X

Başarının başlangıç noktası: “İş işteyken kurulur”

Kendi hayat mücadelemi anlattığım videoyu izleyen danışanım Yeliz beni arayarak “bugün senden bunları duymam gerekiyormuş dedi”. Yeliz çok uluslu bir firmanın insan kaynakları departmanını yönetiyor. Çalıştığı şirket zaman içinde bayağı kültür değiştirdi. 8 ayda bir genel müdür değiştirir oldular. Bu da çalışanları ve tabi ki de insan kaynağından sorumlu olan için oldukça yorucu oldu.

Yeliz hafta sonlarında çocuklarla resimle yaratıcı drama çalışmaları yapıyor. Üç sene önce onların kurumuna atlarla ekip uyumu programı gerçekleştirmiştik. Bizim arkadaşlığımız devam etti, bireysel çalışmalarını atlarla beraber yaptık. Bu vesileyle iş dışında yaptığı çalışmalarını takip etme fırsatım oldu.

Keyif aldığınız şeyler size hem maddi hem manevi olarak geri döner.

Çocuklarla çalışma konusuna odaklanmaya devam ediyor. Hatta bu konuda İsviçre’de bir eğitim aldı. Hafta sonlarında atölyeler yapıyor. Bir taraftan da profesyonel hayattaki işine devam ediyor. Ne demişler “iş işteyken kurulur”.

İş motivasyonu nasıl sürdürülür?

İşin başlangıç noktasına bir bakalım. Aslında keyif aldığı bir işi keşfederek boş zamanlarında buna odaklanırken, kazanç sağlayacağı bir konuyu giriyor. Her hafta sonu çocuklarla yaptığı çalışmalar onu bilinir kılıyor, “network”ü büyüyor. Çünkü veliler bu sanatsal faaliyetlerin faydasını görüyorlar. Çocuk kendisini kelimelerle ifade edemezken, bu yöntemle nasıl ifade ettiklerini şaşırarak fark ediyorlar.

Yeliz’in kendi işi bir taraftan bu kadar bereketli gelişirken diğer taraftan da şirketindeki keyifsiz durumlar onu artık o kadar etkilemiyor. Çünkü maddi ve manevi olarak besleniyor.

Departman değişikliği bize farklı işler öğreteceği için motivasyonumuz her seferinde yükselir.

İşe ilk girdiğimiz zaman bilgimiz az, motivasyonumuz ise yüksek olur. Zaman geçip de tecrübe arttıkça motivasyon düşer. Motivasyonun devam etmesi için bir taraftan şirketin durumunun iyiye gitmesi, bir taraftan da bizim farklı departmanlarda çalışarak tecrübemizi arttırmamız gerekir. Departman değişikliği bize farklı işler öğreteceği için motivasyonumuz her seferinde yükselir.

Fakat böyle bir ortam yok ise kendimizi, neler yaptığımızı sorgulamaya başlarız. Kendimizi boşuna zaman harcıyor hissederiz. Bazı şirketler ise ne yazık ki insan odaklı değildir. Sadece iş sonuçlarına odaklanan firmalarda sirkülasyon yüksek olur ve enteresandır ki işler yine döner. Üst yönetim, personeli elde tutmak konusuna odaklanmadığı, personel sadakati için yatırım yapmadığı zaman çalışan mutsuz olur ve işten ayrılır. Böyle kurumların tarz, tutum ve stratejisini değiştiremeyeceğimiz için kendimiz ne yapabileceğimize bakarsak daha mutlu oluruz.

Bu da hemen olmaz. Yeliz’in örneğinde olduğu gibi şirketinin şu anki durumu ile yedi sene önce başladığı durum arasında çok fark var. İnsan odaklı bir şirket olmaktan sadece hedef odaklı bir şirket haline geldi. Bu durumda mutsuz olduğumuz yerde yıllarımızı harcamaya devam mı edeceğiz, yoksa keyifle çalışarak mı kazanacağız?

Seçim sizin…

İlginizi çekebilir: Kodlanmış beynimizi mi, yoksa otantik sezgilerimizi mi dinleyelim?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Ilgınay Göbüt Göksel: Göksel, 2012 senesinde Atla Gelişelim’in kurucusu olarak girişimciliğe adım attı. Dijital dönüşümü yakın takip ederek aldığı eğitimler sonunda 2017 de network pazarlama eğitimlerini ‘online’ olarak vermeye başladı. Göksel, 23 senelik iş hayatında, otelcilik, perakende mağazacılık, telekomünikasyon, hızlı tüketim ürünleri sektörlerinde pazarlama, satış ve iş geliştirme departmanlarında çalıştı. Reckitt Benckiser’de Türkiye’de uygulanan tüketici danışmanları projesini 12 ülkede kurdu. 2010 senesinde direkt pazarlama yaptığı Coway şirketinde yılın en çok satış yapan personeli seçildi. 2012 senesinden beri hayatın her alanından 1500’ün üstünde kişi ve kurum çalışanıyla liderlik, ekip olma programları yaptı. Uludağ Üniversitesi Turizm İşletmecilik bölümü mezunu olan Göksel, master derecesini Viyana Webster Üniversitesi’nden aldı. Göksel iyi derecede İngilizce ve Almanca biliyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale