X

Canlandırıcı ve ferahlatıcı soğuk çay demleme teknikleri

 

Çayın anavatanı Asya olmasına karşın bugün dünyanın birçok yerinde yetiştirilmektedir.

Çay, camellia sinensis bilimsel adı ile bilinen ve her mevsim yeşil kalan bir çalı türünün yaprak veya tomurcuklarının, genellikle sıcak ya da kaynar su ile demlenmesi ile ortaya çıkan hoş kokulu bir içecektir. Anavatanı Asya olmasına rağmen; bugün, tropikal ve yağış alan birçok bölgede yetiştirilebilmektedir. Pratikte bütün çaylar aynı çalı türünden elde edilmektedir. Çayın tadı; hava koşulları, toprak verimliliği, yapraklarının nasıl hasat edildiği ve oksidasyon (fermantasyon) sürelerine göre farklılık göstermektedir. Çayın toplanmaya başlamasından itibaren oksidasyon başlamış olur. Siyah çay, daha çok işlem görmekte ve tam anlamı ile okside olduğu için siyah rengine kavuşmaktayken; beyaz ve yeşil çay ise daha az fermantasyon işlemi görmekte ve daha yumuşak içimli bir tada sahip olmaktadır. Günümüzde çok farklı çay tipleri bulunmakta ve bunlar şekerli, çiçeğimsi, acı, ekşi, fındığımsı, baharatlı gibi farklı tatlar barındırmaktadır. Ayrıca kuşburnu, papatya, melisa, rooibos, hibiskus gibi meyve ya da şifalı bitkilerden elde edilen çaylar da sıklıkla tüketilmektedir.

Bu yazımda, günümüzde yoğun olarak karşılaşmakta olduğumuz 3. dalga kahve dükkânlarındaki soğuk seçimlere bir alternatif olarak derlemiş olduğum farklı çay demleme tekniklerini paylaşmaktayım. Bütün yaz boyunca buzdolabımda bu içeceklerden değişik kombinasyonlarla demlediğim çaylardan kullandım ve misafirlerime de ikram ettim. Keyifle tüketeceğiniz ve arkadaşlarınızla da paylaşabileceğiniz, hazırlaması kolay, içimi rahat ve ferahlatıcı demleme tekniklerinden sizler de faydalanabilirsiniz.

Farklı kültürlerde çay toplayan insanlar.

Ice Tea (Buzlu Çay)

Buzlu çay için iki farklı yöntem kullanılabilir. Birincisi ‘uzun yol’ olarak da tabir edebileceğimiz çayı, sıcak su ile kısa bir sürede demleyerek soğumaya bırakmak ve servis sırasında içine buz ilave etmek. Esmer şeker, bal ya da bu aralar marketlerde de sıklıkla karşılaşmakta olduğumuz hindistan cevizli ürünler reyonunda bulabileceğiniz hindistan cevizi şekeri ile de çayınızı tatlandırabilirsiniz.

İkinci yöntemi ise su ve çay miktarları ile oynayarak süreci hızlandırdığımız ‘kısa yol’ olarak adlandırabiliriz. Buna göre; ya çay miktarını iki katına çıkartarak ya da normalde kullanacağımız su miktarını yarıya indirerek çayı demliyoruz. Aynı şekilde isteğe göre bu yöntemde de tatlandırıcı ilave edebilirsiniz. Demleme sonrası halen sıcak olan çayı, içi buz dolu bir sürahiye boşaltıyoruz ve soğuk bir şekilde servis ediyoruz.

Bu yöntem ile farklı çay tiplerinden, sınırsız farklı çeşitte buzlu çay içeceği elde edebilirsiniz. Bunlar arasından birkaç örnek sıralamak gerekirse; Earl grey, English Breakfast, Ceylon, Yaseminli yeşil çay, Papatyalı bitki çayı gibi birçok farklı çay türünü deneyebilirsiniz.

İlgili yazı: Food Fashionista Türkiye’nin en genç Çay Uzmanı Ece Erel’le çay hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdi

Iced Tea Latte (Soğutulmuş Sütlü Çay)

Bu tür ile demlenen çaylarda siyah çay sıklıkla tercih edilmektedir. Süt ile karıştırılan bir içecek olmasından ötürü, yoğun tat içeren çaylar da aynı etkiyi verecektir. Dolayısıyla yeşil çay, beyaz çay gibi içimi yumuşak çaylar, süt ile birleştiğinde hafif kalacaktır. Yalnız, toz halinde satılmakta olan Japon Matcha Çayı ile yapılan latte içecekler; tozun, çay yaprağının tümünü içermesi dolayısıyla oluşan yoğun tadından ötürü bu türün yapımında tercih edilmektedir.

Masala Chai, Earl Grey, English Afternoon Tea gibi çaylardan tercihlerimizi yaparak klasik yöntem ile sert içimli ve aromalı çaylardan herhangi birini seçiyoruz. Daha sonra tercihimize göre bir süt türü seçiyoruz. Tam yağlı, yarım yağlı, yağsız, keçi sütü, soya sütü, badem sütü gibi herhangi bir süt çeşidi olabilir. Süt ve su miktarlarını yarı yarıya olacak şekilde ayarlıyoruz. İsteğe bağlı olarak bal, esmer şeker, hindistan cevizi şekeri gibi tatlandırıcılarla içeceğinizi lezzetlendirebilirsiniz; ancak bazı şuruplar ve hibiskus içerikli bitkisel çaylar ılık sütün kesilmesini sağladığı için iced tea latte yaparken bu bilgiyi dikkate almanızda fayda var. Süt+su ve tatlandırıcıdan oluşan karışımı bir tencereye döküp kısık ateşte kaynatıyoruz. Normal olarak kullanacağınız çay miktarından tercihe göre 2 ya da 3 kat daha fazla çayı, sıcak karışım içine ilave edip 3-5 dakika arası demlemeye bırakıyoruz. Ortaya çıkan karışımı buzlu bir sürahiye döküp soğuttuktan sonra servis edebilirsiniz.

Cold Brewed Tea (Soğuk Demlenmiş Çay)

Cold Brew, yakın bir arkadaşımdan öğrendiğim ve kişisel olarak sıklıkla tercih ettiğim bir demleme yöntemi. Ortaya çıkan içecek hem yumuşak içimli hem de soğuk su içtiğinizde aldığınız tattan çok daha lezzetli. Adından da anlaşılacağı üzere herhangi bir ısıtma işlemi gerektirmiyor ve yapımı çok pratik. Çayın, soğuk su ile demlenmesi ile farklı bir kimyasal reaksiyon oluşuyor ve daha az kateşin ve kafein içeren, içimi hafif bir çay ortaya çıkıyor. Daha önce sıcak olarak tüketmeyi sevdiğiniz çay türlerini, soğuk içtiğinizde de bu eski tatların, cold brew demleme tekniği ile ne kadar değişik ve hoş bir lezzete dönüştüğünü sizler de fark edeceksiniz.

Demleme işlemi için filtreli bir ürün olan french press benzeri bir demleme kabını tercih edebilirsiniz. Normalde demleyeceğiniz çay ve su miktarını göz önüne aldığınızda, kullanacağınız çay miktarından 2 ya da 3 kat daha fazla çay kullanmalısınız. Çayın üzerine soğuk suyu ilave ediyoruz. Cold Brew kahve içenler de bilirler, kendisi hayli zahmetli bir şekilde ortaya çıkan bir içecek olduğundan çay ile yapılan bu versiyonda da ürünün buzdolabında yaklaşık 3-8 saat arası bekletilmesi önerilmektedir. Ürün, dolapta ne kadar uzun süre bekletilirse, tadı o kadar yoğun olacak ve daha bol miktarda kafein içerecektir. Beyaz çaylar en hızlı demlenen çaylardandır. Demleme süresi sırasıyla yeşil çay, oolong çayı, bitkisel çaylar ve son olarak da siyah çay şeklinde artmaktadır.

Bütün önerilen soğuk çay demleme tekniklerinde çay ve yan ürünlerin seçiminde serbestsiniz. Damak zevki değişken olduğundan ve soğuk çay içmeye çok da aşina bir ülke olmayışımızdan dolayı ilk başta soğuk çayların tadını “şekersiz” bulanınız olabileceği gibi, ilk içişte “en sevilen” içecek olabilme potansiyeline de sahipler. Demleme işlemi sırasında ya da sonrasında içeceğin içine limon, şeftali, mürdüm eriği, çilek, frambuaz gibi farklı meyveler, tarçın çubukları, taze nane, karbonat ya da herhangi bir tatlandırıcı ilave edip, içeceğinizi lezzetlendirebilirsiniz. İçine katılacak yan ürünler haricinde; sadece bir tip çay kullanmak yerine, birçok çay türünü de kombin ederek içeceğinizi demleyip servis yapabilirsiniz.

Gözde Kızılkan: Gözde; İstanbullu bir mimar, şehir plancısı, gezgin, yogini, sanat ve sporsever. Alman Lisesi’nden mezun olduktan sonra, lisans eğitimini Almanya’da bulunan Bauhaus Üniversitesi’nin mimarlık bölümünde tamamladı. Daha sonra aktif olarak profesyonel iş hayatına atıldı ve bu sırada İstanbul Teknik Üniversitesi’nde şehir planlama yüksek lisans programına kayıt oldu. Sokak sanatları ve kent yaşamına etkileri üzerine hazırladığı tez konusu kapsamında Yeldeğirmeni semti ve Mural Istanbul festivalini çalıştı ve yüksek mimar/şehir plancısı olarak mezun oldu. Her türlü spor dalı, kültür ve sanat etkinlikleri, seyahat, doğa, yoga, hayvanlar ilgi duyduğu alanlar olup araştırmak, keşifler yapmak ve bunları paylaşmak sevdiği uğraşlar arasındadır. http://gozdekizilkan.blogspot.com.tr/

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale