X

Ayrılıkla baş etme yolları: Ayrılık neden bu kadar canımızı acıtır?

“Ben birinin hiçbir şeyiyim.
En çok da bu koyuyor.
Ortak tek bir fotoğrafımız bile yok.
Bugünlerde ben adsız bir özlemim.
Yağmur yemiş bir deniz gibiyim.”

Atilla İlhan

Ayrılıklar da sevdaya dahil mi dersiniz? Biten bir romantik ilişki sonrasında pek çoğumuz kendimizi ilişkide olduğumuz halimizden daha az iyi hissederiz. Elbette bu durum ilişkiden ilişkiye değişir, fakat bitmesini istediğimiz bir ilişki bile olsa ayrılıklar beraberinde uzun zamandır girmediğiniz bir yola tekrar girmek gibi hissettirebilir ve kaygılanmamıza sebep olabilir.

Kendimizi bazen çok mutlu, huzurlu hissedip bazen de depresif bir ruh hali içinde (örneğin, kendimizi durup dururken ağlarken) bulabiliriz. Bu dalgalı duygu durumu çok ani ve sık bir şekilde de değişebilir, tek bir duygu içerisinde çok uzun bir süre de kalınabilir. Bu değişim sahip olduğumuz kişilik özelliklerimiz, çevresel etkenler, sosyal ilişkilerimiz gibi birçok etkeni barındırmaktadır.

İlişki ve ayrılık özelliklerinin ayrılık sonrasında yaşanan psikolojik stres ve yaşam doyumuna ilişkin değişimlerin analiz edildiği bir araştırmada bir ya da daha fazla ayrılık yaşayan katılımcılardan aldıkları verileri kullanarak 8 alt etmen ortaya konulmuştur (Atkins, Kamp Dush, Markman, Rhoades, & Stanley, 2011).

Bunlar; ilişkinin kalitesi, ilişkinin uzunluğu, birlikte yaşama durumu, evlilik planı, birlikte sahip oldukları çocuk durumu, ayrılık sonrası bağlantı halinde kalma, birlikteyken duyulan ayrılma arzusu ve yeni biriyle beraber olmaktır. Bu araştırmada ayrılma arzusu dışındaki tüm etmenler anlamlı bulunmuştur.

Romantik ilişkinin sona ermesiyle psikolojik stres seviyesi artmaktayken, yaşam memnuniyetinin azaldığı belirtilmiştir (Atkins, Kamp Dush, Markman, Rhoades, & Stanley, 2011). Özellikle ayrıldığımız kişiyle ortak bir çocuğa sahipsek, birlikte yaşıyorsak, ayrılık sonrası bağlantıda kalmaya devam ediyorsak, ilişki içindeyken kaliteli bir ilişkimiz olduysa stres yaşama durumumuz, yaşamdan zevk almama ve depresyon gibi bağlantılı ruhsal durumların beraberinde gelme olasılığı artmaktadır.

Tüm bunlar bir yana aslında ayrılmak insan yaşamının doğasında var. Doğumumuzla birlikte fiziksel olarak annemizden ayrılmakla başladığımız bu süreç hayat boyu devam etmekte. Arkadaşlarımızdan ayrılmak, yaşadığımız şehirden/ülkeden ayrılmak, sahip olduğumuz işten ayrılmak, sevdiğimiz kişilerden ayrılmak , sevdiğimiz bir eşyayı kaybetmek, hayallerimizden kopmak gibi… Bu ayrılıklar listesi uzar gider. Ayrılıkla karşılaştığımızda bir yanımızda güvenli alanımız dururken diğer tarafta yeni bir bilinmezlik, yeni bir yol, korku ve yeni heyecanlar belirir. Hangi yoldan gideceğimize nasıl karar veririz?

Eğer çocukluğumuzda ebeveynlerimizle güvensiz veya kaygılı bağlanma yaşadıysak, ne olursa olsun ilişkiyi bir türlü bitirememe, tekrar tekrar aynı kişiye dönme gibi davranışlar sergileyebiliriz. Bir yandan da kendimize olan güvenimizi kaybetmeye ve değersizlik hissine kapılabiliriz. “En iyi yol, bildiğim yoldur” diyerek bile bile uçuruma atabiliriz kendimizi.

Eğer bebekken ebeveynlerimizle güvenli bir bağlanma yaşadıysak, yaşadığımız olumsuz durumlarla daha rahat bir şekilde baş edebiliriz. Romantik ilişkide olduğumuz kişi yanımızda olmadığında da kendimizi güvende hissetmenin bir yolunu bulmaya eğilimli oluruz.

Yetişkinlikte yaşadığımız olumsuz durumlarda da bu güvenli alana (genelde bu alan ailemiz olabilir) geri döneriz. Yeniden bir şeylerle baş etme gücünü hissettiğimiz zaman tekrar yola koyuluruz. Bağlanma şeklimiz ne olursa olsun bir şeyleri değiştirmek ve onarmak için her zaman şansımız vardır. Böyle zamanlar ne kadar zor görünse de bir şeyleri onarmak, yeni yollar denemek, değişim yaşamak ve yaratıcı olmak için bu süreç bir fırsat olabilir.

Kendimizi desteklemeyi, önemsemeyi ve ihtiyaç duyduğumuzda güvendiğimiz kişilerden, sosyal çevremizden yardım isteyebilmeyi öğrendiğimiz zaman ayrılık gibi zorlu durumlar artık bizi o kadar da korkutmayacaktır.

Kaynak
Atkins, G. K., Kamp Dush, C. M., Markman, H. J., Rhoades, G. K., & Stanley, S. M. (2011). Breaking Up Is Hard to Do: The Impact of Unmarried Relationship Dissolution on Mental Health and Life Satisfaction. Journal of Family Psychology, 25, 366-374.

İlginizi çekebilir: İlişki, bağlanma, bağımlılık: Sizin ilişkileriniz nasıl?

Merve İnaç: Merhaba ben Merve İnaç. Klinik psikolog ve psikoterapistim. 2012 yılında Atılım Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldum. Hemen sonrasında Hasan Kalyoncu Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı’nı tamamlayarak uzmanlığımı aldım. Kariyerimin uzun dönemini Unhcr ve Unicef’in farklı projelerinde sığınmacı ve göçmenlerle çalışarak geçirdim. Bu süreç içerisinde Bilişsel Davranışçı Terapi ve Transaksiyonel Analiz Terapi eğitim ve süpervizyonlarımı tamamladım. Son yıllarda Mindfullness, Aile Dizimi ve Sanat Terapi ve varoluşçu yaklaşımlar üzerine eğitimlerimi tamamlamaktayım. Psikolojinin farklı bakış açılarından aldığım bu eğitimleri benimsediğim bütüncül bakış açısıyla birleştirerek danışanlarımın ihtiyaçlarına göre eklektik çalışmayı tercih ediyorum. Bana merveinac@hotmail.com e-posta adresimden ulaşabilirsiniz.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale