X

Bu hayatta en büyük ihtiyaçlarımızdan biri: Başkaları tarafından “görülmek”

“İnsanoğlu olarak bu hayatta en büyük ihtiyaçlarımızdan bir tanesi sence nedir?” diye sorsanız, ben “görülmek” derim kuvvetle. Sadece fiziksel boyuttan bahsetmiyorum. İşin asıl bahsettiğim kısmı ruhsal, duygusal boyutu aslında. 

Bu görülme mevzusu doğduğumuz andan itibaren başlıyor sanırsam. Daha çocukken anne babamıza kendimizi gösterme çabamız oluyor. Çizdiğimiz resimleri, yaptığımız yapbozları, topladığımız oyuncakları hep bir önlerine serme telaşında oluyoruz. Ya da bağırmak, ortalığı dağıtmak gibi tepkiler de yine aynı sebepten olabiliyor. Aslında her iki zıt durumda da istediğimiz şey aynı oluyor: görülmek. Tanıdığım ve çocuk yetiştirme tarzına hayran olduğum birinin, çocuklarıyla yaşadığı bir tecrübesini aktarmak istiyorum sizlere. 

Annenin iki oğlu var. Bir tanesi bir, diğeri ise henüz üç ya da dört yaşında. İlgi ister istemez daha çok küçüklükte beklenildiği için vb. büyük kıskanıyor anneyi… Fakat bu kıskançlığı başka yollarla ifade etmeye çalışıyor çünkü henüz kendisini ifade etmenin ne demek olduğunu bilemeyecek kadar küçük. O da kardeşini uyandırıp duruyor her uyuduğunda ne yapsın. Birilerinin ona kızmak dahi olsa görmesine ihtiyacı var bir şekilde. Anne sonunda şöyle diyor ama kızmayarak: “Neden yapıyorsun bunu? Onunla daha çok vakit geçirmek durumunda olup seninle yapamadığım için mi öfkeleniyorsun?” 

O an anneanne hemen devreye giriyor. Aslında annesinin onunla da ilgilendiğinden ama başka şekillerde bunu yaptığından bahsetmeye başlıyor. Çocuk artık suskun. 

Anneanne tamamen iyi niyetiyle bir şey yapmaya çalışıyor onunla da ilgilenildiğini anlatarak ama o sırada çocuğun ihtiyacı o değil. O, o sırada anlaşılmak istiyor. Tek istediği bu aslında. Anne durumu hemen anlıyor. Ve bebeği uyuttuktan sonra büyüğün yanına gidip: “Çok zor değil mi A.? diye soruyor. “Evet!” yanıtını alıyor büyük bir içtenlikle. Anne devam ediyor: “İnan benim için de çok zor.” Ve karşılıklı sarılarak ağlaşmaya başlıyorlar. Ve çocuk o günden sonra ne hissettiğini, kendisini daha rahatça, açıkça anlatabilen bir bireye dönüşmeye başlıyor yavaş yavaş.

Ben bu hikayeden çok etkilendim. Daha minicikken anlaşılma, görülme ihtiyaçlarımız doğuyor aslında. Çocuk büyütürken ben de iyi bir şey sanıp anneannenin yaptığını yapardım muhtemelen; ama şimdi anlıyorum ki gerçek olmak lazım. Karşındakinin acısını, öfkesini görmek ve anlaşıldığını hissettirmek lazım. Yalnız olmadığını göstermek lazım.

Bu hikayeyi dinlediğimde gözlerim doldu aslında. Çok kalbime dokundu. Neden biliyor musunuz? Bu yaşımda hikaye farklı olsa da tamamen aynı şeyi hissettiğim bir dönemden geçtim. Yaşadığım ayrılık sonrası çok az insanla paylaşım yapabildim. Genelde paylaştıklarımdan da aynı ezber cümleleri duydum: “Üzülme. Düşünme. Geçecek. Sahip olduğun şeylere baksana. Hayatta ne şanslısın aslında” gibi sonu asla gelmeyen cümleler. Bir süre sonra konuşamamaya başladım, kendi içimde yaşadım birçok şeyi. Çünkü onların belirttiklerini zaten görüp şükrediyordum ama ben yaralarımı ifade etme ihtiyacındaydım. Herkes o kısmı kapatma telaşındaydı. Kimse beni görmüyordu sanki. Halbuki ne çok ihtiyacım vardı sessizce oturuluyor olacak olsa da, denecek hiçbir şey olmasa da benim kendimi ifade etmeme… Yaşadığım acının görülmesine, anlaşılmaya… 

Ben tam bu hikayeleri dinlerken, kendi hayatımda görülemememden dolayı üzgün olduğumu hissettiğim sıralarda doğum günüm için, gözümü açtığım ilk günden beri yanıbaşımda olan ve ailem haricinde son nefesime kadar da dibimde olacağından emin olduğum canımdan mesaj geldi: 

“Evet kabul bu yaşın biraz hareketliydi. Uçları yaşadın. Evet, belki çok üzüldün, çok ağladın, çok kızdın, çok kırıldın, çok yaralandın. Ama her kötülük gibi hepsi geride kaldı, o yaralar tam da bu sene iyileşecek biliyorum. Neden biliyor musun? Geçtiğimiz yaşında gülmediğin kadar gülüyorsun, görüyorum! Benim tanıdığım ‘o hep güler’ Gamze geri döndü. Bu yaşında güzel ama çoook güzel şarkılar söyleyeceğiz birlikte. Gözlerinde o parlak mutluluğu göreceğim, eminim hissediyorum! Seni valla billa çok seviyorum, inadını bile ama en çok kahkahalarını.” 

Size bu mesajı günlerce kaç defa açıp okuduğumu söylesem ve her defasında nasıl duygulanıp ağlamaktan kendimi alamadığımı söylesem bana deli dersiniz diye tahmin ediyorum. Fakat bir mesaja verdiğim tepkiyle anladım ki nasıl çok ihtiyacım varmış görülmeye. Nasıl açmışım anlaşılmaya birileri tarafından. Görülmüş olduğumu görmek nasıl ilaç gibi geldi bana, size anlatamam. Ve yetti de. Tek istediğim buydu, daha fazlası değil. Eminim birçoğumuzun isteği bu, daha fazlası değil.

Bir yandan kendimizi ifade edemediğimiz noktada, anlaşılmadığımızı, görülmediğimizi hissettiğimiz noktalarda bambaşka yollara da başvurabiliyoruz birçoğumuz. Kesin öyledir demiyorum ama oturup düşündüğümde sosyal medyada 7/24 var olmak bile bu yollardan sadece bir tanesi olabilir sanırım. Ya da agresifliği, sıradışılığı yine kendimize yol olarak seçebiliyoruz. O yüzden karşımızdakini hemen eleştirmek, kızmak yerine davranışlarından dolayı, alt yazısını okumaya çalışmak; onun iyileşmesi adına çok büyük destek olacaktır emin olun.

Yine bir tanıdığımın hikayesiyle örneklerime devam etmek isterim çünkü bence iyice anlamamız gereken bir konu hayatlarımızı daha hafif ve ferah yaşamamız adına. 

X, seneler evvel gittiği bir inzivada babası ile telefonda konuşurken kamp hakkında bilip gördüğü tüm değişik, enteresan, garip durumları sıralamış ardı ardına. Anlattıkça anlatmış güya sadece o an içinde bulunduğu deneyimi. Şimdi, seneler sonra şöyle bir yorum getiriyor bu yaptığına tüm açık kalbiyle: “Bütün garip şeyleri anlattım babama o an. Aslında tek yapmaya çalıştığım ilgilerini çekmeye çalışmaktı. Şimdi daha net görüyor ve anlıyorum. Ancak o tuhaf detaylarla dikkati kendime yöneltebilirdim sanıyorum. Ama aslında, bakın ben burada bunları yapmaya çalışıyorum; siz de benim çabamı, yapmaya çalıştıklarımı görün lütfen, deme şeklimmiş. Beni görün, beni görün diye bağırıyormuşum aslında.” 

Yaşımız ne olursa olsun, kim olursak olalım, cinsiyetimiz ne olursa olsun; her birimizin bu hayatta anlaşılmaya ve görülmeye ihtiyacı var. Ben yeni yeni anlıyorum “görülmek” ne demek, bu ihtiyaç nedir, nasıl bir şeydir. Yeni yeni fark ediyorum çünkü eksikliğini bizzat yaşadığım için. İnsan birçok şeyi ancak kendi deneyimledikten sonra anlamaya başlamıyor mu zaten? 

Fakat burada atlanmaması gereken de çok önemli bir nokta var. Eğer görülmek istiyorsan, ilk önce sen kendini göreceksin. İlk önce kendinin kendini görmesiyle başlayacaksın. O yaraları ilk önce sen görüp anlayacaksın. Eğer sen saklamaya çalışırsan, görmezden gelmeye çalışırsan; bunu başkalarından nasıl bekleyebilirsin ki?

Yani demem odur ki; evvela kendinizi görün. İçinde bulunduğumuz halleri, duygusal yoğunluğu iyi görün. Kapatmayın, saklamayın. Dürüst olun kendinize. İyileşmek istiyorsanız eğer, bunun başka yolu yok. İnsan görüldüğü taktirde kendisini daha rahat açabiliyor, daha gerçek olabiliyor. 

Sonra da başkalarını görmeye çalışın. Kendilerini ifade etmelerine destek olun. Hemen yargılamayın. Dışarıdan nasıl gözükürse gözüksün kimsenin içinde ne yaşadığını asla bilemezsiniz. Yaralarını görerek, anlayarak şifalanmalarına destek olun. Unutmayın: bize iyi gelecek olan yine bizleriz. Sevgiyle, şefkatle, anlayışla birbirimiz tarafından harmanlanmak dileğiyle…

İlginizi çekebilir: İnsanların düşüncelerini neden önemsiyoruz?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale