X

Aşk gerçekten beraberinde mutsuzluk mu getiriyor?

Herkesin en az bir defa hissettiği aşk olgusunun bedenimizde ve ruhumuzda genleşip bizi değiştirdiğini, hatta olduğumuzdan daha kaygılı kişiler yaptığını söyleseler ne hissederdiniz? Büyük ihtimalle hak verirdiniz. Yapılan araştırmalara göre aşk, halk arasında mutluluk hormonu olarak bilinen seratonin hormonunu düşürüyor, yerine heyecan ve adrenalin hormonu olarak bilinen dopamini vücudumuzda daha çok salgılatmaya başlıyor. Bu da kişiyi daha kaygılı ve heyecanlı bir ruh halinin içine sokuyor. Kişilerin bu hormonun verdiği enerji ile hızlı ve mantık dışı düşünme yeteneği artarken, iç huzurunu kaybetmesi aşkı yorucu ve şiddetli bir hale sokabiliyor. Peki tüm bunlar bir ömür mü sürüyor yoksa belli bir süresi var mı? Güzel haber; evet var! Aşkın ömrü yapılan araştırmalar sonucunda ortalama 2.5 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süreci olabildiğince hasarsız atlatan kişilerin seratonin düzeyleri yükselmekte, dopamin düzeyleri olağan haline dönmektedir. Geçen süreçte güvenli bağlanmayı başarabilmiş çiftler daha huzurlu hissedecek, aşk yavaş yavaş yerini alışkanlığa, çiftlerin daha güvende hissettikleri belli bir rutine bırakacaktır. 

Peki nedir bu güvenli bağlanma. Aslında  bağlanma serüveni doğumumuzla başlayan ve birincil bakım veren kişiyle kurduğumuz (bu çoğunlukla anne oluyor) ilişkiyle başlıyor. Kişinin ‘‘güven’’ duygusunu sağlıklı bir şekilde tanıyıp geliştireceği yer ilk olarak bu birincil bakımı veren kişi oluyor. Elbette her zaman bu bağlanma sağlıklı olmayabiliyor. Eğer kişi yaşamının erken dönemlerinde, terk edilme korkusuyla büyürse veya bakım veren kişiyle sağlıklı bir ilişki kuramazsa, kaygılı bağlanma dediğimiz yapı ortaya çıkıyor ve bu yapı yetişkinlikte de ikili ilişkilerine yansıyor.  Bu yapı kişinin huzursuz, sorgulayıcı, kontrolcü bir yapıya sahip olmasıyla sonuçlanıyor. Az önce bahsettiğimiz üzere dopaminin artması bu davranışları normalden daha şiddetli bir hale getirebiliyor. İyi haber ise bu tarz davranışlara sahip kişi, en az maruz kalan kadar rahatsızlık duyuyor ve değiştirmesi gerektiğini biliyor. Kişi bu durumu bir uzman yardımıyla çözebileceği gibi bizim self-help olarak adlandırdığımız kişinin kendi kendini eğitmesi ve kişisel gelişimini arttırması da güzel bir başlangıç olabiliyor.

Self-help konusunu başka bir yazıya bırakarak, şimdi kısaca güvenli bağlanmadan bahsetmek istiyorum: Güvenli bağlanma kişinin kendisine duyduğu saygı ve güven doğrultusunda gerçekleşir ve ilişkilerinde de karşısındaki kişiye aynı saygı ve güven ile yaklaşır. Bu bağlanma şemasında gereksiz kaygı, ilişkinin geleceğine dair umutsuzluk, negatif düşünceler gibi unsurlar barınmaz. Kişiler birbirlerinin özel alanlarına yani sınırlarına saygı duyar, beraber geçirdikleri zamanı kaliteli ve huzurlu yaşarlar. Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler affetme konusunda sıkıntı yaşamazlar, zihinsel esnekliğe sahiptirler, cinselliği ve duygusal yakınlığı beraber yürütebilirler, kendilerine ve partnerlerine dair olumlu düşünceleri vardır, şüphe duymazlar. Bu özellikleri kendinizde göremediğinizi düşünüyorsanız muhtemelen bağlanma stiliniz güvenli değil. O halde güvenli bağlanmaya zihninizi ve ilişkilerinizi hazırlamak için yapmanız gereken birkaç değişimden bahsedelim:

  • Kalbinizi açın ve kahinlik yapmayın (Kesin yine aldatılacağım,bana katlanmayacak, bu da diğerleri gibi vs).
  • Çatışma anında yıkıcı değil yapıcı olmaya özen gösterin.
  • İletişiminizi kaliteli ve etkin hale getirin.
  • Endişelerinizi paylaşın.
  • Yardım almaktan veya istemekten çekinmeyin.

Unutmayın, değişim içten dışa doğru gerçekleşir. Sevgiyle kalın.

 

Kaynaklar:

  • Amir Levine, R. H. (2018). R. H. Amir Levine içinde, Attached.
  • Federation of European Biochemical Societies. (2007). The Neurobiology Of Love. Science Direct: https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0014579307004875 adresinden alınmıştır.
  • Yücesoy, P. D. (2016). Aşkın Ömrü Ne Kadar. (B. Üniversitesi, Röportajı Yapan)
Ezgi Aslantas: Psikolog Ezgi Aslantaş istanbul Bilgi Üniversitesi İngilizce Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. Lisans hayatı boyunca Kanada Okulları, Humanite Psikiyatri Hastanesi, Çocuk Aile Danışmanlığı merkezi gibi birçok kurumda staj yapmıştır. 2014 yılında Beşiktaş Gençlik Meclisi ile beraber "İstanbul'dan Çorum'a Dostluk Köprüsü" projesini gerçekleştirmiştir. 2016 yılında "Radyo Vesaire" isimli radyo kanalında "Şiirin Ezgisi" isimli psiko-sosyal bir radyo programı hazırlayıp sunmuştur ve yine 2017-2018 yılları arasında Doç. Dr Ayten Zara süpervizyonluğunda "Çocuğa Şiddete Dur De" ve "Van Başkale Okul Yapımı" projelerinde gönüllü olarak yer almıştır. 2019 yılında ise "Bulut Hareketi" isimli şiddete karşı bir sosyal sorumluluk projesi başlatmıştır ve proje kapsamında özel ve kamu kurumlarına seminerler vermiştir. Bilişsel Davranışçı Terapi, Çözüm Odaklı Terapi, Bilişsel Beceri Eğitimi, Adli Görüşme Teknikleri, Objektif Testler, Psikofarmakoloji, Denver II gibi birçok mesleki eğitim ve atölyeye katılmıştır. Mesleki ilgileri arasında; depresyon, anksiyete bozukluğu, yas, ayrılık, obsesif-kompülsif bozukluk, ilişki sorunları, stres yönetimi, duygu yönetimi, motivasyon gibi konular yer almaktadır. Psikolog Ezgi Aslantaş, şu anda ergen ve yetişkin bireylerle yüz yüze ve online olarak çalışmalarına devam etmektedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale