X

Borusan Contemporary’de Çağın Görsel Tanığı: Edward Burtynsky

Borusan Contemporary, yeni kültür sanat sezonunda sanatseverleri çağımızın en önemli görsel tanıklarından Edward Burtynsky’nin çarpıcı objektifiyle buluşturuyor. Edward Burtynsky: Dönüşen Yeryüzü sergisi, Kanadalı sanatçının Türkiye’nin farklı bölgelerinde çektiği, ilk kez izleyiciyle buluşan güncel projesinin yanı sıra, son otuz yıllık birikiminden seçilmiş, ses getirmiş fotoğraflarına yer veriyor. Marcus Schubert’in küratörlüğünü üstlendiği sergi “Erozyon”, “Su ve Tuz”, “Afrika Çalışmaları”, “Doğa”, “Taş Ocakları”, “Berezniki Madeni” ve “Petrol” gibi tematik başlıklar altında sunulan çok özel karelerle, izleyiciyi gezegenimizde görsel ve düşünsel bir yolculuğa çıkartıyor. 

Yıllar Süren İş birliği ve İlk Kez Sergilenecek Kareler

Dönüşen Yeryüzü, Edward Burtynsky’nin Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun özel davetiyle gerçekleştirdiği, Türkiye’nin farklı bölgelerinde “Erozyon” konusuna odaklanan projesiyle açılıyor. 2019 yılında başlayan iş birliği kapsamında, sanatçı Türkiye’de toprak erozyonu üzerine yeni fotoğraf serisinin üretimi için, 2022 ilkbaharında İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerini kapsayan iki haftalık bir keşfe çıktı. Bu keşif sırasında, kara ve hava yoluyla 3.000 kilometreden fazla mesafe kat edildi. Sanatçı ve ekibi, 125 ila 500 metre arası yüksekliklerde drone ve helikopter kullanarak, sürekli hareket halindeki bu coğrafyanın detaylı hava fotoğraflarını çekti. 

“Erozyon” serisi, titizlikle kurgulanmış toplam 36 fotoğraftan oluşuyor; bu fotoğraflar arasında, birleştirilerek geniş açılı ve yüksek çözünürlüklü panoramalar oluşturan çoklu çekimler de yer alıyor. Burtynsky, bu fotoğraflarla izleyiciyi Türkiye coğrafyasının farklı noktalarına götürüyor. Kayseri Yeşilhisar’da erozyon kontrolü amacıyla oluşturulmuş terasları bir tuval inceliğinde sunarken, Tuz Gölü’nün sıra dışı doğasını kendine özgü bakış açısıyla yorumluyor. Burdur’daki doğa harikası Yarışlı Gölü’nden Kırşehir’in renkli tarlalarına, Karaman’daki Göksu Nehri Vadisi’nden Ankara, Nallıhan’ın çorak topraklarına uzanan eserler, Anadolu’nun hem doğal güzelliklerini hem de çevresel dönüşümünü gözler önüne seriyor. 

Geleceğimizi Şekillendirmek Hala Elimizde

Kırk yılı aşkın kariyerinde uygarlığın doğa üzerindeki etkilerini mercek altına alan Edward Burtynsky dünyanın birçok yerinde yankı uyandırmış sergilere imza attı. Ödüllü sanatçı Türkiye’deki bu ilk kapsamlı kişisel sergisine dair şunları söylüyor: 

İnsanlığın yeryüzünü nasıl biçimlendirdiği meselesi, bende on yıllardır derin bir ilgi uyandırıyor. Dönüşen Yeryüzü ile Türkiye’de ilk kez, bu yolculuğumun geniş bir kesitini sunarken büyük onur duyuyorum. Sergi, bu topraklardaki erozyonu ele alan yeni çalışmalarımdan, dünyanın farklı köşelerinde son otuz yıl içinde çektiğim karelere uzanan geniş bir seçkiden oluşuyor. Bu fotoğrafların izleyiciyi, dönüştürmekte olduğumuz gezegenimize karşı ortak sorumluluğumuz ve hâlâ şekillendirme gücünü elimizde bulundurduğumuz geleceğimiz üzerine düşünmeye teşvik etmesini umuyorum.

Borusan Contemporary Direktörü Dr. Kumru Eren Dönüşen Yeryüzü sergisiyle ilgili görüşlerini şöyle paylaşıyor: “Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu, 2014 yılından bu yana Türkiye’nin doğası, tarihi ve kültürel mirasına odaklanan fotoğraf komisyonlarıyla büyümeye devam ediyor. Sanatçılarla geliştirdiğimiz uzun soluklu iş birliklerinin bir örneği olan Dönüşen Yeryüzü sergisinin kalbinde, koleksiyonumuz siparişiyle Edward Burtynsky Stüdyosu’nun 2019-2022 yılları arasında Anadolu platosunda gerçekleştirdiği “Erozyon” projesi yer alıyor. Dünyanın farklı coğrafyalarından Perili Köşk’e uzanan yedi tematik seçkiyle Dönüşen Yeryüzü’nün, ziyaretçilerimizin dünyaya farklı bir gözle bakmasına ilham vermesini ümit ediyoruz. 4,5 milyar yıldır oluşum halindeki dünyamızın, sürekli devinim içerisinde bir sistem olduğu ve insanın bu sistem içerisindeki yerini, Burtynsky’nin perspektifinden görmek için sanatseverleri bu görkemli sergiye bekliyoruz.” 

Sanat Eseri Oldukları Kadar Uyarı Niteliğinde Hikayeler

Serginin küratörlüğünü üstlenen Marcus Schubert, serginin önemini şu sözlerle vurguluyor: 

Burtynsky’nin fotoğrafları görsel bir paradoks yaratıyor. Güzellikleriyle büyülerken aynı anda çağımızın sert gerçeklerini de gözler önüne seriyor. Dönüşen Yeryüzü sergisinde bu gerçekler Türkiye’nin farklı manzaralarında görünür hale geliyor; ancak eserlerin bütünü, bu hikâyelerin tüm dünyaya yayılan yankılarını da hissettiriyor.

Burtynsky’nin çalışmalarında belgesel olanla şiirsellik sürekli bir denge içinde. Fotoğraflar yalnızca sanat eseri olma özelliği taşımıyor, aynı zamanda izleyiciyi ilerlemenin ve unutmanın bedeliyle yüzleştiren güçlü bir uyarıyı dile getiriyor. Burtynsky, unutmayı imkânsız hâle getiriyor.” 

Türkiye’den Dünyaya Dönüşen Yeryüzü

Dönüşen Yeryüzü sergisi Türkiye coğrafyasından başlayarak Burtnysky’nin dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleştirdiği çekimlerden özel bir seçkiyle gezegenimizin tamamına ayna tutuyor. Türkiye’deki yeni çalışmalarından oluşan “Erozyon” bölümünün yanı sıra çağımızı şekillendirmeye devam eden iki temel gücün iç içe geçmiş coğrafyalarının izini süren Su ve Tuz”; Sahra Altı Afrika ülkelerine odaklanan kapsamlı bir görsel araştırma sunan “Afrika Çalışmaları”; sanatçının kırk yılı aşkın bir deneyimin ardından yeniden ilk ilham kaynağına döndüğü “Doğa”; insan eliyle tamamen bilinçli olarak gerçekleşen bir erozyon sürecini bu negatif mimariler üzerinden işlediği “Taş Ocakları”; gençlik yıllarında çalıştığı madende başlayan ilgisinin temel bir konu olarak karşımıza çıktığı “Berezniki Madeni” ve Sanayi Devrimi’nin sayısız harikasını mümkün kılarken çağımızın en büyük açmazlarından birine yol açan petrolle çetrefilli ilişkimizi incelediği “Petrol” gibi bölümler izleyicilerle buluşuyor. Türkiye’nin yamaçlarından dünyanın dört bir yanına uzanan kareler, yeryüzünün tamamında bıraktığımız telafisi güç izlere dair estetik ve etik bir gözlem olanağı tanıyor.

Çağımızın en önemli görsel anlatıcılarından biri olarak kabul edilen Edward Burtynsky’nin fotoğraflarında, insan eliyle dönüşen doğanın acımasız gerçekliği ile bu manzaraların ürkütücü güzelliği çarpışıyor; bu güçlü ve cesur görsel ikileme tanıklık eden izleyici yoğun bir deneyimin parçası oluyor. 

Edward Burtynsky’nin ustalıkla yarattığı bu imajlar, yeryüzündeki insan izlerinin uzun vadeli sonuçlarını düşünmemizi sağlarken, neleri kaybetmekte olduğumuzu ve gelecek nesiller için inşa ettiğimiz dünyanın sürdürülebilirliğini nasıl koruyabileceğimizi ciddiyetle sorgulamamızı talep ediyor. Dönüşen Yeryüzü, ziyaretçileri sadece görsel bir şölenle değil, aynı zamanda derinlemesine bir düşünsel yolculukla da baş başa bırakıyor.

Yuvam Dünya İş Birliğiyle Tasarlanan Kamu Programları

Borusan Contemporary, Edward Burtynsky: Dönüşen Yeryüzü sergisi paralelinde Yuvam Dünya Derneği iş birliğinde iklim krizi ve sürdürülebilirlik alanında farkındalık oluşturulacak özel etkinlikler gerçekleştirilecek. Sergi temaları paralelinde tasarlanan etkinlikler, ele aldığı konularla farklı yaş gruplarına ulaşarak toplumsal bir etki alanı yaratmayı hedefliyor. 

Serginin Kitabı Kasım’da Okurla Buluşuyor

Edward Burtynsky: Dönüşen Yeryüzü sergisine kapsamlı bir yayın da eşlik edecek. Sergiyle aynı adı taşıyan kitapta, sanatçının dünyanın farklı coğrafyalarında gerçekleştirdiği ve Perili Köşk’te sergilenen projelerine ilişkin ayrıntılı metinler yer alacak. Yayın aracılığıyla, kırk yılı aşkın süredir sanatçının üretimine tanıklık eden küratör Marcus Schubert’in, bu üretimi sanat tarihsel bağlamda yakından incelediği metni; Dr. Kumru Eren’in sanat kuramı odağında kaleme alınmış inceleme yazısı ve görsel dokümantasyonlar okurla buluşacak. Edward Burtynsky: Dönüşen Yeryüzü kitabı, Kasım ayında sanatseverle buluşacak.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale