X

Wellness ekosistemini kandıran Belle Gibson’ın yükselişi ve çöküşü Netflix dizisi oldu

Netflix’e yeni gelmiş olan Apple Cider Vinegar isimli dizi, dünya çapında pek çok insanın Belle Gibson ismini googlelamasına neden oldu. Peki, gerçekten kim bu Belle Gibson? Bu yazımızda, wellness dünyasına büyük bir yalancılıkla giriş yapıp birçok kişiyi etkisi altına almış olan Belle Gibson’ın sahte umut ticareti barındıran hikayesini sizler için kaleme aldık.

Belle Gibson kimdir?

Annabelle Natalie Gibson veya kısaca Belle Gibson, 1991 yılında doğmuş Avustralyalı bir influencer olarak karşımıza çıkıyor. Henüz küçük bir kız iken aile evini terk edip bir sınıf arkadaşıyla yaşamaya başlayan ve sonrasında bir aile dostunun yanına yerleşen Gibson, 2012’de ‘’healing_belle’’ kullanıcı adına sahip Instagram hesabını açıyor. Bir yıl içinde 200000 takipçiye ulaşan bu hesap, zaman içinde Gibson’ın sahte umut dağıttığı dijital bir lokasyon haline geliyor.

2013’te The Whole Pantry isimli mobil aplikasyonunu piyasaya süren Gibson, belirli bir süre boyunca uyguladığı sağlıklı yaşam pratikleriyle beyin kanserini yendiğini dijital ortamda iddia ediyor. Bu iddialar, pek çok insana ulaşarak büyük bir yankı uyandırıyor ve Gibson’ın popüler bir influencera dönüşmesini sağlıyor. Ayrıca, Gibson’ın paylaşımları sayesinde mobil uygulaması da 200000’den fazla kez indiriliyor ve 2013’te Apple’ın En İyi Yiyecek ve İçecek Uygulaması olarak oylanıyor. Uygulamanın kazandığı popülarite, Gibson’ın yazdığı kitabın temelini de atıyor.

Şimdi gelelim Belle Gibson’ın sosyal medyada paylaştığı sahte bilimsel ifadelere. Gibson, 2015’e kadar beyin kanserini sağlıklı bir diyet alışkanlığı ve çeşitli bütünsel tedavilerle iyileştirdiğini iddia ediyor. Başarılı anlatısını maddi bir kapıya dönüştüren Gibson, belirli bir süre boyunca takipçilerini geleneksel tıptan uzaklaştırarak alternatif tedavilere yönlendiriyor. Gibson’a göre, bu tedaviler kansere yönelik mucizevi bir iyileşme sürecini açığa çıkarıyor.

Büyük bir ilgiye ve ticari başarıya ulaşan Gibson’ın aslında bir dolandırıcı olduğu 2015’te açıklanıyor. 2015’te Gibson’a aslında hiçbir zaman kanser teşhisi koyulmadığı ve bu kadının sosyal medyada tamamen insanları kandırdığı ortaya çıkıyor. Bu gerçeğin somutlaşması sonucunda da insanların güvenini ve iyi niyetini kötüye kullanarak milyonlarca dolarlık bir kazanca ulaşan Gibson’ın popülaritesi bir anda sönüyor.

Zamanında büyük bir sağlıklı yaşam markası/komünitesi oluşturup hem bir mobil uygulamaya hem de bir yemek kitabına imza atan Gibson, gerçeklerin ortaya çıkmasıyla Avustralya hükümeti tarafından ağır para cezalarına çarptırılıyor. Tüketicileri yanıltma suçuyla maddi cezalarla karşılaşan Gibson’ın 2021’de hala bu cezaları ödemediği fark ediliyor. Hatta, o yıl borçların tahsil edilmesi amacıyla Gibson’ın evine iki kere baskın düzenleniyor.

Şubat’ta Netflix’e gelen Apple Cider Vinegar ne anlatıyor?

Geçtiğimiz ay Netflix’in geniş kütüphanesine eklenen Apple Cider Vinegar, altı bölümlük mini bir dizi olarak karşımıza çıkıyor. Her bölümü yaklaşık bir saat olan bu yapım, Gibson’ın hikayesini anlatan ‘’The Woman Who Fooled The World’’ isimli kitaptan ilham alıyor.

Her bölümün başlangıcında konu edinilen hikayenin yalan üzerine kurulu gerçek bir hikaye olduğunu vurgulayan Apple Cider Vinegar, Belle Gibson’ın hızlı yükselişini ve sert düşüşünü anlatıyor. Dizinin yaratıcısı Samantha Strauss, bu yapımın sadece Gibson’ın dolandırıcılığına odaklanmadığını ve Gibson’ın yalanlarından etkilenen insanların hikayesini de ekranlara yansıttığını belirtiyor. Kısacası, Apple Cider Vinegar hem Gibson’ın sahte umut ticaretini hem de bu kadının tuzağına düşen kişilerin hayatlarını konu ediniyor. The Last of Us, Unbelievable ve Booksmart gibi yapımlardan tanıdığımız Kaitlyn Dever dizide Belle Gibson rolünü üstleniyor.

Apple Cider Vinegar’ın piyasaya sürülmesiyle pek çok insan Belle Gibson’ın şu anda nerede olduğunu ve ne yaptığını sorgulamaya başladı. Bazı kaynaklar Gibson’ın gizli projeler üzerine yoğunlaştığını belirtirken bazıları da bu kadının yeni bir kimlikle hayatına devam ettiğini ifade ediyor. Bazı insanlar da Belle Gibson’ın anonim bir şekilde sosyal medyada varlığını sürdürdüğünü vurguluyor. Her ne kadar Gibson gerçeğin fark edilmesiyle ortadan kaybolmuş olsa da hikayesini konu edinen diziyle tekrardan gündeme yerleşti.

İlginizi çekebilir: Kanser dosyası: Kadınlarda sık görülen kanser türleri ve doğru bilinen yanlışlar

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale