X

Büyülü renkleriyle bir komşu ada: Megisti

Biz Türkler Meis diye isimlendirmişiz, Yunanlılar Megisti, son dönemde adaya yerleşen İtalyanlar ise Kastellorizo diyorlar. Küçük, sakin ve büyülü bir ada. İlk görüşte aşık oluyorsunuz.

Tekne limana yaklaşırken gördüğünüz renk cümbüşü içinizi kaynatıyor. Renk çarkından fırlamış en canlı tonlarıyla mavi, kırmızı, yeşil, turuncu boyalı dizi dizi evlerle rengarenk balıkçı takaları komşuculuk oynuyorlar limanın içinde. Bulunduğum noktadan tüm limana hakim bakarken; kafamda hangi evi nasıl fotoğraflayacağımın planını yapıyorum. “Bu tabloyu büyülü kılan, limanın küçük olması.” diye geçiriyorum içimden.

Tekneden iner inmez ‘kalispera, kalimera’ kelimeleri sizi sarmalıyor. Yanınızdan geçip giden ada sakinlerinin sıcak selamları, sanki yıllardır bu adada yaşıyormuş hissini yaşatıyor. Otele ulaşana kadar Yunanca’ya gayet hakim olduğunuzu bile düşünebiliyorsunuz. Adadaki gerçek nüfus, çoğu İtalyan asıllı 500 kişiden ibaret aslında.

Meltemi Kafe’de bir frappe yudumlayıp otelimizin önünden limanın berrak, serin sularına atlıyoruz. İşte bu an beni çocukluğuma taşıyor. Düşünsenize, odanızın kapısını açıp üç adımda şezlong, dördüncü adımda denizde olma lüksünüz var. Aynı çocukluğumun geçtiği Çeşmealtı gibi. Üstelik bu lüks, kıyı şeridinde konumlanmış beş şirin otelde de aynı.

İlk kulacımı attığımda yüz yüze geldiğim Caretta’ya karşı hissettiğim tedirginlik geçince, kıyıdan bu canayakın deniz kaplumbağasını izlemeye başlıyoruz. Akşamüstü Yorgos ile sohbet ederken, limanın içinde bir caretta ailesi olduğunu öğreniyoruz. Geri kalan gün ve gecelerde en büyük eğlencemiz oluyorlar. Gün batımında koyun tümüne hakim kilisenin önüne kurulup, lokma ve kahve keyfi yaparken gözlerimiz hep caretta ailesinde oluyor.

Akşam yemeği her Yunan adasında olduğu gibi 10 sularında başlıyor. Yan yana sıralanmış aile restoranlarında; beyler kapıların önünde mangalda, hanımlar mutfakta, çocuklar serviste. Lazarakis, Alexandra’s Place, Aiolis, Monica&Damien, akşam karanlığı çökünce yelkencilerin akınına uğruyor. “Uzoya eşlik eden ahtapot, küçük karides tava nasıl oluyor da 30 dakika mesafedeki karşı kıyıda bu kadar leziz olmuyor?” diye soruyorsunuz kendinize. Rakamları hiç sormayın! Yunan adalarında mükellef bir yemek için ödediğiniz tutar, bizim sahil şeridi restoranlarımızda ancak 3 meze fiyatına denk geliyor.

Mavi Mağara (Blue Cave), St. Georges Island, Mandraki koyu, Mediterrano Café, Balık Pazarı (Neo Agora) görülecekler listemizin ilk beşlisi. Ardından adanın 2 müzesini ziyaret, şimdi kullanılmayan su sarnıçlarını görmek ve tepedeki kale yıkıntılarından manzara seyretmek var.

2. günümüzde havanın rüzgarlı olması bizim Mavi Mağara gezimize ket vurunca, biz de Kaptan Stavros’un küçük teknesine atlayıp St. Georges adasına atıyoruz kendimizi. Meltemi Kafe’nin mütevazi bir şubesi, küçük bir şapel ve 10 kişilik küçük bir kalabalık burada bizi bekliyor. Diyelim büyük şehrin gürültü ve kaosundan kaçmak istiyorsunuz, işte dünya ile iletişimi kesip deniz, güneş ve sessizlik noktasında St. Georges adası sizi bekliyor.

Kastellorizo için otel seçeneğiniz ya pansiyon ya da butik otel olmalı. Adanın genel yapılaşmasının çok dışında olan Megisti Otel, bu şirin adanın en korkunç mimarisine sahip. Butik oteller için Mediterraneo-megisti ve Agnanti-kastellorizo; apart ve pansiyon içinse Meis-posedion ve Monica&Damien güzel alternatifler.

Garanti ediyorum ki Dodecanese takım adalarının bu en küçük adasında 3 gün geçirmek ruhunuza iyi gelecek. Ama 3 günden fazla kalmak isterseniz, içinizdeki yazar ile bu büyülü adada tanışmaya hazır olun derim.

Hande Güler: Hande Güler; Yemek, spor, seyahat tutkunu bir sabah insanı. Kitapçıların içinde saatlerini geçirebilen bir kitap delisi. Son dönemde fotoğrafçılık merakını geliştirmeye çabalayan bir metropol kadını. Kalabalıkların içinde detayları çekip çıkaran tarafına yenik düşen bir yazar. Damarlarında Ege kanı dolaşan; doğa, deniz ve mutfak kutsal üçlüsü ile yaşamını sürdüren bir insan.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale