X

Bireysel değişimi gerçekleştirmek ve sürdürmek

Sürdürülebilirlik bu dönemin konusu ancak çerçevesi çevreyi korumakla sınırlı tutuldukça topluma ulaşamayan, içselleştirilemeyen bir kavram. Bireysel değişim ile ilgili ise çok yazı var. Bu yazımda kendi yolculuğumdan edindiklerimden, birebir çalıştığım kişilerde gözlemlediklerimden yola çıkarak bireysel değişimleri gerçekleştirmenin önündeki engellerden, bireysel bir değişimden geçenler için ”sürdürülebilirlik” perspektifinin öneminden bahsedeceğim.

İnsanın birey olarak bilinci, özellikle 0-6 yaş arasındaki çocukluk evresinde oluşuyor. Bu evrede ona verilen eğitim, yetiştiği ortam, beş duyu organlarıyla beyne giren girdi ve verilerle oluşuyor. Bu bilinç, kişinin, ondan sonraki bütün hayatının jürisi oluyor. Yeni edineceği her şeyi kontrol ediyor ve bu çocukluk bilincine uyduruyor, ona aykırı olanları reddediyor. O nedenle kişinin değişip gelişmesine engel oluyor. Eğer kişinin kendisinin özel çabası olmazsa hayatının sonuna kadar aynı kalıyor. İnsanlık da, milyonlarca yıl önce içinde yaşadığı çocukluk evresinde edindiği bilincini, ancak milyonlarca yıl düşünme uğraşısı vererek, çağımızda değiştirmeyi başlatmayı başarabilmiştir.

Değişimin önündeki engeller, bir bağımlılık olabilir ya da dış koşullara (para) yüklediğimiz anlamlar. Yani engeller bizim iç dünyamızdadır. Olgular ise sadece bunun göstergesidir.

Hareket halinde olmak, yeni bir şeye başlamak, içerisinde ne olursa olsun geçmişi, şimdiyi ve özellikle geleceği ilgilendiren her konuda sürdürülebilirlik devreye girer.

Değişim önündeki temel engeller

  • İnanç eksikliği: Denemeden önce bile bir şeyleri çok zor, çok güç olarak etiketler ve ‘Bunu yapamam’ deriz. Kendimize inanmıyoruz.
  • Erteleme: Başlamadan önce her şeyin mükemmel ve hazır olmasını bekliyoruz.
  • Rahatlık aramak: Rahatlık alanlarımızdan çıkmaktan hoşlanmıyoruz. çünkü bu bize rahatlık ve güvenlik hissi veriyor. Bu alanların dışına çıkmak savunmasızlık ve risk altında olma hissi verir. Bu yüzden değişime direniriz.
  • Alışkanlıklar: Alışkanlıklarımıza göre daha çok, niyetlerimize göre daha az yaşıyoruz 🙂
  • Sabırsızlık: Hızlı bir dünyadayız ve herkes hızlı sonuçlar istiyor.

Gördüğünüz gibi engeller şuuraltında. Şuuraltında duran bir şeyi şuurlu bir şekilde aşamazsınız. Çoğu insan “tembelim, kararsızım, istikrarsızım, maymun iştahlıyım, çabuk pes ediyorum” gibi sözlerle kendine kızar. Fakat bu sözlerin ardında bilinçaltının istikrarı yatmaktadır.

Bunun adına mevcudu korumak da diyebiliriz. Şuuraltı canlı sistemleri koruma amacını taşır. Bir canlının hayatta kalması için enerjisini tasarruflu kullanması gerekir. Enerji ancak tehlike anları için gereklidir. Şuuraltımız ise ancak tehlike anlarında enerji üretir ve bu enerji üretimini biz bir his şeklinde bedenimizde hissederiz.

Yani aslında yeni bir işe başlamak bilinçaltının istikrarını bozmaktır. Duyguları sürekli hissetmeye çalışmak yeni bir durumdur. İstikrarı bozar. Biz ise duyguları hissetmemek ve kaçmak üzerine programlıyız.

Sürdürülebilirlik ise burada devreye girer. Duygularınızı hissetme çalışması bile kendi içinde ciddi bir kararlılık gerektirmektedir.

Güvensiz hisseden sistemin güvene doğru çekilebilmesi için kararlı bir şekilde özel bir destek, derinlik ve anlayış gereklidir.

Sürdürülebilirliğin ise bunun bir süreç olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlığı geliştirenler, çocukluklarında edindikleri eski bilinci, kişisel çaba harcayarak değiştirip yeni ve kendisinin öz bilincini inşa edenlerdir.

Öz bilincin inşası için birebir çalışmanın önemi ise büyük. Eylül ayında başlayacak İçgörü Yelkenleri Koçluk felsefi danışmanlık programı için hedef ve ihtiyaçlarınıza özel ücretsiz keşif seansı almak için aşağıdaki formu doldurabilirsiniz.

https://docs.google.com/forms/d/11vH7K1DnbUqduianCvxfjd0C4KHJmpWEZfb1Bk_hXKY

İlginizi çekebilir: İçgörü Yelkenleri: Derin İçgörüler Buluşmalarımız’a davetlisinizİçgörü Yelkenleri: Derin İçgörüler Buluşmalarımız’

Işıl Çetinkaya: Anka Koçluk Okulundan temel koçluk eğitimlerini tamamladıktan sonra Amerika University of Northwest "Yönetici Koçluğu ve Mentörlük" yüksek lisans programı "Transaksiyonel Analiz", "Gestalt Psikoloji", "Bilişsel ve Pozitif Psikoloji", "Sistemik Takım Koçluğu", "Fasilitasyon" alanlarında eğitim görmektedir. Ayrıca Analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung koçluk ekolüne bağlı Jungian Coaching School’dan eğitimler almıştır. Yalnızca Hedeflerinize ulaşmak değil, gerçek öz benliğiniz ile temas kurup yaşamınızda kalıcı ve sürdürülebilir değişiklikler yapmalarına yardımcı olan Jung Teorisi, Doğu Maneviyatı ve Sosyal Sinirbilime dayalı bir koçluk modelini uyguluyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale