X

Bir veda mektubu: Bir dönem, yenisini karşılamak üzere kapanıyor

Selam herkese yeniden. Nasılsınız?

Uzun bir aradan sonra bir kere daha merhaba demek istedim. Covid’di, yakınlarımızdan hastane, haberler, ilaç, son durum derken tek odak noktam benim de buralar oldu birçok insan gibi. Bitmeyecek gibi gelen bir bekleyiş, endişe hali ve korku maalesef. Hal böyle olunca da ayrı kaldık bir süredir. Çok şükür şimdi çevremde herkes daha iyi, sizin de hastalarınız var ise tez zamanda sağlıklarına kavuşmalarını dilerim.

Yoğun süreci atlattım şükür ama daha sonrasında fark ettim ki beraber dans etmeyi çok ama çok sevdiğim kelimelerim bitmiş. Yazılarımı takip edenler, bilirsiniz: Ben hep hayatın içinde, günlük hayatın akışında, arkadaşlarımla, ailemle iletişimlerimden, sokaktaki simitçiyle yaptığım pazarlıktan, yürüyüş yaparken baş selamı alıp verdiğim yabancılardan, bir restoranda hiç ummadığım bir diyaloğa girdiğim bir garsondan beslendim hep bugüne kadar. Çok kişi farkında olmadan ışık yaktı hayatıma. Ben de o ışığı elimden geldiğince hepimizi aydınlatması niyetiyle buradan kelimelerim aracılığıyla paylaştım. Seneler içerisinde birbirimizi tanıdık, anladık, konuştuk, dertleştik, sizlerden hep çok kalpten, çok samimi, belki kimseye açamadığınız ama benimle paylaştığınız geri dönüşler aldım. Aldım ve hepsini kalbime koydum.

Evlere kapanınca hayatın içinden birbirimize dokunuşlarımız kesildi; şaşırdık. Dünyaca daha ıssız bir noktaya gittik ve kendi içimize kapandık. İlk şoktan sonra ortaya zoom çıktı bir anda, popüler oldu. Bağ kurma ihtiyacım o kadar yoğundu ki sırf bu sebepten girmediğim, almadığım eğitim kalmadı bugüne kadar. Yüz yüze yapamasam da ekran başından birilerine dokunmak, ortak bir alanda, ortak paylaşımlarda bulunmak ıssızlığımı biraz olsun aldı benden. Oralardan da çok güzel besleyebildim kendimi. Yüz yüze olmasa da nefis insanlarla tanıştım, alan paylaştım ve hayatımın içinde insan, iletişim olmaya devam ettikçe de bugüne kadar devam edebildim sizlerle buluşmaya.

Neredeyse 1,5 sene oldu ve bilgisayar başından yaratılan alanlar beni yormaya ve tatmin etmemeye başladı. Durdum ben de. En iyi yaptığım şeyi yaptım; durdum ve uzaktan baktım neler olduğuna.

Bir süredir yalnızım kendimle. Evimdeyim. 2-3 yakın dostumla diyalog halindeyim. Tüm sosyal medya hesaplarımı da kapattım, sadece kitap okuyorum. Kitaplar vasıtasıyla başka dünyalara, zamanlara yolculuk etmek bana en iyi gelen şey son zamanlarda. Böyle olunca da bu iletişimsiz ve yeniden ıssızlık halimde bir baktım ki benim söyleyecek bir şeyim kalmamış. Belki de alışageldiğimiz şekilde söyleyecek bir şeyim kalmadı desem daha sağlıklı bir açıklama olur. Canım Başak içinde yaşadığım bu dönemi bana benden daha iyi anlattı. Başak’ın sözleriyle:
“Sanki o büyük bilgiler eridi, gitti, bitti. Önemi de yoktu ama bir yerlerimize de yerleşti, küçücük oldu ve artık çiçek sulamanın mutluluğu yanımda, gibi bir his. Kesinlikle zorlama dönemi bitti.

Bazen bazı şeyleri de kabul etmek gerekiyor. İlla yazayım, söyleyeyim diye zorlasam ben, ben olmam. Yazılarım, sizlerle paylaştığımız duygularımız gerçek olmaz. O sebeple olanı olduğu gibi kabul etmesi, tutunmaması, tutunmakta ısrar etmemesi ve akışa kendisini güvenle bırakması lazım insanın. Bunları hiçbiri kolay şeyler değil, zaten 5 senedir burada hep beraber konuştuğumuz şeyler ama bilgiler hayatın içinde pratik ettikçe değerleniyor, hakkını buluyor. Bu sebepledir ki 5 senedir her hafta Salı sabahları çok sevdiğim Uplifers aracılığıyla olan buluşmalarımız son buluyor. Hiçbir şey demeden gitmek istemedim; bana da size de haksızlık olurdu bu.

Bundan sonrası için kendi hayatıma yönelik kararlarım var tabii:

Mesela artık neden, neden, neden her şeyi didiklemektense hayatı daha basit yaşamaya karar verdim. Geçmişe bakıp sebep dehlizlerinde kaybolmak yerine önüme bakıp hedeflerime yürüyeceğim.

Biri değil, kalabalık olmak istiyorum ben artık. O büyük büyük beklentileri olup, o yarattığı beklentilerin altında ezilen “biri”ni seve isteye bırakıyorum. Sıradan, öylesine olan kalabalığım ben ve bu son zamanlarda bana en iyi gelen şey! Bu kendimden vazgeçmek falan değil, yanlış anlaşılma olmasın. Aksine, yüklerden arınmam, hafiflemem, artık aldığım nefesleri hissedebiliyor olmam demek. Biri olmadığım, olamadığım ve olmayacağım için de artık ben, ben, ben demeyi bırakıyorum. Ne çok ben demişim, “ben”de kaybolmuşum meğer. Çok yormuş beni; o inşa etmeye çalıştığım ama hiç bana ait olmayan ben.

Artık başımı kendimden kaldırıyorum ve çevreme bakıyorum. Etrafımda herkes iyi mi, nasıl, bir ihtiyaçları var mı, benim yapabileceğim bir şey var mı? Bu bana en iyi gelen ilaç oldu! Afrika’daki kıtlık sorununa çare olamayıp, hiçbir şey yapamayıp evimde tek yaptığım şey kendimi yiyip çaresiz hissetmek oldu bugüne kadar. Bıraktım şimdi koca koca şeyleri. Etrafıma, çevreme iyi gelmek bana yetiyor. Ama içimde bir yerde de biliyorum ki, küçük iyilikler, küçük dokunuşlar hiç ummadığımız şekilde büyür ve en ihtiyacı olan kişilerin hayatlarına da konar. En kalpten duam bu.

Bir de spora başladım. Son senelerde hayatımda hep spor var ama bedeni ciddi ciddi yormaktan bahsediyorum. Her akşam bacaklarında hissettiğin o tatlı kas ağrılarından bahsediyorum. Spor beni çok soyut ve zihinden yaşadığım hayattan alıp dünyaya indirdi! Minnettarım! Her gün yaptığım yoğun spor ve kas ağrılarım hayatıma müthiş bir haz kaynağı oldu! Yaşasın hareket, hareketli yaşam!

Hayatında bir sayfanın bittiğini hissettiğin an ısrar etmeden kapatabilmek hüzünlü ama sağlıklı olanmış. Seni dengede tutanmış.
5 senelik çok tatlı Uplifers serüvenim için başta Eda ve Merve olmak üzere tüm güzel ekibe çok teşekkür ediyorum! Bu 5 sene hayatıma en anlam katan alanı bana tuttuğunuz için sonsuz teşekkürler.

Hem ne belli başka platformlarda, başka formlarda yeniden buluşmayacağımız?
Öyle yepyeni şeyler olursa mutlaka hesabımı yeniden açar duyuruyor olurum (Instagram: @gmzbaytan).
Belki hayatın bir noktasında yeniden sesleniriz birbirimize bir yerlerden.
Hayat bu. Meraklı gözlerle hep bakmak lazım o hayata. Ben de öyle bakıyorum ve en sevdiğim soruyu soruyorum: Acaba bundan sonra kahramanımızı neler bekliyordu?

Hoşça kalın. Çok sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Her şeye yetişemeyebiliriz: Telaşa kapılmadan yaşayabilmek

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale