X

Çocuğunuza beynin çalışma mekanizmasını öğretmenin en eğlenceli yolu: Beyin evi ve sakinleri

Bilgi güçtür. Beyin hakkındaki gerçekleri, beynin nasıl çalıştığını öğrenmek duygusal zeka için güçlü bir zemin hazırlar. Çocuklar beyinlerinde neler olup bittiğini anladıkları zaman davranışlarımız için seçme şansımızın olduğu görüşünü kazanmak için ilk adımı atmış olurlar.

Beyni öğrenmek aynı şekilde ebeveynleri de etkiler. Çünkü, beynin nasıl çalıştığını öğrenmemiz çocuğumuz bize ihtiyaç duyduğunda, onun sorularını nasıl cevaplayabileceğimizi anlamamızı sağlar.

Çocuklar beyinlerinde neler olup bittiğini anladıkları zaman davranışlarımız için seçme şansımızın olduğu görüşünü kazanmak için ilk adımı atmış olurlar.

Beyni çocuklara (ve ebeveynlere) nasıl anlatabiliriz?

Bazen beynimiz korku, üzüntü veya öfke gibi duygularla dolup taşar ve bu durum bizim için oldukça karmaşıktır, özellikle de çocuklarımız için. Bu nedenle çocuklara beyinlerinde neler olup bittiğini öğretmek kafa karıştırıcı düşüncelerin ve başa çıkması zor duyguların mantığını anlamaları için oldukça önemlidir. Ayrıca, çocuklar beyni öğrendikçe kendi duygularını başkalarına anlatabilmelerini sağlayacak kelime zenginliğine de erişmiş olurlar. Beyni bilmediğiniz bir yabancı dil olarak düşünebilirsiniz; eğer ailenizdeki bireyler bu dili konuşuyorsa, kendinizi ifade etmeniz ve onlarla iletişime geçmeniz daha kolay olacaktır.

Beyin üst katları ve alt katları olan bir evdir

Çocuğunuza beyin kavramını alt ve üst katları olan bir ev gibi tanıtabilirsiniz. Bu metafor, çocuklara kafalarının içinde neler olup bittiğini anlatmak için harika bir yoldur. Metaforu bir adım öteye taşıyacak olursanız, bu evde kimlerin yaşadığından bahsedebilirsiniz. Üst katta yaşayan karakterler, alt katta yaşayan karakterler hakkında bilgi vermek faydalı olacaktır.

Bu yolla çocuğunuza nörokorteksin (düşünen beynimiz-üst kattakiler) ve limbik sistemin (hisseden beynimiz- alt kattakiler) işlevleri hakkında bilgi vermiş oluruz. 

Çocuğunuza beyin kavramını alt ve üst katları olan bir ev gibi tanıtabilirsiniz.

Alt katta kimler yaşıyor, üst katta kimler yaşıyor?

Genel anlamda üst katta yaşayanlar düşünen, problem çözen, duygu denetleyici, yaratıcı, esnek ve empatik karakterlerdir. Üst kat komşularını kodlamak için özelliklerle aynı baş harfi taşıyan isimler kullanabilirsiniz. Bu şekilde çocuklarınız beynin kategorizasyon özelliğini istem dışı kullanacak ve karakterleri hızlıca öğreneceklerdir: “Sakinleştirici Sedef, Problem Çözücü Petek, Yaratıcı Yağız, Esnek Emre.”

Alt katın insanları hissedenlerdir. Bu insanlar bizi güvende tutmaya ve ihtiyaçlarımızın karşılanıp karşılanmadığına odaklanmış durumdadır. Yaşamsal bütün içgüdülerimiz bu insanlar tarafından kontrol edilir. Alt katta yaşayanlar bizim için bir tehlike olup olmadığına, bir alarm sesi duyup duymadıklarına, savaşmaya, kaçmaya, bir tehlikeyle yüzleştiğimizde ortaya çıkmaya hazır olup olmadığımıza ve saklanmamız gerekip gerekmediğine karar verirler. Alt katta “Uyaran Umut, Korkan Kerem ve Büyük Patron Beril” yaşamaktadır.

Siz ve çocuğunuz hangi özelliklerden bahsettiğinizi bildiğiniz sürece karakterlere istediğiniz isimleri verebilirsiniz. Hatta bu oyunu oynadıkça isimleri değiştirebilir; erkek/kız isimlerini, hayvan isimlerini/çizgi film karakterlerinin isimlerini ya da tamamen kendi uydurduğunuz isimleri kullanabilirsiniz. Sevdiğiniz kitap veya filmlerden isimler bulabilir, sadece sizin tarafınızdan bilinen ve uydurulan isimleri seçerek beyin fonksiyonları için kendi dilinizi yaratabilirsiniz.

Ya alt kattakiler kontrolü ele geçirirse?

Beynimiz, alt kattakiler ve üst kattakilerle birlikte ve barış içinde çalıştıkları zaman mükemmel performans gösterir. Üst katı ve alt katı bağlayan merdivenin çok kalabalık olduğunu ve sürekli halde herkesin birbirine mesaj taşıdığını hayal edelim. Böyle bir durumda, tercihlerimizi sağlıklı yapabilir, bizi zorlayan durumlarla başa çıkabilir, kendimizi iyi hissedebilir ve kontrollü olabiliriz. Ancak bazen alt katta yaşayan Uyaran Umut bir tehlike algılar, Korkan Kerem panik yapar ve biz tam olarak ne olduğunu anlamadan Büyük Patron Beril bedene tehlike için hazırlanmasını söyleyen zili çalar. Bu zil aracılığıyla tüm komşulara “Evin yönetimi alt kat tarafından ele geçirilmiştir!” diye haber gönderir. Bu haber üst ve alt kattakileri birbirine bağlayan merdivenin bir süreliğine çalışmayacağının habercisidir.  

Bazen bu merdiveni durdurmak bizi en güvende tutan şeydir

Çocuğunuza bu reaksiyonların güvenli olduğunu anlatın ve bazı sorular sormayı deneyin.

Herkes evdeyken evde çok gürültü olur ve herkesin birbirini aynı anda duyması imkansızdır. Büyük Patron Beril üst kattakilere sessiz olmasını söyleyerek alt kattakilerin tehlikeye hazırlanmasını sağlar. Aynı zamanda Büyük Patron bedenin diğer bölgelerine aç ya da kapa emri verebilir. Kalbimizin daha hızlı çarpmasını sağlar ve bu sayede daha hızlı koşabiliriz, kaslarımız mümkün olduğu kadar güçlenir ve savaşa hazır oluruz. Büyük Patron Beril bedenimize sabit kal emri de verebilir ve bu sayede tehlikeden saklanabiliriz. Tüm bu emirlerin amacı bizi güvende tutmaktır.

Çocuğunuza bu reaksiyonların güvenli olduğunu anlatın ve bazı sorular sormayı deneyin. Gerçekleşemeyecek sorular sormak, çocukların bunu bir oyun olarak değerlendirmesini ve korkutucu bulmamasını sağlayacaktır. Örneğin: “Oyun bahçesinde bir dinozor görsen beynin alt katındakiler ne yapar?”

Bu herkes tarafından paylaşılan bir deneyimdir

Acil durumlar hakkında çocuğunuzla paylaşabileceğiniz örnekler düşünün ve herkesin başına gelen bir deneyim olduğunu hatırlatın. Bu örneklerin çok ürkütücü olmamasına özen gösterin. Eğer örnekleriniz sırasında çocuğunuzu çok korkutursanız alt kattaki komşuların anında kontrolü ele alacağını unutmayın!

Kullanabileceğiniz bir örneği sizlerle paylaşmak isterim:

Arabanın anahtarını bulamadığım ve senin de okula çok geç kaldığın bir günü hatırla. Nasıl sürekli aynı yerlere panik halinde bakıp duruyordum değil mi? Bunun tek sebebi beynin alt katındakilerin kontrolü ele geçirmiş olmasıydı! Alt kat yönetimi ele geçirdi ve beynimin düşünceci tarafı üst kat çalışmayı durdurdu.

Alt katta işler karışırsa?

Büyük Patron biraz daha heyecanlıdır ve tetikleyicilere karşı panik butonu ufacık şeyler için dahi açılıp kapanabilir.

Alt katın yönetimi ele geçirdiği bazı anlarda üst kattaki Problem Çözücü Petek ve Sakinleştirici Sedef’e ihtiyacımız olabilir. Alt kat yönetimi herkeste ele geçirebilir ancak bu çocuklarda daha sık yaşanan bir durumdur. Çocukların beynindeki Büyük Patron biraz daha heyecanlıdır ve tetikleyicilere karşı panik butonu ufacık şeyler için dahi açılıp kapanabilir, bunun nedeni üst katın hala inşa aşamasında olmasıdır. Gerçek şudur ki, bu inşa süreci yirmili yaşların ortalarına kadar devam etmektedir. Yetişkin ve çocuklara dair bu farkı açıklamak istediğinizde, “Anneni veya babanı markette yere yatıp ağlayarak çikolata isterken gördüğünü hatırlıyor musun?” diye sorarak aktarabilirsiniz.

Çocuklar bu soruyu genelde komik bulur ve kıkırdamaya başlarlar. Bu kıkırdama bunun hala oyun olarak algılandığının ve öğrenirken eğlendiklerinin göstergesidir. Çocuklarınıza, anne ve babaların da en az çocukları kadar çikolatayı sevdiğini ancak zaman içinde Sakinleştirici Sedef ve Problem Çözücü Petek’i kullanmakta oldukça fazla pratik kazandıklarını, artık Büyük Patronla kolayca koordine olabildiklerini aktarabilirsiniz. Onların da zaman içerisinde deneyimlerinden edindikleri bilgilerle bu beceriyi kazanacaklarını hatırlatmayı unutmayın.

Paylaşılan dilden duygu regülasyonuna

Beyin evi dili kullanımı, çocukların hataları konusunda konuşmasını da kolaylaştırmaktadır.

Beyin evine tüm karakterleri tamamen yerleştirdiğinizde, artık çocuğunuzla beyin hakkında birlikte geliştirdiğiniz bir dile sahip olacak ve böylece duygu regülasyonunda onlara yardımcı olabileceksiniz. Örneğin; zorlu anlarda “Büyük Patron Beril alarmı çalmaya hazırlanıyor gibi gözüküyor, Sakinleştirici Sedef’i çağırıp Büyük Patron’a birkaç derin nefes almasını söylemeye ne dersin?

Beyin evi dili kullanımı, çocukların hataları konusunda konuşmasını da kolaylaştırmaktadır. ‘Externalise’ dediğimiz bu teknikle çocuklar konuyu kendilerinden ayrı tutmayı başarabilir, hatalar konusunda karakterlerden yola çıkarak analizler yapabilir. Bu duygular ve hatalar hakkında konuşmanın yargısız, oyuncu bir yolunu yaratır. Bir çocuk için “Bugün bir arkadaşıma vurdum” demek yerine “Büyük Patron Beril bugün kontrolü ele geçirdi” demenin nasıl daha kolay olduğunu düşünün. Ebeveynlere bunu anlattığımda genellikle aldığım cevap “Çocuğum bu şekilde yaptığı yanlış davranışlardan dolayı başkasını suçlama alışkanlığı kazanmaz mı?” oluyor.

Cevap ise “Hayır”. Bu metafor çocuğa duyguları regüle etmenin yolları konusunda bilgiler paylaşmanızı sağlayacaktır. Eğer çocuğunuz yaptığı hatalar hakkında sizinle konuşabilir duruma gelirse, sizin de beyninizde üst kat komşularını devreye sokarak birlikte problem çözme şansınız olacaktır. Bu çocuğun sorumluluk veya olayın sonuçlarından kaçması anlamına gelmez, aksine size “Bir dahaki sefere Büyük Patron’a yardım etmek için neler yapabilirsin?” sorusunu sorma şansını yaratır.

Beyin evini bilmek ebeveynlere çocuklarının yaşadıkları korku, öfke ve üzüntü gibi duyguları nasıl cevaplayabileceklerine yönelik yardımcı olur. Çocuğunuz yoğun bir duygunun içindeyken ona “Sakin ol” demeyi denediniz mi? Mutlaka denemişsinizdir. Ancak beyin evinden öğrenimlerinizle Sakinleştirici Sedef’in üst katta yaşadığını ve Büyük Patron Beril zili çaldığında, alarm kapanana kadar Sakinleştici’nin çok bir yardımının dokunmayacağını artık biliyorsunuz. Ortak dili kullanarak veya sadece bilgilerini hatırlayarak çocuğunuzun kendi duygularını regüle edebilme becerisi kazanmasına yardımcı olabilirsiniz. Öğretmen, ebeveyn veya aile yakını olarak çocukların alarmını bizim kapatmamız gereken durumlarda empati, sabır veya derin nefesler aracılığıyla onlara yardımcı olabiliriz.

Bu aşamaya nasıl geleceğiz?

Bir süre sonra evi inşa etmenin yaratıcı ve eğlenceli yollarını buluyor olacaksınız.

Beyin evini çocuğunuzla tek bir sohbette tamamlamayı beklemeyin. Bu zaman alan bir süreç olacaktır. Sohbeti başlatıp, zaman zaman tekrar edebilirsiniz. Bir süre sonra evi inşa etmenin yaratıcı ve eğlenceli yollarını buluyor olacaksınız.

Başlamanız için bazı fikirler:

  • Bir kağıt ve renkli kalemler alarak evi, karakterleri çizmeyi deneyin.
  • Alt kat yönetimi ele geçirdiğinde evin nasıl gözükeceğine dair bir şeyler çizmeye çalışın.
  • Merdivenlerden birbirine bilgi taşıyan komik karakterler çizmeye çalışın.
  • Karakterlerin beyin evindeki yolculukları ve yaşadıkları maceralar hakkında hikayeler yazın.
  • Canlandırma yapmak için evin odalarını veya iki ayakkabı kutusunu kullanın.

Eğer evi canlandırmak için başka yaratıcı fikirler bulursanız, fikirlerinizi benimle paylaşmanızdan mutluluk duyarım.

 

İlginizi çekebilir: Negatif duyguların farklı yüzleri: Öfkeyi etkili şekilde dışa vurmanın 5 pozitif sonucu

Psikolog & Nörobilim Uzmanı Güliz Altınbaşak: Bahçeşehir Üniversitesi Psikoloji Bölümünden tam burslu olarak mezun oldu. Şu anda Dialectical Behavior Therapy (DBT) Turkey Danışmanlık Merkezi’nde Program Koordinatörü ve The Life-Co Wellbeing Merkezi’nde Mental Wellness Program Koordinatörü olarak çalışmaktadır. The LifeCo Wellbeing merkezi bünyesinde meditasyon odaklı olmak üzere mindfulness (farkındalık), duygu regülasyonu, stres yönetimi ve kişilerarası iletişim becerileri üzerine eğitim kampları düzenlemektedir. Ayrıca, savaş mağdurlarına yönelik mesleki eğitim, savaş sonrası travma ve formal eğitim projeleri yürütmektedir. Davranış Bilimleri Enstitüsü Yetişkin ve Aile Danışmanlık Merkezi’nde EMDR odaklı projelerde çalıştı. TOÇEV Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı’nda Psikolog ve Eğitmen olarak görev aldı. “Doğudaki Ebeveyn ve Çocukları Bilinçlendirme Projesi” kapsamında birçok ilde araştırma yaptı ve eğitimler verdi. Norveç, Azerbaycan, Slovenya ve İspanya’da “Dezavantajlı Grupların Bilinçlendirilmesi ve Hayat Şartlarının Yükseltilmesi” konusundaki projelerde Ülke Koordinatörlüğü yaptı. Maltepe Kapalı İnfaz Ceza Kurumu’nda hükümlülerle çalıştı. Aynı dönemde Avrupa Şafak Hastanesi’nde bağımlılık üzerine çalışmalar yaptı. Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’nda gönüllü olarak görev alarak suça eğilimli çocuklar için çalışmalar düzenledi. “Erkek Homoseksüeller ve Heteroseksüellerin Suçluluk Utanç ve Kaygı Düzeylerinin Karşılaştırılması” üzerine yaptığı araştırmayı 17. Ulusal Psikoloji Kongresi’nde, “Kanser Hastaları için Mindfulness Odaklı Mental Wellness” çalışmasını “VIII Ibero American Congress of Clinical and Health Psychology Congress” Porto Riko’da sundu.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale