X

Bağlanma teorisi nedir 3: Bağlanamamak ve ayrılamamak

Serinin ikinci yazısında yaşamın ilk yıllarında oluşmaya başlayan güvenli bağlanma için yeterince iyi olması beklenen koşullardan bahsetmiştim. Serinin bu yazısında ise güvensiz bağlanmadan ve güvensiz bağlanmanın gerçek kendiliğin ortaya konmasına nasıl engel oluşturabileceğinden bahsediyorum.

Yaşamın ilk yıllarında çocuk bakım verenden benliğine, başkalarına ve ilişkilere dair birçok şey öğrenir. Kendinin ve başkalarının kim olduğunu, bir ilişkinin nasıl kurulduğunu, nasıl devam ettirildiğini, nasıl şefkat gösterileceğini, işler kötü gittiğinde nasıl onarılacağını örtük olarak öğrenir. Bakım verenin davranışları, mimikleri, duyguları yansıtması, ilgisi, arzusu, hatta yaptığı espriler bu ilişkisel öğrenmenin oluşmasına tümüyle hizmet eder.

Bu öğrenme örtük ilişkisel bellekte depolandığında çocuk için içsel bir ilişki şeması oluşmuş olur. Güvenli ilişki şemasında, bakım veren anne çocuğun kendiliğini kabul eder, onaylar ve ona uyum sağlar. Böylelikle çocuk kendini değerli görür ve sevildiğini hisseder.

Güvensiz bağlanma

Bazen bakım verenin ihtiyaçları bir sebepten ötürü (depresyon, madde bağımlılığı, ağır ekonomik sıkıntılar vb.) çocuğun ihtiyaçlarından daha öncelikli olur. Annenin çocuğa yeterince iyi bakamaması, duygusal ve dokunsal ihtiyaçlarını karşılayamaması, çocuğu sağlıklı aynalayamaması, çocuğun yalnızlık ihtiyacına uyumlanamaması, işler kötü gittiğinde çocuğu yeterince iyi teselli edememesi ve şefkat gösterememesi güvensiz bir içsel ilişki şeması oluşturur.

İşler kötü gittiğinde annesinden teselli göremeyen çocuk, kendi kendini teselli etmekte zorlanır çünkü yaşamın bu ilk yıllarında bakım veren ile kurulan bağ çocuk için yaşamsaldır. Dolayısıyla güvenli bağlanamayan çocuk artık bakım verenden güvenli de ayrılamaz. Ayrılık çocuk için kaygı ve stres doğurur çünkü güvensiz bağlanmada bu ayrılık annenin gideceğinin ve geri gelmeyeceğinin bir temsili gibidir artık.

Anneyle arasındaki güvensiz olan bu bağı kaybetmemek için çocuk kendi gerçekliğini bastırarak annenin ilgisini çekmeye, tabiri caizse ona görünmeye, görünür olmaya çalışır çünkü çocuk hayatta kalmaya programlanmıştır, bakım verenin bağı birincil ihtiyacıdır. İşte psikanalist Masterson bu kendi gerçekliğinin onayını annesinden alamamış, anneyle uyumlanamamış, annesinin gittiğinde geri geleceğinden emin olamayan çocuğun kendiliğini aktive edemediğini, gerçek kendiliğini dışa vuramadığını ve deneyimleyemediğini söyler. Bloke olmuş gerçek kendilik artık yerini sahte kendiliklere bırakır. Bu sahte kendiliklerin boyutu kişiyi yaşamın gerçekliğinden alıkoyduğunda kişilik bozuklukları gelişir.

Terk edilme şeması

Psikanalist James Masterson bu güvensiz bağlanma şemasında, çocuğun bir de terk edilme depresyonu ile başa çıkmaya çalıştığını söyler. Güvenli bağın yoksunluğunda ne koşulda olursa olsun bakım verenle ilişkisini sürdürmeye çalışan çocuk kendini feda etme, boyun eğme ve kendini bastırma gibi savunmalar geliştirir.

Bu güvensiz, kaygılı bağlanma şeması fark edilmez, güvenli gerçek ilişkilerle desteklenmez ve onarılmazsa yetişkinliğe kadar uzanır. Kendi kendine kalmakta zorlanan, yalnız kalmaktan korkan, kendi isteklerini sürekli bastırarak başkalarına kendini feda eden, ilişkiyi kaybetmemek için her şeyi yapan, kendiyle uyumlu olmayarak birçok şeyi samimiyetsizce sürdürmeye çalışan yetişkin ilişki biçimlerinin derinliklerinde işte bu bakım verenden öğrendiğimiz kendilik kavramımız ve bağlanma şemalarımız yatar.

Fakat daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi hayat bize kontrolümüz dışında gelişen şeyleri değiştirebilme ve dönüştürebilme imkanı sunar. Güvenli bağlanmayı, kendiliğimizi otantik olarak ortaya koyabilmeyi, sonradan da gerçek ilişkiler kurarak edinebiliriz. Otantik olma, yaratıcı olma ihtiyacımızı bu güvenli, kabul veren, uyum sağlayan ilişki deneyimleri ile geliştirebiliriz.

İngiliz yazar ve şair T.S Eliot’ın dediği gibi: “Tecrübeye sahiptik, ama anlamı kaçırmıştık ve anlama yaklaşmak, tecrübeyi yeniden inşa eder. Farklı bir şekilde…”

Edinilen yeni tecrübelerle anlamı bulmak dileğiyle. Güvenli, otantik ve yaratıcı…

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Bağlanma teorisi nedir 2: Örtük ilişkisel belleğin rolü

Gülbalca Çakıroğlu: İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirdikten sonra beyin ve çalışma prensipleri alanında Dokuz Eylül Üniversitesi Klinik Sinirbilimleri (Neuroscience) Master programına kabul edildi. Yüksek lisansını yaparken Multidisipliner Beyin Dinamiği laboratuvarında TÜBİTAK 112S459 NO’lu 1001 proje bursiyeri olarak çalışmaya başladı. Bu dönemde 2 sene Alzheimer ve Hafif Kognitif Bozukluğu olan hastalarla çalışmalarını sürdürdü. Tezini tamamladıktan sonra uzman olarak sektörde çalışmaya başladı. 6 sene özel okullarda aileler ve çocuklarla çalıştı. Pandemi döneminde ikinci yüksek lisansı olan Klinik Psikoloji uzmanlığını Rumeli Üniversitesi Klinik Psikoloji programından aldı. Aynı üniversitede, Nöropsikoloji alanında öğretim görevlisi olarak çalıştı. Alp Karaosmanoğlu’ndan Şema Terapi, Emre Konuk’tan EMDR (göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme modeli) 1. Düzey eğitimlerini tamamladı. İstanbul Psikodrama Enstitüsünde Psikodrama Temel Eğitimini aldı. Halen Yetişkinlerle bilişsel ve yaşantısal teknikler ile çalışmaktadır. Mezun olduğu üniversitede, 3 kuşak usta-çırak projesinde gönüllü olarak psikoloji öğrencilerine destek vermektedir. Çeşitli platformlarda Bağlanma ve Psikolojik Sağlamlılık ile ilgili eğitimler düzenlemektedir. Alanıyla ilgili çeşitli yazıları Psikeart Dergisi ve uplifers.com sitesinde yayınlanmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale