X

Çikolatanın merkezine yolculuk: Brugge

Bu hafta sizlerle çikolatanın memleketi olan Brugge’u geziyoruz. Bozulmamış mimarisi ve doğasıyla, Aralık ayında Noel marketleriyle, hemen hemen her sokaktan gelen çikolata kokusuyla hayran kaldığım bir şehir… Öncelikle belirtmek isterim ki, Türkiye’den seyahat etmediğim için şehre ulaşım ve bilet fiyatlarıyla ilgili bilgi aktaramayacağım ama şehri gezme konusunda bu açığımı kapatacağıma söz veriyorum.

Aralık ayında Noel marketleriyle, hemen hemen her sokaktan gelen çikolata kokusuyla hayran kaldığım bir şehir burası.

Şehri gezmeye başlamadan önce de kısacık bilgi vermek isterim. Belçika; Flaman Bölgesi, Valon Bölgesi ve Brüksel Başkent Bölgesi olmak üzere 3 bölgeden oluşmaktadır. Brugge, Flaman bölgesinin başkentidir. Ülkenin 3 resmi dili olmasına rağmen bu bölgede genelde Flamenkçe konuşulmaktadır, diğer 2 dili ise Almanca ve Fransızcadır. O zaman şehri gezmeye başlıyoruz!

Aziz Salvador Katedrali

Kimi kaynaklarda 10 yy. kimi kaynaklarda ise 12. yy olarak bahsedilmektedir yapımına başlanmasından. Ancak kesin olan bir nokta var ki tamamlanması 15.yy. bulan bir katedraldir, Aziz Salvador Katedrali. Yapımına kilise olarak başlanmış olsa da sonrasında yapılan ek binalarla birlikte günümüzde katedral olarak kullanılmaktadır. Katedral içerisinde yer alan vitraylar ve heykeller gerçekten de görülmeye değer. Katedralden çıktıktan sonra zaten ilerlemeniz gereken yol sizi içine çekiyor. Çünkü insanların akın akın ilerlediği bu yol sizi şehrin en önemli meydanına doğru sürüklemekte, Büyük Meydan’a…

Yapımına kilise olarak başlanmış olsa da sonrasında yapılan ek binalarla birlikte günümüzde katedral olarak kullanılmaktadır.
Büyük Meydan (Grote Markt)

Şehrin en önemli merkezlerinden birindeyiz. Burası tarihte, adından da anlaşılacağı gibi (Grote Markt) uzun yıllar pazar olarak kullanılmış bir meydan, bunun yanı sıra Belçika mimarisine dair en güzel yapıları görebileceğiniz binalar yine bu meydanda yer almakta. Bu meydanda Belfry Çan Kulesi ve Brugge Tarih Müzesi de bulunmaktadır.

Belfry Çan Kulesi

1240 yılında inşa edilen bu kule şehrin önemli tarihi noktalarından biri. Günümüze kadar geçirdiği birçok tadilat ile hala ilk günkü ihtişamını korumakta. Bu kule için çan kulesinin yanı sıra uç noktasında bulunan saatten dolayı saat kulesi denmektedir. Kule için 47 tane melodi bestelenmiş olup her saat başı farklı melodilerle halka seslenmektedir. İsterseniz saat kulesinin en üst kısmına çıkarak tüm Brugge’u görmeniz de mümkün ama bunun için 366 merdiveni çıkmanız gerekiyor. 

Bu kule için çan kulesinin yanı sıra uç noktasında bulunan saatten dolayı saat kulesi denmekte.
Brugge Tarih Müzesi

Yine bu meydanda yer alan diğer önemli yapı ise Tarih Müzesi. Her ne kadar Tarih Müzesi olsa da günümüze ayak uydurmuş bir müze de ayrıca. İçeride gerek hareketli heykeller gerekse de VR gözlüklerle sizi Brugge’un tarihini canlı gibi yaşatmaktalar. Bu meydandan başka bir meydana doğru yola koyuluyoruz, yeni noktamız Brug Meydanı. Bu meydan 14. ve 15. yy’ a ait yapıları barındıran küçük bir meydan.

İçeride gerek hareketli heykeller gerekse de VR gözlüklerle sizi Brugge’un tarihini canlı gibi yaşatıyor.
Kutsal Kan Bazilikası

Bazilika fotoğrafta da arkamda görebileceğiniz gibi ilk etapta insanı etkileyen bir yapı özelliği taşımıyor. Bu yapı güzelliğini içinde saklayan yapılardan biri. İçeri girdiğinizde muhteşem vitrayları gördükten sonra bana hak vereceksiniz, eminim. İçeride fotoğraf çekmek yasak olduğu ve görevlilerin de çok sıkı bu durumu takip etmesinden mütevellit ne yazık ki hiç fotoğraf çekemedim.

Bu arada bu bazilikaya ait bir de önemli bir olay var onu söylemek isterim; dönemin önemli hükümdarlarından biri tarafından Hz.İsa’nın kanının bu bazilikada saklandığı söylenmektedir ve zaman zaman da halkın görmesi için törenler düzenlenmekteymiş. Bu arada bu bazilikayı gezmek isterseniz öğle saatlerinde kapalı olduğunu unutmamakta fayda var.

İçeri girdiğinizde muhteşem vitraylar karşınıza çıkıyor.
The Church of Our Lady

Gotik mimari örneklerinden biri de şehrin önemli kiliselerinden The Church of Our Lady. Kiliseye ait kulenin uzunluğu 122 m’dir. Kilisede Michelangelo tarafından yapılan önemli bir eser de yer almaktadır. Şehirde tarihi noktaları gezmenin yanı sıra yapılacak bir diğer aktivite ise kanallarda düzenlenen tekne turları; Brugge’a, Belçika’nın Venedik’i demelerinin de sebebi bu aslında.

Kilisede Michelangelo tarafından yapılan önemli bir eser de yer alıyor.

Şehrin yeme içme kültürüne gelirsek, aslında belirgin bir yemek kültürleri çok zengin olmamakla birlikte sahiplendikleri birkaç yiyecek bulunmaktadır. Patates kızartması, şehri gezerken en çok göreceğiniz yiyecek olabilir, hemen hemen her noktada, gerek kafelerde gerekse de seyyar olarak karavanlarda satılmakta. Gezerken herkesin elinde patates kızartması dolu plastik kaplar göreceksiniz. Bunun dışında Belçika’nın en önemli yiyeceği elbette çikolatası. Şehirde çok fazla çikolata dükkanı yer almakta. Ayrıca şehirde çikolataya ait bir Çikolata Müzesi bulunmakta. Bunlara ek olarak bir de bira da önemli bir içecek Belçika için, yine biranın da çikolata gibi müzesi bulunmakta. Burada biranın yapım aşamalarını görüp bir de farklı bira çeşitlerini deneyimleyebilirsiniz.

Yollarda karşılaşmak dileğiyle… Şimdiden iyi yıllar.

Eğer bu gezimi bir de izlemek isterseniz video kanalımda, tıklayınız.

 

İlginizi çekebilir: Tarih denince akla gelen büyüleyici bir rota: Roma

Ceren Elitas: "Üç kelimeyle kendini anlatır mısın?" sorusu ile sınandığımız zor günlerden geçen biri olmamdan mütevellit kendimi anlatma konusunda antremanlıyım. Ama gel gör ki bu durum, kısıtlamaların sonunda gelen patlamalardandır sanırım, yetmez oldu üç kelime meramımı anlatmama… Mayıs’ta doğduğumdan ayrı bir severim baharı, güneşi, güneşin verdiği enerjiyi… Burcum ikizler:) Tamam tamam aklınızdan geçenleri biliyorum. Evet, dengesizim. Evet, maymun iştahlıyım. Ve evet itici gücüm tutkularım. Gülmeye bayılırım. Hayatta şansa inanmayanlardanım. Varsa iyi şeyler hayatımda bilin ki, elde edene kadar hayat canımı çıkarmıştır; bu sebeple de hayatımdakilerin kıymetini iyi bilirim. Çalışmayı çok severim. Hani öyle ‘pazartesi sendromu’ zırvası benlik değil azizim. Okumak, hobim değil nefes alma biçimim. Gezerim, ülkemi de dünyayı da. Yürümeyi çok severim. Dilim döndüğünce buralardayım.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale