X

Çocuğunuzun ileride yeme bozukluğuna sahip olma riskini azaltmak için ne yapabilirsiniz?

Gazetelerde okuduğunuz haberlerden, televizyondan, etrafınızdan duyduklarınızdan bildiğiniz gibi yeme bozuklukları gittikçe daha çok görülen bir sorun. Ergenliğe girmek üzere veya ergen bir çocuğu olan ailelerin yeni endişe kaynağı belki de… “Ya çocuğumda yeme bozukluğu olursa?” sorusu ebeveynlerin aklından daha çok geçer oldu artık.

Gençler ergenlikten yetişkinliğe geçerken bozuk yeme davranışları (yeme atakları ve kendini kusturma gibi) daha yaygın hale geliyor. Bozuk yeme davranışları ise daha kötü beslenme kalitesi, kilo alımı ve obezite başlangıcı, depresif belirtiler ve yeme bozukluklarının başlangıcı gibi çeşitli zararlı psikolojik, fiziksel ve davranışsal sonuçlarla ilişkilendiriliyor. Bu nedenle bozuk yeme davranışlarını önleyecek stratejiler belirlemek önemli. Yeme bozukluğu belirtileri ile benlik saygısı arasında güçlü bir ilişki saptandı. Bu sonuçlar, yeme bozukluğu belirti şiddetini yordamı açısından düşük benlik saygısının rolünün kontrol odağı değişkenine göre daha güçlü olduğunu göstermiştir. Başka bir çalışmada, geniş bir örneklemde, düşük benlik saygısı olan öğrenciler belirlenip izlenmiş ve bu grupta üç yıl sonra yüksek oranda yeme bozuklukları gözlenmiştir ve düşük benlik saygısının yeme bozuklukları için büyük risk oluşturduğu belirtilmiştir.

Bu amaca yönelik araştırmalardan biri aileleriyle düzenli olarak yiyen ergen kızlarda bozuk yeme davranışlarının görülme riskinin daha düşük olduğunu ortaya koydu. Bu araştırmaya göre aileleriyle sık sık yemek yiyen ergen kızların beş sene sonra kilolarını kontrol altına almak için diyet hapları, laksatif kullanma veya başka aşırı yöntemlere başvurma ihtimali daha az. Minnesota’da yapılan araştırmada 31 okulda 2516 ergen 1999’da ve 2004’te kendilerine verilen aileleriyle yeme sıklıkları, BMI’ları, ailelerinin bağlılığına dair hisleri ve yeme davranışlarıyla ilgili anketleri cevapladılar. 1999’da aileleriyle haftada beş ya da daha fazla öğün yemek yiyen ergenlerde 2004 yılında kilolarını kontrol amaçlı kendini kusturma veya diyuretik kullanma gibi bozuk yeme davranışlarının önemli derecede daha az olduğu görüldü.

Bu araştırmanın sonuçlarından anlaşılabileceği gibi çocuklu ailelerin, ailecek yemek yeme alışkanlıkları olması oldukça önemli. Sağlıklı yeme alışkanlıkları edinilmesi bakımından masa başında, televizyon izlemeden veya dikkat dağıtıcı herhangi başka bir şey yapmadan düzenli öğünler yemenin önemi zaten biliniyordu. Ancak bu benzeri araştırmalar olaya başka bir boyut getirerek hastalığa dönüşecek davranışların oluşmaması için bu alışkanlıkların önemini ortaya koyuyor. Aileler endişelendikleri konularda önlemler aldıkları ve bilinçli oldukları sürece bu endişe olumlu bir hale dönüştürülebilir, aksi takdirde korkunun ne yazık ki tek başına bir faydası yok.

Yeme bozukluğu ortaya çıkması kaygısıyla sağlıklı beslenme üzerine sık sık konuşan ebeveynlerin çocuklarında da ileride bu konuda takıntı gelişmesi veya tam tersine tepki doğurması muhtemeldir. Bu nedenle bu konuda olabildiğince doğal bir tutum takınmak ve konunun üzerine gitmemek en iyisidir. Unutmayın ki çocuğunuz en temel olarak sizi model alacaktır, ona beslenmeye dair birtakım şeyleri öğretmek için özel çaba harcamaksızın kendinizin örnek olması en iyi yöntemdir.

 

İlginizi çekebilir: Duygularınız yemekle doymaz: 5 adımda duygusal yeme sendromuna son

Diyetisyen Ece Yalın: 2011 Eylül döneminde Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde Beslenme ve Diyetetik Bölümü’ne başlayıp 2015 Mayıs döneninde Mezun olarak Diyetisyen ünvanını almaya hak kazanmış olan Ece Yalın: 2015 Temmuz-Eylül sürecinde Ankara Hava Lojistik Komutanlığı’ndaki kurum diyetisyenliğini görevinin ardından 2015 -2017 dönemlerinde bir diyet merkezinde Yönetici Diyetisyen olarak görev alıp, 2016 yılı içinde Hacettepe ve KEPAN işbirliğinde yürütülen "Huzurevi Malnütrisyon Saptaması" bilimsel çalışmasına kabul edilerek üç pilot ilden biri olan Ankara ilini temsilen çalışmada görev almıştır. 2016 Ekim-2018 Şubat döneminde St.Clements Unv’de Psikoloji bölümünde başladığı Yüksek lisansını derece ile tamamlamıştır. 2018 Temmuz döneminde kurucu ve yöneticisi olduğu Fit Center Clinic’te bireysel beslenme danışmanlığı hizmeti ile birlikte, diyet algısına yeni bir bakış açısı getirip bireylerin kilo kontrol sürecini kolaylaştırmaya teşvik edebilmek amacıyla sağlıklı beslenme mutfağı hizmeti veren Fit Center Bistro’da da yöneticiliğini devam ettirmektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale