Ayrılık acısının ardından yapmanız gereken en önemli şey: Harekete geçmek

Hayatta başımıza gelen herhangi bir değişiklik veya kayıp bizi mağdur yapmayabilir ancak bizi şaşırtır, hayal kırıklığına uğratır ve harekete geçmekten alıkoyabilir. Oysa hayatta nerede olduğunuz ve ne yapmakta olduğunuzdan bağımsız olarak, her zaman bir seçimde bulunabilir ve daha farklısını tercih edebilirsiniz.

Aslında hepimiz, başımıza gelen durumlar karşısında karar verme gücüne sahibiz.

Hepimiz, canımızı yakan insanlara karşı “Yeter” deme gücüne sahibiz.

Hepimiz, bizim dışımızdaki şeyler için sürekli çabalamak yerine kendi içimize dönüp, bazı şeyleri geride bırakma gücüne sahibiz. Her şey aslında seçimlerden ibaret.

Başınıza gelen can sıkıcı durumlara rağmen harekete geçmek aslında bir tercih. Ancak bu tercih her zaman kendiliğinden gelmiyor, buna bilinçli olarak karar vermeniz gerekiyor. Bahar ayları da hayatınızda yeni bir sayfa açmak, eskiyi geride bırakmak, değişiklik yapmak için güzel bir fırsat…

Birini kaybettikten veya hayatınızda ummadığınız bir değişiklik yaşadıktan sonra kendini berbat hissetmek son derece normal ve hatta sağlıklı bir durum. Ağlamak, öfkelenmek, depresif hissetmek, enerjisini kaybetmek, dalgın ve unutmak olmak birçoğumuzun yaşadığı duygular. Bu aslında normal bir döngü. Böyle dönemlerde “daha iyi olma” kurallarını yıkmak son derece normal. Bir adım ileri gidip sonrasında iki adım geri gelmek de normal bir durum.

Ayrılığın aşamalarını sıralamak ise birçok uzman tarafından tercih edilmeyen bir tanımlama çünkü bu, ayrılığın bıraktığı duygular arasında lineer bir geçiş süreci olduğu algısı yaratıyor. Oysa gerçekte bu aşamalar arasında bir akış yaşanması oldukça nadir bir durum. Aynı kişi, aynı aşamayı birden fazla kez geçebilir.

Aslında hangi aşamada olduğunu çok da önemli değil. Önemli olan ayrılığın ardından bir an önce harekete geçmeniz ve hayatınıza devam etmeniz. Bir karar vermeniz gerekiyor. Bilinçli, duygularınızdan arınmış bir karar vermeli ve sayfayı çevirmelisiniz.

Bu kararı vermeden önce de yasınıza ve duygularınıza hak ettiği saygıyı sunmalısınız. Eski sevgiliniz veya eşiniz korkunç bir insan olsa da, hayalleriniz yıkıldığı için aslında değerli bir şeyi kaybetmişsinizdir. O hayallerin yasını tutmalısınız. Ayrıca yaşadığınız kişiyle paylaştığınız ev, evcil hayvan veya başka eşyalarınızı kaybetmiş olmanın da yasını tutmalısınız. Kitaplar okumalı, başkalarıyla paylaşmalı ve üzüntünüzü yaşamalısınız.

Ağladıktan, öfkelendikten, sesinize tahammül edemeyecek seviyeye gelene kadar başkalarına dert yandıktan, kimseyle görüşmeden evde oturduktan, spora ara verdikten, zararlı ne varsa yedikten, yanlış insanlarla vakit geçirdikten sonra “Artık yeter” deme vakti gelir. İşte o zaman, bulunduğunuz sayfayı çevirmeli ve bir sonraki aşamaya geçmelisiniz. Böyle durumlarda birçok insan “Şimdi ne olacak? Ben ne yapacağımı bilmiyorum” sorusunu sorar.

İşte artık uyanma vakti. Yeniden spora başlayın, alkolü ve sigarayı bırakın, yeni birini bulmak için fırsat kollamaktan vazgeçin. Sessizlik bazen tuhaf gelebilir. Sessizliğin tadını çıkarın. Yalnızlığı, kendinize odaklanmak için bir yol olarak kullanın. Dikkat dağıtan her şeyi etrafınızdan uzaklaştırın. Kendinizi dinleyin. Belki yeterince güçlü olmak için önce kendinizi dinlemeniz gerekiyordur. Eğer izlemediğiniz halde televizyon açıksa, onu kapatın. Huzurunuzla barışın. Aslında etraftaki sessizlik, hayatınızın akışının sessizliği.

Bilinçli olarak yapmanız gereken tek seçim; değişim. Harekete geçmeniz lazım ve bu kararı bilinçli olarak vermeniz lazım.

Kaynak:
Psychology Today

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!