X

“Benim Dünyam” değil, ben sadece izleyiciyim!

“Benim Dünyam” değil, ben sadece izleyiciyim!

Hepimizin bildiği gibi Uğur Yücel bu aralar “Benim Dünyam” sinema filmi ile gündemde. Sinema dünyasında filmin gişe başarısı, içeriği,  konuyu ele alış biçimi hala tartışmalara konu oluyorken; magazin cephesinde morali bozuk bir Uğur Yücel gösterilip; bu durumun sebebinin de “filmin gişede hedeflediği başarıya ulaşamaması” olduğuna dair bir söylenti aldı başını gidiyor.

Uğur Yücel’i artık nadir karşılaştığımız iyi sinemacılardan biri olduğunu düşündüğüm ve kaliteli projeler ortaya çıkarmak için ne kadar çabaladığını gördüğüm için oldum olası takdir etmişimdir. Bu nedenle yapılan tüm olumsuz eleştirilere, Uğur Yücel’i yerden yere vuran sinema eleştirmenlerine aldırmadan, vicdanımı rahatlatmak için midir bilinmez, filmi izleme kararı aldım ve geçtiğimiz cumartesi “Benim Dünyam” filmine gittim.

Salon beklediğimden çok daha fazla insanla doluydu; fakat beklemediğim, rahatsız edici bir uğultu karşılamıştı beni. Genelde hafta sonları kalabalık gelen insanların sinemada yarattığı bir durumdur bu ve film başlayana kadar da sürer. Derken film başladı; fakat uğultular, fısıldaşmalar hala devam ediyordu. Bunun nedenini filmin sessiz ve derinden başlamasına bağladım (!). Hızlı ve vurucu bir girişi yoktu filmin; bu nedenle henüz insanları yakalayamamış olabilirdi.

Bir süre daha devam eden uğultular beni konuya biraz daha farklı bir pencereden bakmaya yönlendirdi: “acaba tiyatroya uzak kalmış bir nesil ve o neslin evlatları olan bizler sanata saygıyı, her şeyden önemlisi insana saygıyı da mı unutur olmuştuk? Neyse artık filmin yorumuna başlamam gerekiyor, daha fazla nutuk atarak kafanızı şişirmeyeyim.

Benim Dünyam; 2 yaşında görme ve işitme engelli olduğu anlaşılan bir kızın, ailesi tarafından engelli kabul edilmesini; geçmişte aynı sebeple ablasını kaybetmiş ve “karanlığa gömülmüş” bir hocanın da buna karşı durarak, engelli kız için verdiği müthiş mücadele ve fedakârlığı anlatıyor.

Film, Beren Saat’in sesinden; “Karanlıkta ne kadar yaşayabilirsiniz? Kaç gün, kaç saat, kaç dakika?” gibi can alıcı bir soru ile başlıyor. Bence, işin asıl can alan kısmı da o sırada ekranın, dolayısıyla tüm salonun da karanlık olması! İnanın 10 saniye karanlıkta kalmak bile fazlasıyla etki bırakıyor ve empati duygunuz şahlanarak harekete geçiyor! Herkesin içinde aynı ses konuşuyor; “Allah korusun”

Allah korumadığı için değil de, acılar içinde kendini karanlık bir eve hapsetmiş bir hocaya çare olsun diyeydi belki de kızın karanlığı. Dünyadan bir haber kalmış, akıl hastası olarak görülen bir kıza sahip çıkıp, ona çare olsun diyeydi belki de Mahir hocanın karanlığı.
Mahir hoca, akıl hastanesine kapatılmaması için kızı gönüllü olarak eğitmeye başlar. Kızın akıl hastası olmadığını kanıtlamak için, ne gariptir ki, önce adab-ı muhaşaret kuralları alınmalıdır. Nasıl olursan ol bunu bilmek zorundasındır çünkü. Görmek ve duymak istediği halde “kör” ve “sağır” doğmuş bu kız, kapitalizmin getirdiği kuralları “görmek” ve yerine getirmek zorundadır. Tıpkı her sağlıklı insan gibi… Yoksa bu dünya onu kabul edemez.

Film, “ikili diyaloglar esnasında zaman zaman teatrale kaçıyor” gibi ufak tefek eleştiriler alabilir. Fakat filmin çıtasını çok yukarıya taşıyan bir unsur var ki; mükemmele yakın, insanda şevk uyandıracak oyunculuklar.

Eğer bu film altyazılı izlediğimiz bir Amerikan filmi olsaydı, herkeste “kız bir körü oynamış; sanki gerçekten kör!” diyalogları esecekti eminim.

Beren Saat çok iyi bir gözlemle rolünün hakkını fazlasıyla vermiş. Tabii ki oyunculuk demişken Uğur Yücel’i atlamak olamaz. Özellikle hastalığa yakalandığı yaşlılık dönemine ait sahneleri var ki “sanırsın gerçekten yaşlı”!

Sözü oyunculuğa getirmişken, Ela’nın (Beren Saat) küçüklüğünü oynayan Melis Mutluç’un müthiş bir oyunculuk çıkardığını ayrıca söylemeliyim. Filmde yer alan tüm yardımcı oyuncular filmin duygusuna hayli yardımcı.

“Benim Dünyam” değil, ben sadece izleyiciyim!

Filmin, basında çıkan “en çok ağlatan Türk filmi olacak” sözünün karşılığını verdiğini söylersem yalan söylemiş olurum. Keza bu rekor uzun yıllar “Babam ve Oğlum”da kalacak gibi… Fakat film, genel itibari ile “empati” gibi güçlü bir duygu ile bizi ele geçiriyor ve yer yer ağlamamak için kendimizi zor tutuyoruz.

“Benim Dünyam” değil, ben sadece izleyiciyim!

Film her ne kadar üstüne basa basa bizi empati yapmaya çağırıyor olsa da, unutmamamız gereken öenemli bir nokta var: Bu film “o kızın dünyası” ve bizler sadece izleyen, gördüğüne üzülen seyircileriz. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi…

Konsantre olup izleyeceğiniz, vakit ayırdığınıza değecek güzel bir dram filmi “Benim Dünyam”.

İyi sinemayı sinemada izleyin.

İyi seyirler.

 

Ömer Faruk Yardımcı: Lisans ve Yüksek Lisansını Sinema ve Televizyon alanında yapan Ömer Faruk Yardımcı, öğrencilik yıllarından başlayarak birçok televizyon kanalında, dizi ve sinema projelerinde yapım ve reji alanında görev aldı. Yönetmenliğini gerçekleştirdiği kısa filmlerle festivallerde derece kazandı. Reklam ve klip yönetmenliği yaptıktan sonra televizyon programlarında yönetmen olarak görev almaya devam etti. Sinema ve televizyon sektörünün hemen hemen her alanında çalışan Ömer Faruk Yardımcı, Kanal D’de dramalarda (dizilerde) görev almaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale