X

Bilinçli nefes alarak daha sağlıklı ve mutlu bir yaşamın kapılarını aralayın

Nefes alıp vermek çoğu zaman farkında olmadan yaptığımız ve üzerine pek de düşünmediğimiz bir hayati eylem. Akciğerlere alınan havanın yaşamsal fonksiyonunu hepimiz ilkokul sıralarında öğrendik. Ancak son yıllarda yapılan farklı alanlardaki çalışmalar, nefes alıp vermenin işlevinin hayatta kalmanın çok ötesinde olduğunu kanıtlıyor. Bu yüzden biz de Uplifers olarak bilinçli nefes ile ilgili uzman görüşlerini merak ettik. Aşağıda bir nörobilimci, bir performans uzmanı ve bir de nefes eğitmeninin konuyla ilgili birbirinden farklı yaklaşımlarını bulabilir; sağlıklı ve mutlu bir yaşam için nefes çalışmalarını hayatınıza nasıl dahil edeceğinizi öğrenebilirsiniz.

Nefes çalışmalarının ruh halini düzenlemedeki kilit rolü

Nörobilim alanında doktor olan Andrew Huberman, bireylerin kendi ruh hallerini kontrol etme arzusunda olduklarını belirtiyor. Yaptığı laboratuar çalışmalarında, travma sonrası stresi sanal gerçeklik ortamında inceleyen ve nefesin bu alandaki iyileştirici etkisini araştıran Dr. Huberman’a göre bu kontrolü sağlamanın birçok yolu var:

“Aslında gün içinde ruh halinizi değiştirmek için pek çok şey yaparsınız. Örneğin; bir fincan kahve ya da çay içmek, egzersiz yapmak veya çalışmak bunlar arasındadır. Ancak insanlar bugünlerde ruh hallerini düzenlemede bazı zorluklar yaşıyor. Geçmişten bugüne yüzlerce yıldır geliştirilen bazı uygulamalara baktığımızda bu uygulamaların nefes çalışmalarını içerdiğini görüyoruz. Yüzlerce yıldır süregelen ve bugün de insanların yöneldiği söz konusu uygulamalar, bize bilinçli nefes almanın belirli modellerinin zihin ve beden kontrolünü sağlamak için önemli bir araç olduğunu gösteriyor.”

İlginizi çekebilir: Zorlu anların şifası nefes

Yüzlerce yıldır süregelen uygulamalar, bize bilinçli nefes almanın zihin ve beden kontrolünü sağlamak için önemli bir araç olduğunu gösteriyor.
Nefes ve hareket arasındaki ilişki

Performans uzmanı Brian MacKenzie ise nefesle ilgilenmesinin temel nedeninin hareketi geniş çaplı anlamaya başladığında bunun aslında diyaframla bağlantılı bir şey olduğunu fark etmesi olarak açıklıyor:

Hareket etmediğimizde diyaframı da kullanmamış oluyoruz; ki bu da bizi ağızdan nefes almaya, fazla nefes almaya ve daha pek çok yanlış nefes alışkanlığına itiyor. Yanlış nefes alışkanlıkları ise kaygı seviyelerinde artışa neden oluyor. Öte yandan dünya genelindeki en iyi sporculara baktığımızda da bunu görüyoruz. Üstelik bu durum spor dalları arasında değişiklik göstermiyor. İster kürek çekmek olsun, ister profesyonel sörf, ister Crossfit, ya da başka bir şey… Dolayısıyla kaygı ve nefes arasındaki ilişkiyi sadece genel halk arasında değil sporcularda da gözlemlediğimizi söyleyebiliriz.”

Aynı zamanda extreme sporlarla da uğraşan MacKenzie, diyafram kullanımıyla ilgili ise şunları belirtiyor:

“Ağızdan nefes almak, diyaframı kullanmadığımızı gösterir. Mesela konuşurken diyaframı kullanmıyoruz. Çünkü ağzımız açıkken burdan nefes alıyoruz ve bu nefes göğüs nefesi olmak durumunda. Malesef genel olarak sorunumuz da bu. Gördüğüm insanların yüzde 80’i sürekli ağızdan nefes alıyor.”

İç dünyayla kurulan bağ

Bilinçli nefes çalışmalarına ruhsal açıdan yaklaşan nefes eğitmeni Ashley Neese ise, günümüzde nefes çalışmalarının geçmişe göre daha farklı bir boyut kazandığını; bununsa konuyla ilgili bilimsel çalışmaların yapılmaya başlamasıyla gerçekleştiğini ifade ediyor ve ekliyor:

“Bana göre bu işin spiritüel yönü kendimizle nasıl bağ kurduğumuzla ilgili. Nefes bizim kendimizle, duygularımızla ve ruh halimizle bağlantı kurabilmemiz için en hızlı yol. Tam da bu nedenle büyüleyici bir araç. Çünkü bu bizim istemsiz olarak yaptığımız bir şey. Bunu kontrollü bir şekilde yapmayı öğrendiğimizde sezgilerimize, hissettiklerimize ve bunlar gibi diğer şeylere daha fazla erişimimiz oluyor.”

İlginizi çekebilir: Nefesi kontrol etmenin bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış 5 faydası

Nefesin bizim kendimizle, duygularımızla ve ruh halimizle bağlantı kurabilmemiz için en hızlı yol olduğu düşünülüyor.
Nasıl nefes almalıyız?

Tüm bunları öğrendikten sonra akıllara gelen soru şüphesiz nasıl nefes almamız gerektiği oluyor. MacKenzie, bunun için gerekli olan şeyin düzenli egzersizler yapmak olduğunu söylüyor:

“Egzersiz yapmak, üzerinde çalışılan şeyi anlamayı sağlar. Tıpkı yoga gibi düşünün. Öncelikle alıştırmalar yapmanız gerekiyor. Temelden başlamak, sonra ilerleme kaydetmek ve zaman içinde bu egzersizlerin sağladığı değişiklikleri gözlemlemek gerekli.

Beslenmeden daha önemli

Hayatta kalmak için temel bazı ihtiyaçlarımız olduğunu ifade eden MacKenzie, bunların başında ise nefes almak olduğunu belirtiyor. Sporcuların ve diğer insanların stresten uzak, sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için bilinçli nefes almanın anahtar rolüne değinen MacKenzie, sözlerine şu ifadelerle devam ediyor:

“Yemek olmadan 30-40 gün hayatta kalabilirsiniz. Peki ya su olmadan? 3-4 hatta 5 gün. Peki oksijen kullanmadan ne kadar yaşayabilirsiniz? 3 dakika. Evet birçok şey için beslenmenin en önemli etken olduğunu düşünüyoruz; ancak kaçırdığımız nokta oksijeni doğru kullanmıyorsak ne yediğimizin de bir öneminin olmadığı.”

Meditasyonun temelinde doğru nefes var

Laboratuar çalışmalarında yoga türlerini, meditasyonu ve çeşitli egzersizleri incelediklerini belirten Dr. Huberman, bu çalışmalarda söz konusu ritüellerde işe yarayan ortak noktaları araştırdıklarını ifade ediyor. Bu noktada doğru nefes almanın önemine dikkat çeken Dr. Huberman, günlük nefes egzersizleri yapmanın bu açıdan oldukça faydalı olduğunu ve bunun insanların istediği hızlı değişimleri sağladığını da sözlerine ekliyor.

MacKenzie ise Dr. Huberman’ın ifadelerini şu şekilde destekliyor:

“Nefes egzersizi yapmadan kendimi meditasyon yapmış saymıyorum. Asıl işe yarayan şey nefes egzersizi.”

Gelecekte bilinçli nefes çalışmaları

Bilinçli nefes konusunda yapılan araştırmalar her geçen gün daha da artarak bize yeni şeyler öğretiyor. Konunun uzmanlarının gelecekten beklentisi ise bilinçli nefes almanın bedeni ve beyni nasıl etkilediğinin ve zihinde veya bedende gerçekleşenlerin nefes egzersizleriyle arasındaki ilişkinin daha iyi anlaşılması olarak ifade ediliyor.

Konuyla ilgili daha fazla bilgi için mindbodygreen.com’un hazırladığı aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz:

Videoyu izlemek için tıklayın.
Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale