X

Çiğnemenin evrim sürecinde insana kazandırdıkları

Her gün birkaç öğün yememize rağmen yediklerimizi çiğnemede çok az zaman ve kas eforu harcıyoruz. Ancak çiğnemeye yeterince zaman ayrılmayan yeme şekli, aslında oldukça ender. En yakın akrabalarımız olan şempanzeler, günlerinin yarısını çiğneyerek geçiriyorlar. Peki yemek yemek ne zaman bu kadar kolay ve çabasız hale geldi? Ve bunun sonuçları neler?

Çiğneme eyleminin insan evrimine önemli katkıları oldu.

Harvard’da yapılan yeni bir çalışmaya göre, 2-3 milyon yıl önceki atalarımız beslenmelerine eti ekleyip yiyeceklerini işlemek için taş aletler kullanmaya başladıktan sonra, çiğnemek için çok daha az efor ve zaman harcadılar. Araştırmacılara göre bu ve bundan sonraki değişiklikler evrim sürecine büyük katkıda bulundu.

İnsan evriminde, Homo Erectus gibi türlerin pişirmeyi öğrenmeden önce dişlerinin, yüzlerinin ve bağırsaklarının nasıl küçüldüğü ve buna rağmen şimdikinden daha büyük olan beyin ve vücutlarını beslemek için daha fazla enerjiyi nasıl sağladıkları büyük bir kısmı cevaplanmayı bekleyen bir soru işareti.

Biyoloji alanında profesör Dr Daniel Lieberman’ın laboratuarında çalışan öğretim üyesi Katherine Zink, bunu şu şekilde açıklıyor: “İlk insanlar, yiyecekleri, özellikle de eti yemeden önce işleyerek sadece çiğnemek için harcadıkları eforu azaltmadılar; aynı zamanda çiğneme işlemini çok daha etkin yapmaya başladılar.”

İlk insanlar, beslenme şekillerini 3’te 1 oranında et içerecek şekilde değiştirip yiyecekleri işleyerek, çiğnemek için gerekli olan kas eforunu azalttılar. Bu şekilde günde çiğnemeye ayırdıkları süre de yüzde 20 oranında azaldı. Araştırmacılar konuyla ilgili ayrıca, basit araç gereçler yardımıyla etleri dilimlemenin daha kolay öğünler hazırlanmasını sağladığını ifade ediyor.

Ancak çiğnemek kadar temel bir yiyecek işleme sürecini ölçmek göründüğü kadar kolay bir şey değildi. Zink’in yürüttüğü araştırmada, insanların laboratuarda çiğ eti ve diğer çiğ yiyecekleri çiğneyip ardından ağızlarından çıkarmalarını istendi; daha sonra bu örnekler araştırmacılar tarafından incelendi.

Zink ve Lieberman, ilk insanların yediği av hayvanlarının dokusuna en yakın olanı bulmak için yaptıkları birçok denemeden sonra keçi eti kullanmaya karar verdiler. Deneye katılanların çenelerine yerleştirilen araçlar, çiğneme esnasında harcadıkları eforun Zink tarafından ölçülebilmesini sağladı.

Her bir denemede gönüllülere rastgele seçilen farklı şekillerde hazırlanmış yiyecekler verildi. Bu yiyecekler çiğ, dilimlenmiş, dövülmüş ya da pişirilmiş keçi eti ve havuç, turp ve tatlı patates gibi çeşitli sebzelerden oluşuyordu. Gönüllüler, her lokmayı yutmaya hazır hale gelene kadar çiğnedikten sonra geri çıkardılar. Ardından Zink, her parçayı tepsi üzerine koyup fotoğrafladı ve dijital ortamda büyüklüklerini ölçtü.

Lieberman, “Ulaştığımız bulgular, bize insanların çiğ eti tam anlamıyla yiyemediğini gösteriyor. Gönüllüler, çiğ keçi etini uzun süre çiğnemelerine rağmen yine de tamamen parçalayamıyorlar, durum bir süre sonra sakız çiğnemek gibi bir hal alıyor,” diyip devam ediyor: “Fakat yemeden önce etin işlemden geçirilmesi durumunda, ki bu sadece dilimlemek bile olabilir, çiğneme eylemi çok daha etkin hale geliyor.

Çiğnemenin bize kazandırdıkları

Lieberman neden çiğnemeyi çalıştıkları sorusunun cevabını şu şekilde ifade ediyor: “Diğer hayvanların büyük kısmı, mesela sürüngenler, yiyeceklerini neredeye hiç çiğnemeden bütün olarak yutuyor. Oysa yiyecekleri çiğneme yetisinin evrimi, memelilere fazladan enerji artışı olarak geri dönüyor; çünkü küçük partiküller yüksek yüzey alanı ile hacim oranına sahip. Ve bu da sindirim enzimlerinin besini daha etkili bir şekilde bölmesine izin veriyor.”

Lieberman, memelilerin çoğunun saatlerce çiğneme gerektiren, kalite yönünden düşük beslenme şekline sahip olduğunu söylüyor: “Ot ve samanla beslenen inekler buna güzel bir örnek. İnsan ırkına en yakın tür olan ve beslenme düzenleri ağırlıklı olarak meyveden oluşan  maymunlar dahi, yiyeceklerden tam enerji sağlayabilmek için günlerinin yarısını çiğnemeye ayırmak zorundalar. Fakat biz insanlar, gerçekten kayda değer bir aşama kaydetmiş durumdayız. Şempanzelerden daha kaliteli yiyecekleri çiğnemek için daha az zaman ve efor harcayarak tüketebiliyoruz.”

İlginizi çekebilir: İnsanlar hala evrim geçiriyor mu?

Bu değişikliği sağlayabilmiş olmak ise, insanlara yeni birtakım özellikler kazandırarak evrimdeki en önemli yaşam pratiği değişikliğinin kapısını araladı: avcı ve toplayıcılık. Bu sayede büyük dişli ve büyük burunlu canlılardan, daha küçük dişlere, yüze ve burunlara sahip canlılara dönüştük. Beyinde konuşma gibi yetilerin gelişimi de bunun sonucunda ortaya çıktı.

Kaynak:

news.harvard.edu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale