X

Davranışlarımızı bilinçaltı düzeyde şekillendiren, gündelik hayatın içinden 5 olgu

Beynin işleyiş mekanizmasına dair yüzde yüz anlaşılamayan bazı olgular var. Ancak bu, onların davranışlarımızı etkilemediği anlamına gelmiyor. İnsan psikolojisine dair yıllarca süren gözlemler ve bilimsel araştırma sonuçları sayesinde, nedeni ve nasılı muamma olsa da, bazı olgulara karşı insan beyninin tetiklendiği biliniyor. Bunlar kişiyi iyiye, güzele yönlendiren olgular da olabiliyor, kötüye, olumsuz davranışlara yönlendirenler de… Fakat hepsinin ortak noktası, biz farkında bile olmadan, bilinçaltı düzeyde çalışmaları. Davranışlarımızı bilinçaltı düzeyde şekillendiren, gündelik hayatın içinden olduğu için şaşırtıcı 5 olguyu listeledik.

Loş ışıklar kişiyi dürüst davranmamaya itebiliyor

Suçluların çalışmak için gündüzden ziyade geceleri seçmesi şaşırtıcı değil elbette. Gizli kapaklı işler çevirirken hem etraftan görülme ihtimalini azaltmak, hem de kimsenin yüzünü seçememesi için karanlıklara saklanmak mantıklı. Fakat konu bununla bitmiyor: Asıl garip olan, loş ışığın insan beynine etkisi.

İnsanların loş ışıkta daha az dürüst davranmaya meyilli oldukları, kopya çekmek gibi uygunsuz davranışları daha çok sergiledikleri bir çalışmayla gösterildi. Üstelik bunun için ortamda yok denecek kadar az ışık olması da gerekmiyor, ışığı biraz kısmak insanları olumsuz davranış göstermeye itmek için yeterli oluyor. Gerçekleştirilen çalışmada katılımcılardan bir grup iyi aydınlatılmış bir odaya, bir başka grup ise nispeten loş ışıkla aydınlatılmış bir odaya yerleştirilerek bir test çözmeleri istendi. Verdikleri her doğru yanıt için yarım dolar kazanacak olan katılımcılardan, çözdükleri testi kendilerinin puanlamaları istendi. Tekrarlanan deneylerde, loş ışıklı odada bulunan katılımcıların gerçekten yaptıklarından daha çok doğru yanıt verdiklerini iddia ettikleri, yani deney sahiplerini yanıltmaya meylettikleri gözlemlendi.

Bir başka deneyde ise yarısı güneş gözlüğü takan, yarısı ise takmayan katılımcılar cömertlik bakımından karşılaştırıldı. Ellerindeki 6 doların bir kısmını yabancılara vermeleri istenen katılımcılardan, güneş gözlüklerinin ardına saklananlar çok daha az cömert davrandılar.

Tüm bu sonuçlar, daha önce de bahsettiğimiz “İnsanlar izlendiklerinde daha dürüst oluyorlar” çıkarımını da destekler nitelikte.

İnsanların loş ışıkta daha az dürüst davranmaya meyilli oldukları gösterildi.
Kişisel hijyen, suçluluk duygusunu perdeliyor

Aşağıdaki eksik harfleri fazla düşünmeden tamamlar mısınız?

D_Ş

_A_YO

S_B_N

Y_KA__K

Bu testte doğru ve yanlış yok, fakat beyninizin nasıl şartlandığını anlamak için yeterli ipucu var. Uzmanlar diyor ki: Şayet aklınıza ilk gelenler duş, banyo, sabun, yıkamak gibi sözcükler olduysa kendinizi kötü, suçlu, fiziksel ya da manevi olarak kirlenmiş hissetmenize neden olacak bir durumda olabilirsiniz. Lady Macbeth Etkisi adı verilen bu psikolojik durum, kişilerin yanlış bir şey yaptıklarını ya da olumsuz davranışta bulunduklarını düşündüklerinde kişisel hijyene daha çok önem verdiklerini ortaya koyuyor.

Limon kokusu temizlik hissini kuvvetlendiriyor

Limon, daha doğrusu genel anlamda turunçgil kokusuna dair yapılan bir çalışma,  temizliği vurgulamak için bu kokunun oldukça kritik olduğunu ortaya koydu. Eşit derecede temiz olan ve aynı eşyaların bulunduğu iki odadan limon kokulu olana giren katılımcılar, odanın diğerine göre daha temiz olduğunu düşündü ve temizlik görevlilerine daha çok bahşiş verme eğilimi gösterdi.

Yani temizlik yapılan bir odaya belli belirsiz turunçgil esanslı sprey sıkmak, insanlarda odanın temiz olduğu algısını kuvvetlendiriyor. Üstelik, insanlar sonradan sorulduğunda limon kokusu aldıklarını hatırlamıyorlar bile! Yani bu etki tamamen bilinçaltı düzeyde gerçekleşiyor.

Kocaman ağaçlar, daha düşük suç oranını beraberinde getiriyor

Amerika’da orman hizmetlerinin yaptığı geniş kapsamlı bir araştırma, ağaç yoğunluğu ve büyüklüğünün şehrin suç oranında kayda değer bir düşüş sağladığını gösterdi. Buna göre, sadece çalılık ya da tek tük bodur ağaç barındıran yerlerde suç oranı, tesadüf sayılamayacak kadar yüksek. Büyük ağaçların bulunduğu yerleşim yerleri sadece banliyöler, yani refahın halihazırda yüksek olduğu, güvenliği sıkı bölgeler değil; getto denebilecek yerler için bile bu durum geçerli.

Amerika’da yapılan bir araştırma, ağaç yoğunluğu ve büyüklüğünün, şehrin suç oranında düşüş sağladığını gösterdi.

Araştırmadan çıkan sonuç net olmakla beraber, nedeniyle ilgili tartışmalar sürüyor. Kimi araştırmacılar, örneğin 50 yıllık bir ağacı barındıran bir mahallenin düzgün bir güvenlik sistemi olduğunu öne sürerken, kimilerine göre bu, hırsızların ya da keşlerin yapabileceği bir çıkarım değil. Bir başka teori ise, çalılıkların kişilerin saklanması için uygun bir ortam oluşturması (bu teoriyi destekleyen grubun Assassin’s Creed gibi bilgisayar oyunlarını fazlaca oynadıklarını düşünmek herhalde çok garip olmaz).

Diğerlerinin de yoldan çıktığını görmek, olumsuz davranışlar için zemin oluşturuyor

Herkesin içinde hem iyi hem de kötünün bulunduğuna inanıyor olabilliriz. Ancak şu bir gerçek ki, olumsuz davranışlara meyletmek için sadece ufak bir bahaneye bakıyoruz. Birileri yoldan çıkarsa, arkalarından gidivermek için sebebimiz oluveriyor adeta.

Geniş kapsamlı bir araştırmanın sonuçları, “Asla para çalmayı aklımdan geçirmem” diyen insanların dahi, açık bir posta kutusunda zarf içinde buldukları 5 avroyu cebe atmakta sakınca görmediğini gösteriyor. Dahası, kişilerin yüzde 13’ü parayı her halükarda alırken, posta kutusunun graffitilerle kaplı olması bu oranı aniden yüzde 25’e çıkarıyor. Yani zaten bakımsız ve kötü görünümlü yerler, kişilerin ufak tefek hırsızlıklar yaptıklarında kendilerini daha rahat hissetmelerine neden oluyor.

Her ne kadar bu etkiler bilinçaltı düzeyde olsa da, siz de kendi deneyimlerinizi düşündüğünüzde bunların birkaçının gerçekleştiğini görebilirsiniz.

Kaynaklar:
Cracked
National Geographic

 

İlginizi çekebilir: İnsan psikolojisine dair hiç bilmediğiniz 12 gerçek

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale