X

Evrimi sorgulamak: Beynimizin diğer türlere göre büyük olmasını neye borçluyuz?

Araştırmacılar, insanoğlunun orantısız derecede büyük beyne sahip olacak şekilde evrilmesinin, geniş kooperatif sosyal gruplarda başkalarına değer biçmelerinin sonucunda gerçekleştiğini iddia ediyorlar.

Araştırmalara göre insanların büyük beyne sahip olmasının nedeni, yaşadığı çevrede insanlara değer biçmelerinden kaynaklanıyor.

Cardiff Üniversitesi’ndeki bilgisayar uzmanlarının yaptığı bir araştırmaya göre, insanları saygınlıklarına ve kendileriyle işbirliği yapıp yapmadıklarına göre yargılamak son 2 milyon yıldır insanların beyinlerinin boyutlarının hızlı bir şekilde büyümesine yardımcı oluyor.

Scientific Reports’ta yayınlanan araştırmaya liderlik eden Oxford Üniverstiesi’nden evrimsel psikolog Profesör Robin Dunbar, spesifik olarak evrimin en az kendileri kadar başarılı olan insanlara yardım etmeyi tercih eden kişilere iyilik yaptığını keşfediyor.

Araştırmanın baş yazarlarından Cardiff Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri ve İnformatik Okulu Profesörü Roger Whitaker bu konu hakkında şunları dile getiriyor: ‘Araştırmamızın sonuçları, toplumun refahı için oldukça önemli olan işbirliğinin evriminin doğası itibariyle sosyal karşılaştırma fikri ile bağlantılı olduğunu gösteriyor. Sosyal karşılaştırma; sürekli olarak birini tartmak ve karşımızda insana yardım edip etmeyeceğimize karar vermek anlamına geliyor. Evrimin en az kendimiz kadar başarılı insanlara yardım etme stratejileri konusunda bize yardımcı olduğunu görüyoruz.’

Ekip çalışmalarında yüz binlerce bilgisayar modellemesi simülasyonları çalıştırıyorlar veya ‘donation games’ uygulanıyor. Donation games; bireyler arasındaki bazı davranış şekillerinin zaman içinde neden güçlendiğini ya da yaygınlaştığını açıklamaya ve basitleştirilmiş insanlar için karar verme stratejilerindeki karmaşıklıkları ortaya çıkarmaya deniyor.

‘Donation games’ yani ‘bağış oyunları’nun her turunda iki simüle edilen oyuncu rastgele seçiliyor. İlk oyuncu daha sonra karşı tarafın şöhretine göre bağış yapmak isteyip istemediğine karar veriyor. Eğer bağış yapmayı seçerse, bunun bir bedeli oluyor ve karşı tarafa bu bedeli ödüyor. Her oyuncunun şöhreti daha sonra aksiyonlarına göre güncelleniyor ve diğer oyun başlatılıyor.

Diğer türlerle kıyasladığımızda, buna en yakın akrabalarımız şempanzeler de dahil olmak üzere, beynin insanoğlunda çok daha fazla vücut ağırlığı tuttuğunu görürüz.

Beynin serebral yarımküre denilen kısmı, hafıza, iletişim ve düşünme gibi yüksek işlevli olaylardan sorumlu.

İlgili yazı: Beyinle ilgili bilmeniz gereken 5 gerçek

Araştırma ekibi, başkalarına yardım etmeye ilişkin yargılara karar vermelerinin insanoğlunun kurtuluşuna yardım ettiğini ve sürekli olarak bireyler hakkında kompleks değerlendirmelerde bulunmanın, insanlar nesiller boyu üredikçe beynin genişlemesine katkı sağlayacak yeterince zor bir görev olduğunu düşünüyorlar.

Daha önceden sosyal beyin hipotezi fikrini öneren Robin Dunbar şunları söylüyor: ‘Sosyal beyin hipotezine göre; insanoğlunun orantısız derecede büyük beyni, insanların geniş ve kompleks sosyal gruplar içerisinde evrilmesinin bir sonucu. Yeni araştırma bu hipotezi güçlendiriyor ve işbirliği yolunda ve beyin evriminde ödül mekanizmasının önemli bir enstrüman olduğu konusunda bir içgörü sağlıyor. Aynı zamanda başkalarını değerlendirmenin beyin büyüklüğüne olumlu katkı sağladığına inanıyoruz’.

Ekibe göre, araştırmanın özellikle mühendislik alanında gelecekte önemli etkileri olacak. Özellikle akıllı ve otonom makineler, bir sefere mahsus etkileşimlerde birbirlerine karşı ne kadar cömert olacaklarına karar vermeye ihtiyaç duyacaklar.

Profesör Whitaker şunları söylüyor: ‘Kullandığımız, keşifsel adı verilen kısa algoritmalarla uygulananabilen modeller, aygıtların kendi işbirlikçi davranışları hakkında hızlı karar vermelerine olanak sağlıyor. Dağıtılmış wireless ağları ya da sürücüsüz arabalar gibi yeni otonom teknolojiler, kendi hareketlerini yönetmeye ihtiyaç duyacak; fakat aynı zamanda kendi çevrelerinde diğerleriyle işbirliğine gidecek.’

Kaynak:

Dailyscience.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale