X

Bir yol masalı: İçimizdeki ışık ve onu koruyan gardiyanlar

Yaşama gelmeden önce, tam kalbimizin altına yerleştirilmiş küçük, saf bir ışık varmış. Bir küre. Ellerinle vermediğin sürece kimsenin dokunamayacağı. Beden aracını kullanmayı öğreninceye kadar içgüdü, huy diye tanımlayabileceğimiz davranışların ardına gizlemişler ve onlar tarafından korumaya alınmışlar. Bencillik, kızgınlık, öfke, değersizlik hisleri gardiyanı olmuş bu küçük ışık dolu kürenin.

Öyle ki, bu “kötü” özellikler yüzünden her yerde kabul görememiş, kolaylıkla kendini açamaz olmuş insan yavrusu. Etrafındaki diğer insanlar bu gardiyanlara bakıp onu gardiyanlardan ibaret sanıyorlar ve hatta o şekilde yargılıyorlarmış! Dışarıdan görünen buymuş çünkü!

Öyle çok acıtıyormuş ki yargılar, küçük bedenli kendini olabildiğince uzaklara, yangınını söndürecek diyarlara atmak istiyormuş.

Acısı büyüdükçe büyümüş, kendini sevecek, her hali ile kabul edebilecek birilerini aramaya başlamış.

Bir yandan da gardiyanlarının varlığını hiç kabul edememiş! Çünkü o hiç görmemiş kendini dışarıdan. İçeride durum hep farklıymış.

Kürenin etrafında mutluluk, sevgi ve coşku varmış. O küçük bedeniyle bunu ifade edemiyor olsa da, dışarıdan kulaklarına değen yargılar ile hiç uyuşmuyormuş! Bu daha da acı veriyormuş küçük bedenliye. Tüm dengesini sarsıyor, kendine olan inancına darbeler indiriyormuş.

Günler, yıllar geçtikçe küçük bedenli, dışarıdan duyduklarına karşı duramaz, cevap veremez olmuş. İnancı soldukça solmuş, narin bir menekşe gibi erimiş tüm inanç yaprakları. Toprağı sertleşmiş, kızgın bir hamuru olmuş.

Kıpırdayacak, hareket edecek hali kalmamış yavrunun, bedeni büyüyor ama içeride bir yerlerde büyümeyi reddediyormuş. Küçük haline karşı adını koyamadığı, tanımlayamadığı bir özlemi varmış çünkü. Dilinin ucunda bir anı gibi, her an hatırlayabileceği ama bir türlü aklına gelmeyen, var ama ispatı olmayan bir tad gibiymiş çocukluk hissi.

Her ne kadar canı yanarsa yansın, ne olursa olsun, yine de arada bir kendini cılızca hatırlatan ışık küresi devam etmesine, yaşamda kalmasına yardımcı oluyormuş fark ettirmeden.

Böylelikle yıllar geçmiş.

Bir gün uyandığında aynaya bakmış küçük bedenli. Gözlerinin içine bakmış, biraz daha yakından bakmış! Tanımış içeridekini, başka bir bakışmış bu, o soluk, kimsesiz değil, taze bir yaprağın neşesi gibiymiş içerideki!

Çoşkuyla fırlamış evden, neşeyle adımlamış yolları. Yine tarif edemese de, çok tanıdığı ve bildiği bir hismiş bu, yuvada ve ait hissettiren!

“Lütfen” demiş, “lütfen! Hiç gitme!”

“Seni çok özledim!”

“Tamam” demiş içindeki ses, “merak etme hep buradayım!”

Ve yol kenarında bir çift başka gözle kesişmiş gözleri. Kendi gibi bakan, içinde yeni filizler açtıran.

“Sen de mi kayboldun” diye sormuş küçük bedenli

“Hayır” demiş diğeri, “ben hep buradaydım!”

“Beraber yürüyelim mi?”

El ele yürümeye başlamışlar ki, küçük bedenliyi bir korku almış! Ya diğerleri gibi, korkunç gardiyanlarını görürse! Görür ve onun elini bırakırsa? Saklanmaya çalışmış bir hışımla, elini çekmiş ve kendini kapatmış bir kaplumbağa gibi yolun ortasında.

Hiç bir şey anlamamış diğeri, şaşkınlıkla bakıyormuş,

“Haydi” demiş, “kalk devam edelim yürümeye, yol uzun.”

Kızmış küçük bedenli, bağırmaya başlamış.

“Sakın dokunma bana, ben yürümeyeceğim! Sen kendin yürü, beni de zorlama!”

İçinden içinden ağlıyormuş oysa, kırıklarla doluymuş minik kalbi…

“Haydi ama, herşey çok güzel! Korkmana gerek yok!”

“Korkmuyorum, nereden çıkardın korktuğumu? Sadece seninle yürümek istemiyorum, neden herkes karışıyor bana? Neden yalnız bırakmıyorsunuz beni? Bıktım sizden! Kimseye ihtiyacım yok benim, çok güçlüyüm ben!” diye bağırmış.

Tam gidiyormuş ki, geri dönmüş diğeri…

Eğilip kaplumbağa kabuğunu okşamaya başlamış pamuk elleriyle.

“Gardiyanların beni korkutamaz, ben içini görüyorum senin. Sen ne kadar unutmuş olursan ol!”

“O gardiyanlar, içini göremeyecek olanları korkutur ancak, seni hoyrat ellerden saklar. Anladığım kadarıyla da görevlerini çok iyi yapmışlar. Ama burada güvendesin, korunacak birşey yok!”

O konuşurken gardiyanlar kocaman kaplumbağa zırhları ile kenara çekilmişler ve diz çökmüşler!

“Görevimizi tamaladık, bizi azad et!” demişler.

Küçük bedenli kafasını dizlerinin arasından çıkarmış ve gardiyanlarına bakar bakmaz geriye sıçramış!

“Yıllardır taşıdıklarım sizler misiniz? Ne kadar da büyüksünüz!”

“Evet sahip! Biz onu -elleriyle kallbinin altındaki ışık küreyi işaret ederek- sen de bizi taşıdın!”

“O kadar da korkunç değilsiniz!”

“Tek görevimiz seni korumaktı, eğer izin verirsen artık geri çekiliyoruz.”

“Peki siz olmadan başarabilir miyim? Kendimi koruyabilir miyim?” diye sormuş küçük bedenli.

“Elbette! Bizi sen yarattın, nasıl yapacağımızı sen öğrettin. İlk zamanlar bedeni kullanmakla daha çok ilgileniyordun ve bir süreliğine bize devrettin korumayı. Fakat bizi unuttun sahip, bizi kendin sandın!”

Kafasını ellerinin arasına alıp çılgınlar gibi gülmeye başlamış küçük bedenli! Bunca sene, şu ana kadar hep suçladığı, suçlandığı, kaçtığı şey bu muymuş! Her şey bu kadar basitmiymiş!

Dönmüş diğer bedenliye ve;

“Senin sayende! Sen büyücüsün, sen yaptın” demiş!

“Hayır, ben değil, sen yaptın. Ben sadece senin saf aynanım!”

“Ama gözlerini gördüm, içindeki yaprakları gördüm! Sen yaptın, sen olmasan yapamazdım!”

“Hayır ben değil, sen yaptın, sen gözlerimde kendini gördün!”

Düşünceye dalmış küçük bedenli, kafası önde adımlamaya başlamış etrafı. O sırada kalbinin altındaki ışığı görmüş! Yerinden zıplamış!

“Vay canına! Bakın ne var burada!”

Hemen almış onu eline ve diğer bedenliye gitmiş.

“Al bunu, senin olsun, sen beni çok sevdin, ben de bunu vereyim sana! Beğendin mi? Işıl ışıl baksana!!!”

“Hayır” demiş diğeri… “Hayır! Onu saklamak, korumak içindi gardiyanların! O senin ışığın! Tamamen sana ait olan.”

“Peki bununla ne yapacağım?”

“Yürüyeceksin. Gece demeden, gündüz demeden yürüyeceksin. Yolun hiç kararmayacak.”

“Ya beni yine sevmezlerse, yargılarlarsa?”

“Işığını yüzlerine tutacaksın, ve gönüllerini, onların ışıklarını göreceksin.”

“Ya zifiri karanlık olur ve kimseler olmazsa?”

“Işığına sarılıp uyuyacaksın, her gecenin sonunda şafak söker!”

“Ya çalarlarsa?”

“Vermeyeceksin!”

“Ya sönerse?”

“Söndürmeyeceksin!”

“Ya beceremezsem?”

“Bunu yapabilecek tek kişi sensin!”

Biraz sakince düşündü küçük bedenli ve daha önce hiç olmadığı kadar dik bir şekilde ayağa kaltı. Kenarda bekleyen dev gardiyanlarına doğru yaklaştı:

“Her şey için çok teşekkür ederim, artık özgürsünüz!” dedi.

Gardiyanlar oldukları yerde küçüldüler küçüldüler birer minik su kaplumbağasına dönüşüp nehre doğru minik adımlar ile yürümeye başladılar.

Bu sefer diğerine döndü küçük bedenli, gözlerini gözlerine değdirdi.

Onun gözlerinin içinden kendine;

“Seni görüyorum” dedi tüm evreni saran, sessiz kucaklayıcı bir sesle…

İlginizi çekebilir: Zihinsel girdaplardan çıkıp bütüne bakmak: Ruhun ışığı nasıl görünür hale gelir?

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale