X

Aynalık yapmak ne demektir: Başınıza gelenler, neden başınıza geliyor?

Bazen sizin de kendinize dönüp “Bu tip insanlar hep de beni buluyor, ben mi talihsizim?” diye sorduğunuz olmuyor mu? Ya da birisinin size karşı davranışının bütün gününüzü mahvettiği, sinirinizin bir türlü geçmediği günler? Peki bunlar neden sizin başınıza geliyor? Gerçekten talihsiz misiniz, karşınızdaki suçlu mu; yoksa başka bir şeyler mi dönüyor?

Bu soruları dönem dönem hepimiz kendimize soruyoruz. Bülent Ortaçgil’in şarkısında söylediği “Anlamak çözmeye yetmez” mısrası gibi bazen de bu soruları sormak cevabını bulmamıza yetmiyor. Ben bu sorunun cevabı hakkında size bir ipucu vermek istiyorum: O insanlar, sizin moralinizi bozan ve sizi sinirlendiren kişiler, size “aynalık yapıyor.”

Çevremizdeki insanların bize aynalık yapması kavramına geçmeden önce, günlük hayatımızda sıkça kullandığımız aynanın görevini kısaca düşünelim. Ayna, karşısında olan nesneyi, kişiyi kısacası ne varsa onu yansıtarak bizim gözümüzle görmemizi sağlar. Benim bahsedeceğim kavramda da aynı mantık söz konusu. İnsanlar, aynalar gibi karşısındakini görsel olarak göstermese de; duygusal ve enerjisel olarak karşısındaki insanın kendisini görmesine yardımcı olur. Bu aynalık durumundan sonra da rahatsız olduğunuz o konuyla ilgili kendinizde göreceğiniz gerçekler gün yüzüne çıkar: ya hoşunuza gitmeyen davranışı bir şekilde siz de yapıyorsunuzdur ya da bu davranışın hoşunuza gitmediğini ifade zorluğu yaşıyorsunuzdur.

İlk olarak, hoşunuza gitmeyen bir davranışın bir şekilde sizde de bulunduğuna ve bu sebeple karşınızdaki kişinin bu özelliğinden hoşlanmadığınıza örnek vermek istiyorum. Bir süre önce, bir şey anlatırken karşımdaki kişinin beni dinlemediğinden dolayı şikayet ediyordum. Benim için önemli olan bir konudan bahsederken ya birisi araya giriyor ya da aralarında başka bir şey konuşuyorlar ve beni dinlemiyorlar gibi geliyordu.

Aynalık yapma konusunu öğrendiğimde “Yok canım” dedim kendi kendime. Ben herkesi dinlerim, onlara konuyla ilgili sorular sorarım diye düşündüm. Uzunca bir süre sonra bir gün fark ettim ki kafam meşgulse ve birisiyle telefonda konuşuyorsam onu dinliyormuş gibi görünsem de içten içe kendi konumu düşünüyordum.

Bunu ilk farkettiğimde bayağı etkilenmiştim, ben herkesi dinliyorum diyip bu zamana kadar hep karşımdaki kişiyi suçlarken böyle bir aydınlanma yaşamıştım. O günden sonra, mesela annem aradığında onu daha dikkatli dinlemeye çalıştım. Kafamda iş konuları dolansa da şu anda konuşuyorsak bu zamanı ikimiz için de en verimli şekilde geçireceğim diye kendimle anlaşıp bu anlaşmaya uygun davrandım.

Bir anda tabii ki de büyük bir değişiklik yaşanmadı, ama ben bunu fark edip üzerinde çalıştıkça hem karşımdaki kişiler o samimiyeti ve dinleniyor olma duygusunu hissetti, hem de ben kendimi tümüyle o konuya odaklayarak bana derdini anlatan kişiye bir fayda sağlamanın huzurunu hissettim. Eskiden yakındığım dinlenmeme anlarının da eş zamanlı olarak azalmaya başladığını gördüm. O değişimi bizzat görmek beni çok heyecanlandırdı açıkçası… Demek ki evrenin bu küçük tüyosunu öğrenip ona göre hareket edince şikayetlerimiz azalıyor ve hayatımızı değiştirmek için söz sahibi olabiliyorduk.

İkinci örnekte ise düşünün ki buluşacağınız bir arkadaşınız birlikte kararlaştırdığınız saatte gelmedi ve yirmi dakika boyunca onun gelmesini beklediniz. Beklerken içten içe kızdınız, sinirlendiniz çünkü dakiklik sizin çok önemsediğiniz bir konu. Bunca önemine rağmen o geldiğinde geciktiği için sizden özür diledi ve siz sadece “Önemli değil” dediniz. Aslında tam tersini düşünüyorsunuz ama özür diledikten sonra “Hadi konuyu uzatmayayım, şimdi ayıp da olmasın” diye düşünerek o yirmi dakika boyunca sinir olmanızla kaldınız. Bir hafta sonra iş yerinizde bir toplantınız vardı ve katılımcılardan birisi önemli bir projenin, toplantısı olmasına rağmen on beş dakika geç kaldı. Oysa ki konu takibi için zamanında toplantıda olması gerekiyordu ama toplantıdan sonra “Nasıl olsa geçti” diye herhangi bir şey söylemediniz.

Şimdi bu örneğe baktığımızda ilkinden biraz daha farklı. Konunun sizin için çok değerli olduğu, ama etrafınızdaki bu değere saygı göstermeyen kişilere sizin için bunun öneminden bahsetmediğiniz gerçeği var. Ve siz bahsetmedikçe emin olabilirsiniz ki benzer olaylar karşınıza çıkmaya devam edecek. Ta ki siz ifade edene kadar… Siz bir kere ifade ettiğinizde karşınızdaki kişiye kendi sınırlarınızı göstermiş ve değer yargılarınıza sahip çıkmış olacaksınız. Siz bunu ifade etmeye devam ettikçe de olaylar sizin verdiğiniz değere uygun şekilde değişmeye başlayacak. Ya bu kişiler size saygı gösterip bundan sonraki buluşmalara ve toplantı saatlerine daha dikkat edecek ya da bir şekilde etrafınızda bu şekilde davranan kişi sayısı azalacak. Çünkü artık çevreye yaydığınız enerji ve duygular değişti, ve bu değişikliğe uygun şekilde aynalık eden kişiler karşınıza çıkmaya başlayacak.

Her iki örnekteki durumda da gördüğümüz gibi sürekli aynı kişiler ve olaylarla karşılaşıyor olmamız tesadüf değil ya da sizin talihsiz olduğunuzu göstermiyor. Aksine size sizinle ilgili mesaj iletiyor. Bu sebeple size aynalık eden kişilere teşekkür etmeli ve onları affetmelisiniz. Çünkü onların sayesinde kendinizin daha üst versiyonuna ulaşmış oluyorsunuz. Birkaç kez bu farkındalığı yaşayıp davranışlarınızı dönüştürebildiğiniz noktada, bu aynalık durumunun sizin için muhteşem bir fırsat olduğunu anlayacak ve evrenin bu mükemmel işleyişine hayranlıkla tanık olacaksınız.

İlginizi çekebilir: Sözcüklerin yaşamınız üzerindeki yaratıcı gücü: Ağzınızdan çıkanlara dikkat!

Sibel Okan - moment by Sibel: Merhaba ben Sibel. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunuyum. Daha önce özel sektörde pazarlama alanında çalıştım. Mühendislik eğitiminin bana katmış olduğu analitik düşünce yapısı ve süreç yönetimi bilgisinin yanı sıra, Hamburg'da 5 ay boyunca yaşama fırsatı bulduğum Erasmus programı ve yelkencilik deneyimi okulumun bana verdiği en keyifli hediyeler. Üniversite hayatından özel sektördeki iş hayatına geçtiğim ilk yıllarda, mutluluğu arama yolunda tanıştığım enerji dengeleme deneyimi, farkındalığımın artmasına ve içimdeki yaratma gücünü daha derinden tanımama vesile oldu. Çıktığım bu yoldaki tüm deneyimlerimde ortak öğreti "anda yaşamak" oldu. Daha mutlu bir Sibel'e dönüşmek için anda yaşamanın yollarını keşfederken edindiğim bilgileri olabildiğince çok kişiyle paylaşarak herkesin kendi yaşamına uygulayabileceğini göstermek ve ilham olmak isteğiyle farklı bir yolda ilerlemeye karar verdim. Mindfulness temelli yoga ve meditasyon eğitmeni, mindfulness koçu olarak; tüm servislerimi tek bir çatı altında topladığım moment by Sibel markamla anda yaşamak için farklı yollar keşfetmenize alan açıyorum!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale