Bilmediğin bir “sen” var: Onu keşfetmek için hazır mısın?

Her sabah yeni güne nasıl uyanıyorsun? Gözünü açar açmaz bütün gün yapacakların aklına geliyor ve aniden yataktan fırlıyor musun, sanki hemen her şeye yetişebilecekmiş gibi? Yetişemeyeceksin. Evet, bunu yıllardır yapıyor olabilirsin. Bugün, hiçbir şey dün akşam kendini “kurduğun gibi” olamayacak. Dün kurduğun yapılacaklar listene, şehre adım attığından itibaren uyamayacağını aslında hepimiz biliyoruz. Biliyoruz, çünkü hiçbirimiz uyamıyoruz. Bunu bilmene rağmen, gece uyumadan önce yarına yüklerini kuruyorsun aslında. Bugün yapamadığın her şey akşam sırtına bir yük gibi binecek. Omzundaki yüklerin sayısını biliyor musun? Ama omuz ağrılarını fark ediyorsundur bazen, yüklerini fark etmediğin kadar.

Omzundaki yüklerin sayısını biliyor musun? Ama omuz ağrılarını fark ediyorsundur bazen, yüklerini fark etmediğin kadar.

Son zamanlarda insanın kendine ne kadar acımasız, ne kadar merhametsiz olabildiğini fark ediyorum. Yoldan geçen ve hiç tanımadığımız birisi için merhamet beslerken arkamızı dönüp kendi yüzümüze asla bakmadığımızı ve kendimize asla acımadan kararlar aldığımızı görüyorum. Nedendir bilmiyorum… Belki küçükken bencilliği bize yanlış öğrettiler. Bencillik kendini sevmek değildi ki? Ne zaman bu kadar kendimizi sevmez, değer vermez olduk? Kendimizi seversek diye neden bu kadar korktular? Herkese yetmez mi bu sevgi zaten?

Bilmediğimiz şeyler olduğunu biliyorum, yürüdüğümüz yollarda… Yarın daha çok bildikçe daha farklı olacak her şey. Her şey dönüşürken hiçbir şey aynı kalmayacak. Hiçbir zaman bıraktığın gibi kalmayacaksa, hiçbir kurgun da sandığın gibi olmayacak. Peki ya şu an? Aynada uzunca bir süre gözlerine baktığında, sen kendini bile tanımadığını fark ediyorsun. Bilmediğin bir sen var, şu anda kendi sesine bile yabancı olduğun..

Bilmediğimiz şeyler olduğunu biliyorum, yürüdüğümüz yollarda…

Her güne, kendini keşfetmeye vakit ayırmayacak bu sistemlerin içinde, kısa vadede de olsa, kendine tutabileceğin sözler verdiğinde, içsel huzurunu beslediğin, kendine daha çok güvendiğin ve beraberinde daha çok sevmeyi başardığın başka bir katmana geçiyorsun. İnsan kendi kendinin motivasyonu olabilmeli diye düşünüyorum. Eğer motivasyonu dışarıdan bir kaynaktan beklersen, beklentiler içerisinde sürükleniyorsun. Beklenti gerçekleşmediği zamanlar ise, yine güven sorunsalları, mutsuz olmak için sebepler üşüşüyor başına, değil mi? Peki ya sen kendini motive edebildiğinde, neye ihtiyacın var ki?

Dünyanın gidişi hariç, her türlü akıntıya karşı durabilirsiniz” der bir Japon Atasözü. Ben de buna ek olarak şunu söylemek istiyorum; henüz hiç bilmediğimiz “kendimize” karşı direncimizi kırdığımız zaman, her şey tüm gücüyle var olmaya başlıyor.

 

İlginizi çekebilir: Bağdaş kurup lotus pozisyonunda oturmam gerekiyor, çünkü meditasyon yapacağım!

Şebnem Pınar
Merhaba! Yazılarımda benim 'anlama yolculuğumu' okuyor olacaksınız. Beni anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken ... Devam