X

Belki bir gün yine buluşuruz özlediklerimizle, kaybettiklerimizle

Bir garip hüzün kaplar içimi; eskiden hayatımın parçası olan ama bir şekilde hayatımdan çıkmış olan insanlarla ilgili iyi-kötü bir haber duyduğumda, onlarla yolda rastlaştığımda, göz göze geldiğimde…

Her gün görüştüğünüz, bir gün görüşmeseniz dahi her gün iletişimde olduğunuz insanlar vardır ya hani. Bazen bir dosttur bu, bazen de bir iş arkadaşı, belki bir sevgili, belki bir akraba. Ama kısa bir dönem de olsa, hayatınızın o döneminde hep yanınızda…

İşte bu olay ara sıra misafirim olur benim, bu Pazartesi olduğu gibi. Gördüğüm iki kişi ve aldığım bir haber o günden beri epey hüzünlendiriyor beni. Belki ruhuma iyi gelir dedim ve yazmak istedim, sizlerle paylaşmak istedim duygularımı.

İlki ile ilgili çok detay vermeden birkaç cümle ile anlatmak istiyorum doğrusu.

Hani o meşhur aşkım var ya yazılarımda da bahsettiğim, takip edenler bilir. Onun kızları ile karşılaştım Pazartesi günü bir markette ve ne yazık ki tanımamışlardı beni…

Çok normal tabi, neredeyse 2 sene olacak görmediler Gizem ablalarını. Hayatımı paylaştığım insanın evlatları daha küçücüklerdi beni tanıdıklarında. Haftanın iki günü vakit geçirirdik, hayallerimiz vardı ne de olsa, sevgilimle birlikte yaşlanacaktık ya hani (iddiası oydu sonuçta), çocukların da büyümelerini görecektim, mezuniyetlerinde hediyeler alacaktım onlara. Bir garip hayaller işte.

Bana bakıp tanımadıklarında kalbimden resmen bir parça koptu, hayatımın bir dönemi silindi sanki tarihten…

Evladım değillerdi elbet ama evlat gibi sevmiştim onları. Yıllar geçmişti görmemiştim. Özlemiştim…

Zaman zaman aklıma geliyordu ya bir yerlerde karşılaşırsak tanırlar mı acaba beni? Koşup sarılırlar mı bana eski günlerde olduğu gibi?

Ve ne yazık ki öyle olmadı…

Kim bilir, belki başka bir evrende birlikteyizdir. Sağlıkla büyümelerini izliyor, mezuniyet günlerine hazırlanıyorumdur…

Aynı gün, aradan birkaç saat geçti ve duyduğum bir acı haber yine paramparça etti içimi…

Yıllar yıllar önce ilk iş yerimde bir dost edinmiştim, hem iş arkadaşı, hem sosyal arkadaş, hem de dost olmuştuk birbirimize. Sırlarımızı, hayatlarımızı, aşklarımızı, hüzünlerimizi paylaşmıştık. Kısa bir dönem de olsa aynı evi paylaşmışlığımız bile olmuştu.

Maceradan maceraya koşan iki genç kadın. Hayatımızın güzel bir dönemiydi. Bir şekilde kırgınlıklar girdi araya ve yıllarca görüşmedik, konuşmadık.

Anneciğimin ölümünü duymuş, hemen aradı. Çok severdi annemi o da, herkes gibi…

Evlendi, düğününe farklı ülkelerde olduğumuz için gitme şansım olmadı. Mutluydu, onun adına ben de mutluydum. Bir zamanlar hayatımın tam içindeydi ne de olsa, araya giren kırgınlıklar, küslükler çok da önemli değildi benim için. Sonuçta bir zamanlar dost dedik birbirimize, her anımız birlikteydi neredeyse.

Geçen sene Mart ayında İstanbul ziyaretimde görüşmüştük, yıllardır görüşmemiş olsak da aynı sıcaklıktaydı, aynı neşe, aynı enerji. Çok mutlu olmuştum onu gördüğüme…

Geçtiğimiz sonbaharda da güzel haberi verdi, bir bebeği oluyordu. Çok heyecanlıydım onun için. İyi bir anne olacağından emindim, evlatlarına baskı uygulamadan, en güzel hayatı vereceklerdi sevgili eşi ile bebeklerine.

Biraz anaç bir karakter olması dolayısıyla annem gibi bir anne olabileceğini düşünmüştüm doğrusu. Yeri geldiğinde evladının tüm sırlarını anlatabileceği en iyi dostu, yeri geldiğinde evladını bakışlarıyla hizaya sokabilen zeki bir anne.

Elbette o da çok heyecanlıydı tüm anne adayları gibi. Bebeğinin de kendisinin de sağlığı, tüm tetkikleri her şey gayet iyiydi.

6 Şubat depreminde yakın akrabalarını kaybeden, her Türkiye vatandaşı gibi özellikle şu son 10 yılda büyük felaketler yaşayan, imkanları el verdikçe eşiyle seyahatlere giden, kendi küçük markasını kurmuş ve gelirini oradan elde eden, kimseye zararı olmayan biriydi kendisi.

Her şey yolunda giderse haziran ayı gibi geliyordu bebeği diye hatırlıyordum. Birkaç haftadır da aklımdaydı doğrusu ne oldu doğdu mu bebecik ne zaman doğuyor gibi bir mesaj atacaktım da bir türlü fırsat bulamadım, gerek iş yoğunluğumdan, gerekse geçen haftalarda gerçekleştirmiş olduğum yurt dışı seyahatinden dolayı…

Pazartesi günü Instagram’ı açtım ve onun paylaşımı çıktı karşıma. Ah ne güzel bebeği ismiyle paylaşmış, bebek gelmiş demek ki dedim. Ama o sırada tam araba sürmeye başladığım için telefona bakmayı bıraktım. Arabadan iner inmez güzel bir mesaj atayım diye geçirdim içimden. Sonra bir şey resmen dürttü beni. Trafik ışığında durduğum sırada, göz ucuyla bakmak istedim paylaşıma.

Ve işte o an!

Gözlerimden yaşlar boşalırken okuyordum satırları, doğumdan sadece birkaç gün önce kaybetmişti bebeğini. Bir anne için dünyanın en büyük acısı!

Bebeğini kucağına alamadan kaybetmek mi daha kötü, yoksa onunla zaman geçirdikten sonra devletin basiretsizliğinden dolayı evladını bir caninin, ya da para hırsı bürümüş insanların yüzünden kaybetmek mi…

Hep diyorum ya acılar kıyaslanamaz diye. Sanırım kıyaslanamayacak tek bir acı varsa şu dünyada; bir anne veya bir babanın evladını doğmadan ya da doğduktan sonra kaybetmesi olsa gerek…

Elbette böyle durumlarda sevdiklerinizin yanında olmak, onları güçlü olduklarına inandırmak istersiniz, öyle değil mi?

Açıkçası ben bunu yapmadım, tam aksini yapmam gerektiğini biliyordum çünkü. O an ihtiyacı olan şey, sen güçlüsün nameleri değildi ki! Ağlamak, haykırmak, gerekirse isyan etmek…

Belki de bunlar iyi gelecekti ona…

Elbet unutulmayacak bir acı var şimdi bu insanların hayatında. Ama ona da söylediğim gibi:

Kim bilir belki başka bir evrende siz de birliktesinizdir. Bebeğinizin sağlıkla büyümesini izliyor, mezuniyet gününe hazırlanıyorsunuzdur. Belki de buna inanmak bir nebze olsun rahatlatır içinizi…

Huzur içinde uyu minik bebek…

İlginizi çekebilir: Biten bir Mayıs daha: Gidenler, kalanlar ve gelecek olanlar

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale