X

Ayurveda’ya göre egzersiz yapmanın ve ölçülü olmanın önemi

Ayurveda’nın bütünsel sağlık için hayatımıza bakış açısına fizyolojik olarak baktık. Şimdi iki önemli aktivite üzerinde; spor, yoga ve meditasyon için bize aktardıklarına bakalım.

Kaynak: Mindfood

Düşünsenize, 5.000 yıl önce, yani M.Ö. 3.000 yılları civarı, henüz tarım toplumuna geçilmiş (Hindistan’ın Ayurveda’nın doğduğu güney bölümünün tarıma geçişi de aşağı yukarı bu dönemler). Böylece hayvanlar ve tohumlar yeni evcilleştirilmiş. Kısacası insanoğlu doğaya yeni yeni hükmetmeye başlamış ama mülkiyet kavramı da henüz oluşmamış. Sabah güneşin doğuşu ile kalkıyorsunuz işe gitmeden, muhtemelen tarlaya ya da ormana yiyecek bulmaya, yürüyerek spor yapmaya gidiyorsunuz. Biraz esneme, biraz kardiyo, biraz ağırlık… Eve yürüyerek gelip biraz meyve yiyorsunuz, biraz süt içiyorsunuz. Sonra yiyecek bulmak, ektiğiniz köklere bakmak için tekrar yürüyorsunuz, belki günün yarısını yürüyerek geçiriyorsunuz. Ağaçlara tırmanıyor, toprağı kazıyor, yerdeki taşları toplayıp dizerek su kanalları yapıyorsunuz. Dışarıdan gelen tehlikelerden korunmak için o kaslara da ihtiyacınız var. Yani o günkü koşullarda hayatta kalmak için bedeninize ihtiyacınız var. Siz de sürekli hareket halindesiniz. Koşullar egzersiz yapmanıza gerek olmadan hayat rutininizde sizi sürekli çalıştırıyor.

Sonraki dönemlerde ise tekerleğin ve paranın icadı, sosyal sınıflar, teknolojik gelişmelerle beraber her şey değişti. İnsanoğlu için yürümek, koşmak, yüzmek, bisiklete binmek hobi oldu. Çünkü bizim için bu işleri yapan arabalarımız, yürüyen merdivenlerimiz, asansörlerimiz var. Eğer birazcık egzersiz yapmıyorsak, telefonu açma ve elektrikli aletlerin düğmesine basma arasında geçen bir hareket dünyamız var demektir.

Egzersiz yapmanın faydalarını hepimiz biliyoruz; kasları güçlendirir, dayanıklılık kazandırır, beden ısısını düzenler, bedensel ve zihinsel denge sağlar, stresi azaltır, cildi güzelleştirir… Bilmek yetmiyor tabii, içinde olduğumuz durumdan çıkmak için biraz da motivasyona ihtiyacımız var! 

Kapasite nedir? Kişinin yapabileceğinin azamisidir.

Eski Ayurvedik metinler egzersizler ile ilgili bazı temel prensipler geliştirmiştir ve bize der ki: “her gün ve ölçülü olarak egzersiz yap”. Peki, ölçülü egzersiz ne demek? Batılı uzmanlar bu ölçünün kalp hızının %75 ile %85 arasında bir düzeyde egzersiz yapılmasını önerirler. Ayurveda ise kişinin yoğun olarak terlemeye başladığı, solunumun artmaya ve ağızdan nefes almaya başladığı noktada egzersizin durdurulması gerektiğini söyler. Bu da her gün kapasitenizin %50’si kadar egzersiz yapmaktır.

Kapasite nedir? Kişinin yapabileceğinin azamisidir. Eğer 6 km. yürüyebiliyorsanız her gün 3 km. yürümek sizin ölçünüzdür. Yapılan araştırmalar %50 kapasite ile yapılan egzersizlerin, zorlayıcı egzersizlerden daha uzun süre devam ettiğini göstermiştir. Çünkü %50 egzersizleri yorgunluk ve bitkinlik yerine neşe ve canlılık hissi verdiğinin, bunun da kişiyi motive ettiğini belirtisidir.

Yapılan araştırmalar %50 kapasite ile yapılan egzersizlerin, zorlayıcı egzersizlerden daha uzun süre devam ettiğini göstermiştir.

Ayurveda egzersiz yapmaya tabii ki doshalar çerçevesinde de bakmıştır: Egzersiz yapmak bedene hareket katar. Bedenin hareketliliğini yöneten dosha Vata olduğu için Vata’yı yükseltir, sakinlik ve ağırlık doshası olan Kapha’yı düşürür. Bu nedenle eğer ana doshanız Vata ise, siz hareketli, hızlı ve ince yapılı iseniz, hızlı egzersizler yaparsanız; aşırı uyarılmadan dolayı bitkin düşersiniz. Bu nedenle daha sakin, yavaş ve hafif egzersizleri tercih etmelisiniz.
Eğer sizi bitkin düşürecek kadar uzun süreli ve hızlı egzersiz yaparsanız arkasından alacağınız sıcak bir duş veya buhar banyosu dengeye gelmenize yardımcı olacaktır.

Siz Pitta’ysanız beden ısınız yüksek olacağı için sakin ve yavaş egzersizleri tercih edebilirsiniz. Sert ve hızlı egzersizler yaparsanız aşırı sıcak, terleme ve uyarılmadan dolayı dengeniz bozulabilir. Böyle zamanlarda ılık bir duş, oda sıcaklığında serinletici meyve suları her zaman iyi gelecektir.

En sakin, rehavet hatta atalet halindeki beden tipi olan Kapha’lar için aktif egzersizler uygundur. Hareket Kapha’nın dengesini bozmaz aksine daha dengeli hale getirir. Bu nedenle zaman olarak daha uzun süreli ve tempolu egzersizler Kapha’lara iyi gelir.

Ayurveda bize neyi, ne zaman ve hangi ölçüde yapmamız gerektiğini detayları ile tanımlamıştır ama bedenimin neyi istediğine karar verecek olan yine benim. Ben ve benim farkındalığım. Farkındalığınızın bol olduğu bir hafta olsun ki dengeniz hep daim olsun. Haftaya beden terapi serilerimize başlıyoruz. O zamana kadar dengede ve mutlu kalın.

 

İlginizi çekebilir: Antik şifa sistemi Ayurveda’ya göre toksinlerden arınma: Pança+Karma

 
Müge Murat: Tüm hikâye her beyaz yakalı gibi “İstanbul’dan gitmek istiyorum” ile başladı. Nereye giderimden önce “gitsem ne yaparım?” endişesi ile etrafı dinlemeye ve araştırmaya başladım. Ayurveda ile bu süreçte bir tanıştım. Hindistan’da bir bilim olması ve beden terapiyi derinleştirmesi nedeni ile dikkatimi çekti. 10 yıldır reiki yapıyorum, 2 yıldır ise yoga. Yoga ile tanıştıktan sonra enerjimin yükselmesinden güç alarak beden terapi üzerine uzmanlaşmaya karar verdim. Maya Akademi’de Türkiye Beden Terapi Derneği başkanı Ayla Örsan’dan anatomi, fizyoloji ve uygulama içeren dersleri aldım ve mezun oldum. Uluslararası 608 sertifikasına sahibim. Üç senedir temmuz ve ağustos aylarında Ayurveda öğrenmek için Hindistan'a gidiyorum. Kuzey ve güneyi olmak üzere 17 farklı şehirde Ayurveda’yı deneyimledim. Puşkar bölgesinde özel bir terapi merkezinde “Beden Terapi”, Kochi’de yağların ısıtılması ve dinlendirilmesi eğitimi ve sertifikası aldım. Kerala bölgesinde özel bir doktor ile beden tipi testleri ve hesaplamalarını çalışarak Ayurveda eğitimimi tamamladım. Geçen sene Bangalore’da özel bir Ayurvedik merkezde pançakarma (detox) programını deneyimledim. Hindistan’dan getirdiğim kitaplar ve yayınlardan Ayurveda bilgimi derinleştirmeye devam ediyorum. Tüm bunların yeterli gelmeyeceğini düşünerek anatomi ve fizyoloji bilgimi derinleştirmek için 2. üniversite olarak Tıbbi Dokümantasyon Yönetimini bitirdim. Ayurveda’nın bir alanı olan beden terapiyi Türkiye’de konumlandırmak ile ilgili sporcular ve beyaz yakalılar ile çalışmalar yapıyordum. Şu anda pandemi nedeni ile odağımı biraz daha okumaya ve araştırmaya ayırdım. Bu dönemde Kemal Hamamcıoğlu ve Özen Yula’da yazarlık ve hikâye yazarlığı eğitimleri aldım. Hem Ayurveda’yı hem de yazmayı seviyorum, bu nedenle de Ayurveda deneyimlerimi ve bana kattıklarınızı sizlerle paylaşıyorum. Bunların dışında bir de profesyonel iş hayatım var. Halen DRD Filo Kiralama şirketinde Kurumsal İletişim Yöneticisi olarak çalışıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale