X

Sağlıklı kilo için mi uğraşıyorsunuz? Bu sözde ‘temiz’ gıdalardan hemen uzaklaşın

Yüksek proteinli, düşük karbonhidratlı, az şekerli… Pek çoğumuz bu etiketlere kanarak ara öğün barlarına veya hazır yemeklere yöneliyoruz. Ama ya tüm bu “sağlıklı” görünen seçenekler aslında kilo vermenizi ve metabolik sağlığınızı sabote ediyorsa?

Yeni yayımlanan randomize kontrollü bir çalışma, beslenme dünyasında köklü bir inancı sorguluyor: Kilo yönetimi sadece kalori ve makro hesaplarına bağlı değildir.

Araştırmada, ulusal beslenme rehberlerine uygun şekilde hazırlanmış ultra işlenmiş gıdaların bile, ağırlıklı olarak gerçek ve az işlenmiş gıdalarla beslenen bireylere kıyasla daha az kilo kaybı ve yağ azalımı sağladığı görüldü. Üstelik katılımcılar, kalori veya makro saymadan sadece gerçek gıdalarla beslenerek iki kat daha fazla kilo verdi.

Ultra işlenmiş “sağlıklı” gıdalar mı, yoksa doğal besinler mi?

Araştırmaya 55 fazla kilolu veya obez birey katıldı. Çoğu zaten diyetlerinin büyük kısmını ultra işlenmiş gıdalarla sürdüren bireylerdi. Katılımcılara iki ayrı 8 haftalık periyotta tüm öğünleri sağlandı:

  • Bir dönemde meyve, yulaf, tavuk ve sebze gibi az işlenmiş, doğal gıdalar,
  • Diğer dönemde ise yüksek lifli kahvaltılık gevrekler, hazır lazanya ve aromalı yoğurt gibi besleyici değerleri uygun ama ultra işlenmiş ürünler verildi.

Her iki diyet de Birleşik Krallık’ın resmi beslenme standartlarına uygundu: doymuş yağ, şeker ve lif kriterlerini karşılıyordu. Kalori takibi veya porsiyon sınırlaması yoktu—katılımcılar istedikleri kadar yiyebildi.

Fark neydi? Sadece işlenme derecesi.

Aynı kurallar, farklı sonuçlar

Her iki beslenme planı da teknik olarak sağlıklı sayılırken, az işlenmiş gıdalar açık ara öne geçti. Bu diyetle beslenen bireyler:

  • İki kat fazla kilo verdi,
  • Vücut yağ oranı ve BMI’lerinde daha büyük düşüş yaşadı,
  • Daha az aşermeye sahipti ve
  • İştah kontrolünde belirgin iyileşmeler gösterdi.

Ultra işlenmiş diyetin ise tamamen olumsuz olduğu söylenemez. Katılımcılar, kendi alışkanlıklarına kıyasla daha kaliteli besinler tükettikleri için az da olsa kilo verdiler ve LDL kolesterol ile kan şekeri gibi bazı kardiyometabolik göstergelerde iyileşme görüldü. Ancak bu gelişmeler, az işlenmiş diyetin sunduğu faydalarla kıyaslandığında oldukça sınırlı kaldı.

Sorun sadece besin değerinde değil

Araştırmacılar, işin sırrının sadece besin içeriğinde değil, gıdanın nasıl üretildiğinde yattığını vurguluyor. Ultra işlenmiş gıdalar genellikle daha enerji yoğun, aşırı lezzetli (hiper-palatable) ve tüketimi kolay oluyor. Bu da aşırı yeme riskini artırıyor.

Diğer yandan, gerçek ve doğal gıdalarla yapılan yemekler daha yavaş yeniyor, daha fazla tokluk hissi sağlıyor ve doğal porsiyon kontrolü oluşturuyor.

Sayıları bırakın, kaliteye odaklanın

Bu çalışma, beslenmede sadece gramlarla veya kalorilerle hesap yapmanın yetersiz olduğunu net biçimde gösteriyor. Protein hedefinizi tutturmanız veya kalori sınırında kalmanız yeterli değil—yediklerinizin kalitesi de en az miktarı kadar önemli.

Her şeyi baştan değiştirmek zorunda değilsiniz. Ama işte birkaç küçük adım:

  • Atıştırmalık barları sadece acil durumlarda tüketin, günlük rutine çevirmeyin.
  • İçeriği tanınabilir ve az paketlenmiş gıdaları tercih edin.
  • Aromalı ürünler yerine sade yoğurt veya yulaf alıp üzerine kendiniz ekleme yapın.
  • Hazır protein içecekleri yerine kendi shake’inizi evde hazırlayın.

Sonuç olarak beslenme sadece sayılarla ilgili değil. Günün sonunda, vücudunuzun nasıl tepki verdiği, yediğiniz şeyin doğasına bağlı. Gerçek, basit ve az işlenmiş gıdalar metabolizmanıza, enerjinize ve uzun vadeli sağlığınıza katkı sağlar.

Bir sonraki öğününüzde etiket okumadan önce şu soruyu sorun: “Bu gıda gerçek mi, yoksa sadece sağlıklı gibi mi görünüyor?” Bu fark, tüm yolculuğunuzu değiştirebilir.

Kaynak: mindbodygreen

İlginizi çekebilir: Taze meyveler ve sebzelerle hazırlayabileceğiniz lezzetli smoothie tarifleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale