X

Aşkta ısrar etmek bugüne kadar açılamayan kapıları açar mı?

Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın, ya siyahı, ya beyazı seçeceksin.” Şems-i Tebrizi

Bazılarımız vardır hani bir deyişte söylendiği gibi “zoru gördüğünde döndü gitti” şeklinde davranabilir. Bir de bir diğer grup vardır ki yıllarca aynı noktada bekler durur; ısrar eder, tekrar dener, yeniden dener… Olmaz olacağını bilse de yine de illaki onu ister. Başlıkta paylaştığım gibi “açılmayan” kapının hemen başında bekler, “bir gün elbet açılacak” der.

Denediğimizde ve sadece bir kez denediğimizde olmayan bir şey için neden yeniden emek verelim?

Evet, bunu hayatımızın birçok farklı yerinde görmekteyiz. Örneğin bir işe girmeyi çok istiyorsak, bir üniversitenin belirli bölümüne girmeyi çok istiyorsak, bir yarışmayı kazanmayı çok istiyorsak, bir seçmede seçilen “kişi” olabilmeyi çok istiyorsak, bir ülkeyi görmeyi çok istiyorsak ve bunun için gerekli bütçeyi bulmamız sadece bir yarışmada derece almayı gerektiriyorsa… İşte bu örneklerde hep ısrar etmek kavramı önceliklidir; ısrar ederek çalışan olmak, seçilmese de yeniden deneyen olmak, bir kez daha isteyen olmak, bir kez daha moral bozmadan bakabilen olmak, korkmadan ve tekrar ret edilecek olsa bile bunu da göze alarak isteyen olabilmek…

Bazılarımız şunu söyleyebilir, olmayacak bir şey için neden ısrar edelim? Denediğimizde ve sadece bir kez denediğimizde olmayan bir şey için neden yeniden emek verelim? Başka bir yola saparım ve bu yolda farklı bir şey denemeyi tercih ederim. Belirli bir kısmımız ise her ne yaparsak yapalım, başına ne gelirse gelsin ısrarla oldurmaya çalışan olacaktır.

Ben bu yazımda işte bu yaklaşımdan hemen dönüp gitmeyenlerden olalım istiyorum sizlerle. Aşk için biraz ısrar edelim istiyorum, biraz beklemeyi bilelim. Hani düştüğümüzde, reddedildiğimizde, kapılar yüzümüze kapandığında da “ben sevdim, sevdiğim için, sevdiğim kişi için yaptım” diyebilenlerden olalım istiyorum. “Herkes bana deli dese de ben bildiğimi okumaya devam ettim, sevdiğimi olduğu gibi söylemeye ve henüz bana açılmamış olan o kapının önünde o kapının ardında durana, burada olduğumu her gün hissettirerek durmaya devam ettim” diyebilelim istiyorum…

Aşk için biraz ısrar edelim istiyorum, biraz beklemeyi bilelim…

Hayatımızdaki tüm yarışmalardan, çalışarak eriştiğimiz başarılardan ve emek vererek geldiğimiz noktalardan farklı olarak aşk aslında olduğunca bağımlı ve bağımsız değişkenleri içerir; bağımlıdır çünkü gerçekten sevmek vereceğimiz uğraşı, o ısrar etmek gücümüzü, o ısrar etmek halimizin sabrımızın sınırlarını da etkileyecektir. Diğer yandan bağımsızdır çünkü diğer kişiyi de değişken olarak süreçte kapsamaktadır; her ne kadar ısrar ediyor olursak olalım her ne kadar inanıyor olursak olalım her ne kadar biliyor olursak olalım yine de o diğer kişinin özgür iradesi bizim muhteşem ısrarımızdan ve sevgimizin gücünden bağımsızdır…

Peki bugün etrafımda gördüğüm birçok ilişkide her iki tarafın da ısrar etmekten sevgiyle durmaktan en önemlisi “emek vermekten” o diğer kişi kapıları kapattığında ve işte ilişki bir “teste” tabi olduğunda çekip gittiklerini görmekteyim; sonuç olarak ise “olmadı ayrıldık” cümlesi oldukça kolay söylenivermekte…

Bu durumları düşünüyorum, eğer kişilerden bir tanesi bile “arkasını dönmek” için bu kadar acele etmeseydi, bu derece ısrarsız davranmasaydı, belki denemeye çalışsaydı, belki anlamaya çalışsaydı, belki sakince uzaktan baksaydı, belki bulunduğu nokta hala “sev” diyorsa egosunu bir kenara bırakarak orada durmaya durabilmeye devam etseydi ne olurdu? Biz bugün olduğu üzere bir ilişkiden diğerine tabiri yerindeyse “jet” hızıyla geçebilen bir hale daha geç mi gelirdik?

Ben bu yazımda işte bu yaklaşımdan hemen dönüp gitmeyenlerden olalım istiyorum sizlerle.

Bakın sevgili Mustafa Kartal güzel eseri İzin Ver Olsun ile ısrar etmek kavramını, inancı, ısrarla düşünmeyi, ısrarla hayal etmeyi, ısrarla emek vermeyi nasıl yorumluyor:

…Kişi kendini mutlu edecek küçücük bir şey bulup onu düşünmeye başladığında, Çekim Yasası onun düşünebildiğinden çok daha fazlasını ona çeker. Sadece odaklanmayı, bir süre ısrarlı bir şekilde sürdürmek esastır. İstediğiniz şeyi ne kadar düşünürseniz, o kadar olumlu duygu yaratırsınız. Ne kadar olumlu duygu yaratırsanız, gerçek ihtiyacınız olan istediğiniz şey hakkında düşündüğünüzü o kadar iyi bilirsiniz. Böylece hangi yöne akmak istediğinize istemli ve bilinçli olarak siz karar verirsiniz.

Bugün ilişkilerinizde, sevginizde, aşk olmaya istekliliğinizde yeterince “ısrar” etmekte misiniz? Vazgeçmeden beklemeye ve aşk kadar kutsal bir şey için yeterli “emeği” vermeye razı mısınız? Sınırlarınızı aşmaya, kapılar önünüzde bir anda açılmıyor olsa bile sevdiğinize “burada” olduğunuzu hissettirecek kadar yürekli misiniz? Sevdiğinizi sizinle buluşturacak olan istemek fiiline yeterince zaman vermeye, bunun için gerekeni yapmaya gönüllü müsünüz? Veya “bu aşk olmadı” diye düşünerek kapıyı sadece bir kez çalıp da dönüp gidecek misiniz? İçeride olanı almak üzere kurduğunuz hayalleriniz bu derece “geride bırakılabilir” mi? Eğer yanıt evet ise, yeni yolunuzda kolaylıklar dilemek düşer bizlere…

Ve eğer yanıtınız “hayır, ben bu kapıyı defalarca daha çalmaya emek vermeye ve ısrarla hayal etmeye hazırım” diyenlerdenseniz; o kapı elbet ve umarım bir gün doğru zamanda doğru şekilde sizler için açılır… Yeter ki siz vazgeçmeyin, yeter ki içinizde yanan alevlerin bir hayır ile sönmesine izin vermeyin ve yeter ki siz kapının kapalı olduğu an da bile sadece “sevmek” düşüyle yanmaya devam edin…

 

İlginizi çekebilir: Aşkta sahiplenmek: Sahip olmakla aşk olur mu?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale