X

Aşk acısı için acil yardım kutusu var mı?

Hayat ne garip. Neleri unutuyoruz yaşarken. Daha önceleri asla geçmez dediğimiz acılar geçiyor, yerine başka anılar geliyor. “Yapamam, güvenemem, sevemem” dediğimiz insanı seviyoruz. Bazen köşe bucak kaçıyoruz bu duyguyu yaşamamak için. Beni aramasın, bir ilişki başlamasın diye direniyoruz, telefonda adını görünce “off yine o” diyoruz. Sonra zaman geçiyor, aynı telefonun başında bu sefer de lütfen arasın diye bekliyoruz.

Her şey o kadar değişken ki, siz bile nereden nereye evrildiğini bilemediğiniz duygular yaşıyorsunuz.
Kendinizi defalarca kez tekrarladığınız, daha önceleri zorla başa çıktığınız duruma, bile isteye düşmek nedendir? Bu düşüşten sonra yine ayağa eskisinden daha da güçlü kalkacağınızı bildiğiniz halde, acı çekmenize engel olamamanızın nedeni nedir peki? Aşk mıdır?

Zaman zaman bu durumda acı çeken dostlarımla konuşmalarıma dair gözlemlerim, beni bu konu üzerinde düşünmeye sevk etti. Her seferinde ilk kez yaşıyormuşuz gibi aynı şekilde canımızın acımasına sebep olan ne?

Aşk üzerine, ayrılık üzerine çok fazla söz, şarkı, kitap yazıldı. Ama hangimizin panzehri oldular, zamandan başka? Olmadı, bazen sözün bittiği yerde rahatlamak, teselli etmek için “Zamana bırak” deriz ya hep, ama süresini bilemediğimiz derin bir çukur gibidir bu zaman.

Burada sanırım, “an”da kalmanın önemi devreye giriyor. Ne geçmişte, ne de gelecekte yaşamak çare oluyor. İşin sırrı bugünde kalıp, ne gelirse kabul etmek de yatıyor sanırım. Tabi ki söylemesi kolay, uygulamak ne zor değil mi? Özellikle o sırada bu durumla yüzleşen herkes için ne zordur bunu kabul etmek.

Sanki bunu diş hekime gitmeye benzetebiliriz. Dişçi koltuğunda oturup çaresizce hekimin dişlerimizin durumunu kontrol edip sonucunu bildirmesini bekleriz ya hani… İçimizden şunu geçirdiğimiz de olmuştur; bu sadece bir uyarı, belki tedavi edilebilir o diş. Hekimin sakinleştirici iğne yapmasını bekleriz, apse varsa tedavi etmesini dileriz. Ama bazen maalesef tedavinin mümkün olmadığı cevabını alırız. Tek yol dişin çekilmesidir.

Önce diş uyuşturulur, çekilir. Bir süre bir şey hissetmeyiz. Zamanla narkozun etkisi geçtikçe hafif sızı başlar. Sonrasında ağzın içinde derin bir boşluk hissi. İlk etapta o boşlukla nasıl yaşayacağımızı bilemeyiz. Ona alışmak zordur. Sonra yavaş yavaş vücudumuza bütünlük sağlar o boşluk, adeta bir parçamız haline gelir. Sonra o kadar alışırız ki adeta hep varmış, o diş hiç olmamış gibi yaşarız. Ara ara bir şeyler yediğimizde, içtiğimizde beklenmedik bir sızı olur ama hızlıca geçer. Nasılsa alışmışızdır artık.

İşte aşk da böyle bir acı, böyle bir boşluk hissi yaratır insanda. Önüne geçilse, önlem alınabilse daha mı farklı olurdu diye sorgulatır bazen. Oysa yaşanması gereken hiçbir şeyin önünde durulamadığı gibi, bunun da önünde durulamaz.

Ne demiş A. Kadir:
“Başımıza gelen bütün bu şeyler,
Dünyada olmamaktan daha iyi.
Hem bizim için hasret falan da neymiş ki?

Sen orada yıldızlara bakar dalarsın,
Ben burada cigaramı yakar dalarım.
İşte olur biter.”

Yine de bu duyguyu tadabildiğimiz için şükredip, kendimizi şanslı sayar ve “Dünyada olmamaktan daha iyi” dersek, işte olur biter… 

Ancak, bu acıyı derinden yaşayanlar bilir; şu soruyu sorarız sanırım, bu acının geçmesi için bir acil yardım kutusu var mı? Galiba en doğrusu herkesin reçetesini kendisinin hazırlaması bu süreçte. Acılar paylaşıldıkça azalır elbet ama o boşluğu yine aşk ve sevgi ile doldurmak da bizim elimizde. Kendine inanmak, hayata hala iyimserlik penceresinden bakabilmek daha iyi gelmez mi? Denemekte fayda var sanırım.

Peki sizce yaşadığımız bu acının kaynağı, derin boşluk mu? Yaşamadıklarımıza duyduğumuz özlem mi? Hayal kırıklığı mı? Ya da yeniden birini sevebilmeye olan inanç kaybı mı? Ya da -nesiller boyu çözülememiş bu duygu durumuna- şimdi burada cevabı bulmak bize bir çözüm olacak mı?

Mühim olan cevabı bulmak değil sanki, panzehri bulmak, bu güzel duyguları yine de unutmadan yaşamak, yeni gelecek aşka hazır olmak. Siz ne dersiniz?

 

Pınar Tümkaya: Selamlar, ben Pınar Tümkaya. 1984 senesinde sevimli bir Akdeniz kenti olan İskenderun’da doğdum. Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümünden 2007 senesinde mezun olmadan hemen önce hep hayalini kurduğum İK alanında İşe Alım Uzmanı olarak çalışmaya başladım. Ama maalesef, kısa bir süre sonra rüzgar beni Mersin’e getirdi. Şuanda Mersin’de, uluslararası bir şirkette Finansal Kontrolör olarak görev almaktayım. Kendimi bildim bileli sıkıntımı, derdimi en çok yazarak anlatmayı sevdim. Ancak, yazar olmak hiç hayalim olmadı. Hayalim her zaman, insanlarla etkileşimde olarak, onların sorunlarına destek ve çözüm ortağı olmak oldu. Her ne kadar çalışmakta olduğum alan insanlardan çok rakamlarla ilgili olsa da kişisel gelişim aşkım hiç bitmedi. Geçtiğimiz Mart ayında bunu artık daha profesyonel bir hale getirmem gerektiğine karar vererek House of Human’dan Profesyonel Yaşam Koçluğu programını tamamlayarak Yaşam Koçu oldum. Bu platform sayesinde yaşayıp aştığım, her tökezlediğimde kendimce ürettiğim çarelerin başka insanların da çözümü olmasına vesile olmak, yazılarımla sesimi duyurabilmek en büyük mutluluğum olacaktır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale