X

Aşk hiç biter mi?

Bundan yıllar önce saatlerce oturup bu soruyu düşünmem gerekmişti… “Nereden çıktı Pınar yine bu konu” diyebilirsiniz, ben de bilemiyorum, kelimelere dökülmesi gerekenler olduğuna inanıyorum sadece… Peki birlikte yüksek sesle şimdi sizler bu yazıyı okurken ben daha bu yazının geri kalan kısmını bile yazamamışken, yüksek sesle tekrar edelim; aşk hiç biter mi?

Gelin birlikte cevaplayalım, kocaman bir “hayır”la, aşk hiç bitmez… Tekrar tekrar sormuştum diye yukarıda belirtim. Neden? Sonsuz bir aşk içindeyim diye bilmiştim, yıllar yılı boyunca, aşk diye bildiğim çok sevdiğim aşk olduğum bir adam vardı… Bu adam gecemdi, gündüzümdü, gözümü açtığım andı, sevdiğimdi, arkadaşımdı ve can yoldaşımdı. Sonra benim eşim oldu bu adam… Ve daha sonra ise dünyaya küsmek halime sebep olan, kapıları kapatmama, karanlıklara saklanmama, hayatı, anlamı, varlığımı ve evet aşk biter mi diye sorgulamama sebep…

Bana cevap vermişti oysa, çok düşündüğünü söylemişti bir kez, evet aşk bitmezdi de, bizler değişirdik işte bal gibi… Biz değişince de o can-ım aşk dönüşüp de var olmaya devam eder miydi? Bu yaşananların hepsini sindirmişken, bu yaşadıklarımız ayrılıklarımız, savrulmuşluklarımız, ilişkiye karışan “diğer” renkleri de hesaba katıldığında aşk nerede kalırdı?

Bu kadar kolay değil tabiki aşk hiç biter mi sorusuna cevap vermek… Şimdi yıllar yıllar sonra yeniden baktığımda şunu görüyorum (tabii ki çok daha olgunlaşmış olarak, affetmiş olarak, geride bırakmış olarak, olanı sevmiş olarak, iyi veya kötü yargısını çoktan aşmış olarak, ve tabii ki bugüne gelebilmek için kendini dünyaya vurmuş, kilometrelerce yol koşmuş olarak); aşk hiç bitmiyor… O iki kişi arasında o zamanda “asılı” kalıveriyor… Evet hikayeler ve kişiler değişiyor ama her ne olursa olsun o “aşk” anları o bıraktığımız güzel noktada kendileri gibi yani “aşk” hali ile olmaya devam ediyorlar…

Ne demektir bu, bu kolumda yazan “in vino veritas” cümlesinin yazılı olduğu muhteşem Cunda sokağında çok sevdiğim o adam ile yaşadığım bir “aşk” anını değiştirmeye yetmiyor… İşte ilişkilerimiz bugün her ne aşamada olursa olsun, “aşk” anlarımız, aşklarımız ve aşk olduklarımız o zamanda o yerde o boyutta bir şekilde aynı olağanüstü hal ile durmaya devam ediyor… Aşk hiç bitmiyor…

Ne yazık ki bizler işte aşk ile aramıza her ne yaşanmış olursa olsun kin, nefret, hayal kırıklığı veya üzüntülerimiz gibi titreşimi düşük olan, aslında ‘’aşk’’ olmak haline hiç yakışmayan bu duyguları koyduğumuzda o “aşkın” güzelliğini de unutuveriyoruz, yadsıyoruz ve hak etmediği şekilde indirgemiş oluyoruz… Aslında aşk “kişi” bazlı bir kavram değildir, aşk muhteşem bir enerji akışı halidir, kendimizi bulmaktır, yaradana yakın olmaktır… Tam anlamıyla hissetmektir, yaşadığımızı, varlığımızı ve kalbimizin muhteşem sınırsızlığını… Aşk işte bu yüzden sınırsız bu yüzden hiç bitmiyor; onu “kişiler ile sınırlandırıp” da sadece bir kişinin davranışına göre, bizi aldatıyor olmasına göre, boşanmak istiyor olmasına göre, ilişkiyi sonlandırmak istiyor olmasına göre veya mutsuz ediyor olmasına göre “bitiriveriyoruz”. Aslında biten “aşk” olmuyor, biten bizim iki kişiye ait olan “zamanımız” oluyor…

Bu hafta okuma fırsatı bulduğum Adem Suad imzalı muhteşem eser 100 Meşhur Aşk’ tan Aşk Hiç Biter Mi? Sorusuna yanıt olacak bazı bölümleri paylaşmak istiyorum;

  • Meral Okay ve Yaman Okay isimli kısımdan (Meral Okay’ın sözleri ile):

“… Aşk kendinden vazgeçme halidir, kendi benliğini ezmeden”biz” olabilme halidir. İnsan egosu, denetlenmesi en güç olan şeydir. Bunu ancak aşk becerebilir, sadece aşk ile üstünden atlayabilirsiniz. Biz, birbirimize karşı çok saygılıydık; mesleklerimiz ve bunun gerektirdiği fedakarlık hallerinde hele daha da çok saygılı ve yol açıcı davrandık hep. Ee bazen de sıkılırdık, hele üç beş aydır bir aradaysak birbirmizin gözüne bakardık, önce kim gidecek diye, böyle nefes molaları da verirdik. Döndüğümüzde yepyeni bir enerji ve hasret bekliyor olurdu bizi. Aşk bazen de bir kıyamama halidir.

…Böyle, bir şölen gibi, bir luna park gibi sevdalık yaşayınca, bu görkemi taşımayan her şey bir çadır tiyatrosu gibi geliyor insana. Bu ateşle yanma hali, o kadar derinden için için yanıyor ki dönüp bir başka ölümlüyü yakmaya içi el vermiyor insanın. Yaman’la her günümüz Sevgililer Günü’ydü… Eşine bu kadar çok çiçek getiren bir adamı daha analar doğurmamıştır. Biz birçok defa sabah uyanıp birlikte gün doğumunu seyreder, ne bileyim, Çingene vapuruna binip sabah erken Boğaz’ı turlardık…”

  • Ahmed Arif ile Leyla Erbil:

…Tek şiir kitabı “Hasretinden Prangalar Eskittim” ile edebiyat dünyasının unutulmaz isimleri arasında gelen Ahmed Arif, Leyla Erbil’e büyük bir aşkla bağlıydı…

Evet, körkütük aşık bir Ahmed Arif yazmıştı bu mektupları, aşkına karşılık bulma umuduyla ya da hayata tutunabilme güdüsüyle… Leyla Hanım, bu mektuplaşmalarda dostluk sınırını çizmiş ve bu sınırı gün geçtikçe derinleştirmişti.

  • Beethoven ile Ölümsüz Sevgilisi:

…Ludwig van Beethoven, hiç evlenmedi. Ama çevresinde kendisine yakınlık gösteren epeyce kadın vardı. Öldükten sonra çekmecesinde “ölümsüz sevgiliye…” diye başlayan bir mektup bulundu. Kimdi bu ölümsüz sevgili?

…İşte Beethoven’ın Ölümsüz Sevgili’ye yazdığı mektuptan bir kesit:

“Meleğim, bana posta arabasının artık her gün gittiğini söylediler. Bu yüzden mektubu bir an önce kapatmalıyım ki sen de bir an önce alasın; sakin ol, sadece var oluşumuzu sakin bir gözden geçirmeyle beraber yaşama amacımıza ulaşabilir miyiz? Huzurlu ol; beni sev, bugün, dün, gözyaşlarıyla dolu özlem, senin için; senin için hayatım, her şeyim, elveda…”

  • Bülent Ecevit ile Rahşan Ecevit:

Bülent Ecevit hayatı boyunca yanından hiç ayırmadığı Rahşan Ecevit’le, Robert Koleji yıllarında tanışır.

…Bülent Ecevit’in, ‘’Rahşan’a’’ adlı hitabıyla 1980’de yazdığı ‘’El Ele Büyüttük Sevgiyi’’ adlı şiirdinden bir bölüm:

“Elele büyüttük sevgiyi, birlikte öğrendik seninle avucumuzda yüreği çarpan bir kuşa sevgiyi,

El ele duyduk kumsalda denizin milyon yılda yonttuğu taşa sevgiyi

…El ele büyütüp el ele derdik, el ele verip insana verdik, verdikçe çoğalan sevgimizi…”

  • Franz Kafka ile Milena (Milena’ya Mektuplar eseri beni oldukça etkileyen bir aşk hikayesidir):
Franz Kafka / Milena

…Kafka’nın Milena’ya duyduğu aşk hem çok büyük hem de çok hüzünlüdür aslında. Şöyle dile getirir bunu yazar: “En çok seni seviyorum diyorum ama gerçek sevgi bu değil sanırım, sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki…” Bu iki insan, birbirlerine duydukları arzuyu, zihinsel bir yolculuk olarak yaşarlar.

İlişikilere birçok son yazılabilir, mutlu veya hüzünlü, birliktelik veya ayrılık içeren, iyi veya kötü olarak nitelendirilen… Fakat işte “aşk” için bir “bitmek” hali mümkün değildir, evet “aşk hiç bitmez”…

“Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir. Aşk gözle değil, ruhla görülür…” Shakespeare

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale