X

Carl Jung’a göre insanı mutlu eden 5 temel etken

Bugüne kadar mutlulukla ilgili çok şey yazılıp çizildi. Mutluluk arayışına dair yazılar, mutluluğun aranarak bulunan bir şey olup olmadığına dair yazılar, mutlu olmak gerekip gerekmediğine dair yazılar… Mutluluk ile ilgili yazıları tararken, psikoloji ve psikiyatri ile uğraşanların yazdıkları çok daha ön planda oluyor kuşkusuz. Hele de dünya çapında isim yapmış olanların düşünceleri, beynimizin işleyişine ışık tutması açısından büyük önem taşıyor. Hal böyle olunca, Freud’un öğrencisi olarak bilinen ancak tüm teorilerinde onunla aynı fikirleri paylaşmayan ünlü psikanalist Carl Jung’un mutluluğa dair savlarından bahsetmek istedik. Carl Jung’a göre insanı mutlu eden 5 temel etken…

1. Fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı yaşamaya dikkat etmek

Sağlıklı yaşam konsepti özellikle son yıllarda çok popüler. Vegan yaşam, şekerden uzak durma, laktoz ya da gluteni azaltma, düzenli egzersiz yapma gerekliliği, organik tarım, gezen tavuklar gibi pek çok konu her daim gündemimizde. Ancak fark ettiniz mi, bunların hepsi fiziksel sağlığı artırmaya dair öneriler. Sadece egzersizin endorfin artırıcı, dolayısıyla mutluluk ve iç huzurunu yükseltici etkisinden bahsediliyor, o da seyrek olarak.

Carl Jung, kendi rahatımızı ve huzurumuzu düşünmenin mutluluğu yakalamakta etkili olduğunu savunuyor. Sizi içten içe rahatsız eden, size yük olan durumlar, işler, insanlar varsa onlara bir de bu gözle bakın. Nasıl ki kişisel özgürlüğümüz başkalarının özgürlük alanını ihlal ettiğimiz noktaya kadar sürebiliyorsa, mutluluk adına kendimiz ve isteklerimiz konusunda da birazcık bencil olabilmeliyiz.

2. Güçlü ilişkiler kurmak

Sosyal bir varlık olan insan, gerek özel gerekse de profesyonel yaşamında etrafındakilerle olumlu, karşılıklı bir alışverişe ve desteğe dayalı ilişkiler kurduğunda daha mutlu oluyor. Herkesle her an anlaşmak ve her konuda onlara katılmak zorunda değiliz elbette, ancak biraz fedakarlık ve empati ile orta yolu bulmayı başarabilmeliyiz. Carl Jung’a göre, hayatını yapayalnız geçiren, herkesi çevresinden uzaklaştıran insanlar bu durumdan pek de mutlu görünmüyorlar.

Antik Yunan filozofu Epicurus da mutluluk arayışında benzer bir sonuca ulaşmış, verimli bir kalabalık ile mutlu olunduğunu ileri sürmüştü.

İlginizi çekebilir: Orta Çağ, Yeni Çağ, Yakın Çağ… Şimdi bekarlık çağı!

3. Yavaşlamak ve güzellikleri içimize çekmek

Hayat bu kadar hızlı akıp giderken kaçırdığımız güzelliklerin o kadar farkında olmuyoruz ki… Stres seviyemizi azaltmak ve mutlu olmak için Carl Jung’un önerisi, durup biraz kendi içimize bakmak. “Ancak kalbimize bakabildiğimizde dış dünyaya dair rüyalarımız da gerçekleşebilir” diyen Jung, güzellikleri görmenin yavaşlamakla ilgisi olduğunu düşünüyor.

4. Hayatımıza anlam katacak şeyler yapmak

Hepimiz yaptığımız işten memnun değiliz. Her ne kadar insanın sevdiği işi yapması gerektiğine inanıyorsak da, yaşadığımız dünya ve sahip olduğumuz ekonomik koşullar, para kazanmak için yaptığımız işin en sevdiğimiz şey olmasını engelliyor olabilir. Ancak hayatımıza anlam katacak bir şeyler bulmak, iş dışında da mümkün. Yazı yazmak, fikirlerinizi dünyaya yaymak mı istiyorsunuz? Deneyin. İnsanlara yardım eli uzatmanın sizi rahatlatacağını ve mutlu edeceğini mi düşünüyorsunuz? Hemen bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü olun.

Carl Jung “İnsanlığın temel amacı, var oluşun bilinmezliklerle dolu karanlığında bir anlam ışığı yakmaktır” demiştir. Yani anlam verdiğimiz bir şey yaparak, hayata, dünyaya ve insanlığa bir katkı sağladığını görmek…

5. Bir şeylere inanmak

Tüm düşüncelerimin, gezegenlerin Güneş etrafında döndüğü gibi Tanrı ile ilgili olduğunu, ona doğru yöneldiğini hissediyorum. Bu çekime karşı çıkmak en büyük günah olurdu” diyen Carl Jung, bir bilim insanı olsa da Tanrı’ya olan kuvvetli inancın hayata anlam getireceğini düşünüyordu. Jung’a göre ölümden sonra hayat olduğuna inananların kendi hayatlarını daha verimli geçirmeleri bir nevi ölümsüzlük hissinden kaynaklanıyor. Bu, listedeki belki de en tartışmalı madde olduğundan, Carl Jung’a katılıp katılmamak size kalmış.

Kaynak
Hack Spirit
Bilim Dili

İlginizi çekebilir: Mutluluğun formülü: Dışarıda aramayı bırakıp içinize dönün

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale