X

Coastal grandmother stili nedir?

Deniz kenarında sade bir hayatın, zarif bir beyaz gömleğin ve lavanta kokulu yazların modadaki yansıması… Minimal ama sofistike, sade ama özenli, rahat ama asil… “Coastal grandmother” (sahil büyükanne) stili, modanın gürültülü dünyasında yavaş yaşamı, doğallığı ve zamansız zarafeti temsil eden bir estetik akımdır. İlk kez TikTok fenomeni Lex Nicoleta’nın 2022’de popülerleştirdiği bu akım, kısa sürede bir yaşam tarzı felsefesine dönüştü. Peki ama bu nostaljik ve zarif stil neyi temsil ediyor, kimleri etkiliyor ve neden her yaz yeniden trend oluyor?

Coastal grandmother: Stil mi, yaşam tarzı mı?

“Coastal grandmother” terimi, klasik Amerikan sinemasındaki sahil kasabalarında yaşayan, zarif ama sade, şıklığı detaylarda gizli, doğayla iç içe yaşayan kadın figüründen ilham alıyor. Nancy Meyers filmlerindeki Diane Keaton karakterleri, Something’s Gotta Give filmindeki beyaz keten gömlekli, mutfakta limonlu kek pişiren karakterler bu estetiğin ilham kaynakları arasında.

Temel özellikler:

  • Beyaz keten gömlekler
  • Geniş paçalı bej pantolonlar
  • Gömlek elbiseler ve triko yelekler
  • Hasır şapkalar ve büyük güneş gözlükleri
  • Yumuşak renk paleti: Bej, krem, açık mavi, lavanta
  • Kaliteli, zamansız parçalar
  • Göz yormayan sade aksesuarlar
  • Organik kumaşlar, doğal tonlar

Bu stil sadece kıyafetlerden ibaret değil: lavanta kokulu çarşaflar, sabahları filtre kahve, sahil yürüyüşleri ve “slow living” felsefesiyle bütünleşiyor.

Kimler bu stili benimsiyor?

Coastal grandmother stili özellikle 30 yaş üstü kadınlar arasında büyük bir yankı buldu. Bunun en önemli nedeni: Yaşsız bir zarafet sunması. Bu stil ne genç görünme telaşına ne de yüksek moda baskısına sahip. Kendini doğayla uyumlu, düzenli ama yavaş akan bir hayatın parçası olarak hayal eden herkes için ilham verici.

Bu tarzı benimseyen ünlüler arasında:

  • Diane Keaton (ilham perisi)
  • Meryl Streep (It’s Complicated filmindeki haliyle)
  • Oprah Winfrey
  • Martha Stewart
  • Ve yeni nesilden Anne Hathaway, bu estetiğe uyum sağlayan modern yorumlarıyla dikkat çekiyor.

Coastal grandmother gardırobunun incelikleri

Bu stilin temelinde, giyinirken konforun ve sadeliğin şıklıkla buluşması yer alıyor. İlk adım, kaliteli kumaşlara yatırım yapmak. Keten, pamuk ve triko gibi nefes alabilen doğal dokular, hem görünümünüzde zarif bir sadelik sağlar hem de sıcak yaz günlerinde bedeninize iyi gelir.

Coastal grandmother stilinin vazgeçilmezi ise hiç şüphesiz beyaz gömlektir. Oversize kesimler ya da hafifçe bele oturan gömlek elbiseler, gardırobunuzu bu stile yaklaştırmanın en kolay yollarından biridir. Renk paletinizde ise doğanın huzurlu tonları başroldedir: Bej, lavanta, buz mavisi, toprak tonları ve krem gibi göz yormayan, yumuşak renkler tercih edilir.

Aksesuarlar ise bu estetikte gösterişten çok işlevsellik ve dengeyi temsil eder. Büyük güneş gözlükleri, hasır çantalar ve sade mücevherlerle tamamlanan kombinler, fazla çaba harcamadan “doğal bir şıklık” elde etmenizi sağlar. Çünkü bu stilin temel felsefesi şudur: Giyinmiş gibi görünmeden de şık olunabilir.

Coastal grandmother ile ne giydiğinden çok ne hissettiğin önemli

Bu stil yalnızca kıyafetlerle değil, yaşam biçimiyle de ilgilidir. Sabahları limonlu bir su eşliğinde uyanmak, klasik müzikle günü karşılamak ve kısa bir günlük tutmak bu dünyaya adım atmanın basit ama etkili yollarındandır.

Balkonunuzda ya da küçük bir saksıda bile olsa çiçeklerle ilgilenmek, yavaş pişen sağlıklı bir yemek hazırlamak ve kendi ritminize sadık kalmak; bu estetiğin yaşamla kurduğu zarif bağın birer parçasıdır. Ve en önemlisi: Yavaşla. Çünkü Coastal grandmother, giydiğiniz bir tarzdan çok, ruhunuza verdiğiniz bir sözdür.

Neden bu kadar seviliyor?

Coastal grandmother stili, modern hayatın hızlı, gürültülü ve performans odaklı dünyasına karşı bir tür “moda mindfulness’ı” sunuyor. Giyinirken huzuru arayan, görünümde değil histe şıklığı yakalamak isteyenler için adeta bir kaçış estetiği.

Coastal grandmother stili ilk bakışta sadece bir giyim tarzı gibi görünebilir: Beyaz keten gömlekler, bej pantolonlar, hasır şapkalar ve sade takılar… Ama bu stilin aslında çok daha derin bir anlamı var: Yavaş yaşamak, içsel huzuru önceliklendirmek, sade ama kaliteli seçimler yapmak. Bu stilin ruhunu anlamak için Nancy Meyers filmlerini düşünün. Something’s Gotta Give’de Diane Keaton’un sahil kasabasındaki o huzurlu evi, mutfağında pişen limonlu kek, rüzgârda dalgalanan perde ve kitap dolu raflar… Coastal grandmother tam olarak bunu temsil ediyor: konforlu bir şıklık, köklü ama gösterişsiz bir duruş, doğayla uyumlu bir içsel düzen.

Nina Hendrick’in tanımıyla: “Bu stilin en güzel yanı, modanın gelip geçici yönlerinden ziyade rahatlığa, kaliteye ve sadeliğe yatırım yapması.”

Neden şu anda buna ihtiyacımız var?

Bu estetik, aslında çağımızın tükenmişlik sendromuna karşı sessiz bir yanıt. Simply Start Living blogunda diyor ki “Coastal Grandmother estetiği, bizi yalnızca nasıl giyindiğimize değil, nasıl yaşamak istediğimize dair de düşünmeye çağırıyor.” Biraz yavaşlamak isteyen, dış görünüşten çok ruhunun kendini iyi hissetmesini önemseyen herkesin içine su serpen bir akım bu.

The Closet Journal da bu tarzı şu sözlerle tanımlıyor: “Bu estetik; huzurlu bir sabah rutini, özenle hazırlanan bir kahvaltı, çiçeklerle dolu bir balkon gibi küçük ama şifalı detaylarla ilgilidir.”

Genç kadınlar neden bu stili benimsiyor?

NBC’nin Today.com platformundaki bir yazıya göre, bu stil özellikle genç kadınlar arasında güven, huzur ve istikrar sembolü olarak kabul ediliyor: Z kuşağı, kaygı çağında büyüdü. Coastal grandmother, onlara konfor, güven ve istikrar duygusu sunuyor.”

Yani bu sadece bir “büyükanne tarzı” değil; aslında geleceğe dair belirsizliklerin içinde daha güvenli bir iç dünya yaratma çabası. Bu stil, “moda”yı tüketimden çıkarıp bir yaşama biçimi haline getiriyor. Giydiğiniz şeyin etik olması, konforlu olması ve sizi iyi hissettirmesi ön planda. Renkler yumuşak, çizgiler sade, ruh haliniz merkezde.

Kaynak: Today.com 

İlginizi çekebilir: TikTok’un yükselen modası: Coquette stili nedir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale