oynayacağınızı söyleyin. Bu oyunda amaç; çocuğun endişesinin doğru olmadığına dair kanıtlar bularak, yeni bir düşünce oluşturmasına yardımcı olmaktır. Bu örnekle ilgili olarak, köpeğin onu ısıracağına dair kanıtları olup olmadığını sorabilirsiniz.

Söyle bakalım daha önce endişelendiğinde ne olmuştu?” Çocuğunuz köpeğin ona doğru geldiğini söylediğinde, ısırmadığını, sadece sevgi istediğini söyleyebilirsiniz. Köpekler üzerine konuşup arkadaş canlısı olduklarına dair kanıtlar bulabilirsiniz. En sonunda yeni, sakin düşüncesinin ne olduğunu sorabilirsiniz.

Bu gibi kaygılı durumlarda dedektif gibi düşünmeye yönlendirebilir ve bu beceriyi kazanana kadar bunu bir oyun olarak farklı konular üzerinden birlikte oynayabilirsiniz. Biraz zaman ve sabır gerektirse de endişeli düşünceleriyle başa çıkabildiği, gerçekten doğru olup olmadığını sorguladığı bir beceriyi ona kazandırmak size de keyif vericektir.

İlginizi çekebilir: Çocuk yetiştirmek neden bizi zorluyor: Stres altında sakin kalma yöntemleri

Aslı Songün: Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü 2003 yılı mezunuyum. Aynı üniversitede yaptığım Psikoloji yüksek lisansını “Çocukların Sahip Oldukları Denetim Odağının, Algıladıkları Ebeveyn Çatışması İle İlişkisi” konulu tezimi tamamlayarak uzmanlık derecemi almış bulunmaktayım. 2005 yılı itibari ile çeşitli sağlık ve eğitim kuruluşlarında görev aldım. Sağlık alanındaki stajımı Balıklı Rum Hastanesi Anatolya Kliniklerinde gerçekleştirdim. Projektif Testler Derneğinden Rorschah, T.A.T testleri eğitimini aldım. Çocuk gelişim testleri eğitimini tamamladım. 2019 yılında Mindfulness Institute’de Mindfulness tabanlı stres azaltma eğitimi (MBSR) programına katıldım. Konuyla ilgili çalışmalarım devam etmektedir. İstanbul Psikanaliz Derneği’ne bağlı olarak Psikanaliz eğitimim sürmektedir. 2013 yılından beri Nişantaşı’ında eğitim veren United Kids Academy'nin kurucu ortağı olarak çocuklarla birlikte çalışmaya devam etmekteyim. Ayrıca özel bir klinikte danışan görmekteyim.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale