X

Bakış açısını değiştirerek olumsuz duygu ve düşüncelerden kurtulun

Kendimizi kötü hissettiğimiz bazı anlar olur, anlam veremeyiz, nedenini anlayamayız. Bir sürü karışık düşünceler gelir aklımıza: Daha önce kötü hissettiğimiz anılar, geçmişten anlar, neden kötü hissettiğimize dair farklı açıklamalar… Biz kafa yordukça, o his de sanki bizimle inatlaşırcasına iyicene baskı yapmaya başlar. Kafamızı dağıtmaya ve günlük hayatın akışına kendimizi bırakmaya çalıştıkça daha iyi hissetmeye başlarız; ama kötü hissin kalıntılarını da üzerimizde taşırız.

Görünen hiçbir neden yokken, ne oluyor da kötü hissediyoruz?

Arkadaşlarımızla birlikteyken, aile arasında, yalnız kaldığımızda, iş yerinde, yemek yerken ve bunun gibi bir sürü farklı durumdayken hazırlıksız yakalanabiliyoruz. Mesela; arkadaşlarımızla gittiğimiz bir yemekte, en yakın arkadaşımız herkesle rahatça sohbet ederken, biz aynı ortamda çekingen davranabiliyoruz ya da işle alakalı bir toplantıda herkes fikrini açıkça söylerken biz susabiliyoruz. İşte bu noktada duygularımızla birlikte düşüncelerimiz de işin içine giriyor.

Duygu ve düşüncelerimiz arasındaki ilişkiyi anlamak kafa karıştırıcı olabiliyor; çünkü çoğu zaman aklımızdan geçenleri farkında olamayabiliyoruz. Sadece üzgün, sinirli, kaygılı, stresli olduğumuzu biliyoruz ya da yanımızdaki kişiler çok rahat veya keyifli gözükürken, kendimizin çok daha farklı duygular yaşadığını hissedebiliyoruz. Her insan kendini zaman zaman kötü hisseder; ama aynı durumla karşı karşıya kişiler aynı duyguları hissetmeyebilir. Aslında bu durumlarda insanları birbirinden farklı kılan ve duygularımızı şekillendiren bizim o anda aklımızdan geçenlerdir, yani düşüncelerimiz… Düşüncelerimiz bizim o durumu nasıl anlamlandırdığımızı, kısacası bakış açımızı yansıtır. Doğal olarak içinde bulunduğumuz durumu nasıl yorumluyorsak, öyle hissediyor ve o duyguya göre de bir davranış sergiliyoruz.

Düşüncelerimiz içinde bulunduğumuz durumu nasıl anlamlandırdığımızı, bakış açımızı yansıtır.

Uzun zamandır görüşmediğimiz arkadaşlarımızla yemeğe gittiğimizi hayal edelim. En yakın arkadaşımızla birlikte hazırlandık ve restorana girdik. İçeri adımımızı attığımız anda, karnımıza bir ağrı saplandı, kalbimiz hızla çarpmaya başladı. Yoğun bir kaygı yaşıyoruz. O kadar heyecanla gittiğimiz bu yemekte, rahatsızlık verici bu kaygı hissi nedeniyle kimse ile konuşmak istemiyor, hatta oradan hızlıca kaçmak istiyoruz. Arkadaşımıza bakıyoruz, o çoktan insanlarla sohbet etmeye, gülüp eğlenmeye başlamış bile. O anda birileri düşüncelerimizi okuyabilse, muhtemelen; “Ya konuşacak bir konu bulamazsam.”, “Ya benim sıkıcı olduğumu düşünürlerse”, “Ya yanlış bir şeyler söylersem”, “Ya rezil olursam” gibi düşüncelerle karşılaşacaklar. İşte bu düşünceler, bizim o anı nasıl yorumladığımızın göstergesidir. Rezil olmak, sıkıcı bulunmak şeklinde bir bakış açımız varsa, kaygılanmamız da kaçınılmazdır. Bu kaygı ile birlikte insanlarla konuşmaktan çekinebilir ve sessiz kalabiliriz.

Bakış açınızı değiştirmeye çalışın

Belli bir anda, bizi rahatsız eden duygularımızdan, bakış açımızı değiştirmeye çalışarak kurtulabiliriz. Bunun için de ilk adım düşüncelerimizi fark etmektir.

İlgili yazı: Olumsuz duygularınızı ruhunuzun gelişimi için kullanın

Farklı hissettiğimiz zamanlarda, kendimize ‘Aklımdan ne geçiyor?’ sorusunu sorup, düşüncelerimizi fark etmeye odaklanarak, bakış açımızı değiştirmeye başlayabiliriz.

Uzman Psikolog Sandy Kohen: Sandy Kohen, Koç Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra Okan Üniversitesi Klinik Psikoloji yüksek lisans programını tamamladı. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri’nde farklı hastanelerde psikolog olarak staj yaptı. 2014 yazında Yale Üniversitesi Çocuk Araştırmaları Merkezi’nde (Yale Child Study Center) psikoeğitimsel ve klinik araştırma, değerlendirme ve uygulama çalışmalarına katıldı. 2011 yılından beri çocuk, ergen ve genç yetişkinlerle kaygı bozuklukları, duygudurum bozuklukları ve dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu üzerine hem Türkçe hem İngilizce olarak psikoterapi ve aile danışmanlığı; yetişkinler ile iş hayatında performans ve odak arttırma üzerine bireysel koçluk çalışmalarını sürdürmektedir. Mevcut olarak, YDY Eğitim Araştırma Danışmanlık Merkezi’nde Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi ile psikoterapi çalışmalarını devam ettirmektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale