X

‘Anne sıkıldım’: Can sıkıntısının çocuklara faydası

Anne çok sıkıldım, canım çok sıkılıyor, baba evde canım sıkılıyor, sı-kıl-dımmm! Muhtemelen ebeveynlerin en sık duyduğu cümleler. Haliyle anne babalar da çocukların canı sıkılmasın diye ekstra bir uğraş halindeler. Günümüzün hızlı temposunda çocukların hiç boş kalmadığını, sürekli her anı dolduracak bir aktivite ile çevrildiklerini söylemek mümkün. Haliyle çocuklar sürekli meşgul tutuluyor ve uyarılmış durumda oluyorlar. Hem de aşırı uyarılmış. Ve meşguliyet dolu yaşam tarzı onları çok kritik bir deneyimden yoksun bırakmaya zemin hazırlıyor: Sıkılmak. Çocuklarınız her ‘sıkıldım’ dediğinde kendinizi hemen bir şeyler yapmak zorunda hissediyor olabilirsiniz, çünkü onların tatminsizlik yaşamasını, mutsuz olmasını istemiyorsunuz ama siz onları sürekli meşgul tutmak için çabalarken aslında iyi bir şey yaptığınızı düşünürken farkında olmadan güzel bir fırsatı ellerinden alıyorsunuz.

Pek çok araştırma ve uzman görüşü gösteriyor ki sıkılmak, çocuklar için çok değerli bir öğrenme ve gelişim fırsatı. Gelin, hem sizi her zaman bir şeyler yapmak zorunda hissettiren bu dertten kurtaralım hem de sıkılmanın çocuklar açısından ne gibi faydaları olduğuna yakından bakalım. İşte sıkılmanın çocukların gelişimine katkı sağlayan faydaları:

Yaratıcılığı geliştirir

Çocuğunuzun yeni aldığınız bir oyuncağın üzerinden daha günler, hatta saatler geçmeden onu bir kenara attığını illaki fark etmişsinizdir. Modern çağda bu kadar çok uyaran varken çocukların ilgi ve dikkat süreleri de oldukça kısıtlı. Dolayısıyla muhtemelen epey para harcayıp da satın aldığınız o oyuncağın ömrü onun için sadece birkaç saat… Yeni oyuncağı ile oynadıktan birkaç saat sonra yine ‘sıkıııldııım’ diyerek yanınıza gelebilir. Bu durumda hemen yeni bir uğraş aramanıza, eski oyuncaklarından bir kuple sunmanıza hiç gerek yok. Bırakın, çocuğunuz ne ile nasıl oynayabileceğini keşfetsin. Hayal gücünü kullansın, yaratıcı becerilerini ortaya çıkarsın.

Can sıkıntısı, yaratıcılığı geliştiren en önemli faktörlerden biri. Bir bakmışsınız tencere kapaklarından kendine bir müzik aleti yapmış ya da odasındaki yastıklardan kale kurmuş. Çocuklar canları sıkıldıkça, zaten sahip oldukları, halihazırda etraflarında olan şeyleri alıp onları tekrar eğlenceli hale getirmenin farklı yollarını aramaya başlarlar. Ve emin olun ki bulurlar.

İlginizi çekebilir: Çocukların neden daha az oyuncağı olmalı?

Düşünmeye teşvik eder

Günümüzde bu kadar çok uyaran varken ve hemen hemen her şey önlerine jet hızıyla sunuluyorken çoğu zaman çocukların düşünmesine bile gerek kalmıyor. Ancak, can sıkıntısını hissetmek, çocuklara zihinsel potansiyellerini keşfetme ve derin düşünme fırsatı sunar. Böylece, sıkılan çocuk ne yapacağı üzerine kafa yormaya başlar. İlk bakışta sıkılma, tatsız bir durum gibi gelebilir, sonuçta hiçbir ebeveyn çocuğunu canı sıkkın görmek istemez ancak biraz beklediğinizde çocuğunuzun o can sıkıntısını nelere dönüştürebileceği karşısında hayranlık duyacaksınız.

Sıkılan çocuklar önce kendilerini anlamak için ne hissettikleri üzerine düşünmeye başlarlar, daha sonra bu düşünceleri yaratıcılıklarıyla birleştirip kendilerini eğlendirmenin yollarını ararlar, hem eleştirel hem de yaratıcı düşünme becerilerini harekete geçirmek için can sıkıntısından daha iyi çok az şey var. Çocuklarınızın sıkılma anlarını boş geçen tatsız zamanlar olarak görmek yerine, kendi gelişimleri için değerlendirebilecekleri bir fırsat olarak görün. Sizin bakış açınız değiştikçe çocuğunuz da daha farklı düşünmeye başlayacak ve kendisine en iyi gelecek yaklaşımları geliştirecek.

Can sıkıntısı büyülüdür.
Can sıkıntısı yaratıcılığın ve tutkunun iksiridir.
Can sıkıntısı, hırsa ve harekete geçmeye giden yoldur.
Dr. Vanessa Lapointe

Problem çözme becerilerini destekler

Evet; problem çözme becerisi! 7’den 70’e hepimize lazım olan ama gittikçe de körelen bu ‘kritik’ becerinin en iyi dostlarından biri; can sıkıntısı. Çocukların, kendi başlarına karşılaştıkları sorunların üstesinden nasıl geleceklerini öğrenmeleri şart. Ancak, her zorlayıcı anda -ayakkabı giymek, yemeği üzerine dökmek, montunun fermuarını çekmek vb.- devreye giren yetişkinler oldukça problem çözmeyi öğrenmeleri için onlara yeterince alan ve zaman kalmıyor. Özellikle böylesi zamanlarda can sıkıntısının önemi daha da artıyor. Problem çözme, en temel yaşam becerilerinden biri ve sıkılmak, bunun öğrenmek için harika bir fırsat. Çocuklar, sıkıldıkları yapacak bir şeyler bulmak için bu becerilerini kullanacaklar ve böylece yaşamın en önemli becerilerinden birini geliştirebilecekler. Örneğin, en sevdiği arabanın tekerleği çıktıysa ve onunla oynayamadığı için canı sıkılmaya başladıysa çocuğunuz bu sorunu çözmek için düşünmeye ve çözümler üretmeye başlayacak. Belki başka bir arabasının tekerleğini söküp takacak, belki yapıştırmayı deneyecek ya da hiçbiri olmuyorsa onun yerine oynayacağı başka bir şey bulacak. Ama sonunda kendi problemini kendi çözecek.

Motivasyonu artırır, ilham verir

Araştırmalar gösteriyor ki; can sıkıntısı insanları yeni hedefler belirleme konusunda teşvik ediyor. Evet, yalnızca yetişkinleri değil, çocukları da. Kendinizden yola çıkacak olursanız, uzun zamandır üzerinde çalıştığınız bir proje bittiğinde oluşan o boşluk hissini doldurmak için ne yapıyorsunuz? Muhtemelen kendinize yeni bir hedef belirliyorsunuz. Benzer bir durum çocuklar için de geçerli. Örneğin, legolardan yaptığı evleri tamamladıktan sonra çocuğunuz da kendisi için yeni uğraş bulacak ve tamamladığı işten aldığı ilham ve motivasyonla sıradaki hedefi için hazır olacak. Bu ikisi arasında geçen zamandaki can sıkıntısı da ona yeni hedefini belirleyebilmek için düşünme fırsatı verecek. Bırakın, hayal kurmaya vakitleri olsun. Can sıkıntısını böyle değerlendirmeyi deneyin.

Meditasyon etkisi yaratır

Can sıkıntısının meditasyon etkisi yaratabileceğine inanmakta zorlanıyor olabilirsiniz ve evet belirtmek gerek ki özellikle çocuğunuza sıkılması için daha fazla alan ve zaman tanımaya başladığınızda ilk etapta bu etkinin gerçekleşmesi biraz zor. Hatta, daha kaotik ortamlar bile sizi bekliyor olabilir. Düne kadar her sıkıldım dediğinde alternatif eğlence yolları sunan siz, bugün çocuğunuzu can sıkıntısıyla baş başa bıraktığınızda alacağınız tepkiler çok olumlu olmayacaktır. Ancak, bunu tekrarladığınızda zaman içerisinde çocuğunuz can sıkıntısı ile barışmaya başlayacak ve düşünmeye, problem çözmek için odaklanmaya, kendini daha fazla dinlemeye ve anın içinde kalmaya çalışacak. Bu da haliyle, daha sessiz ve hareketsiz bir tavırda bu süreci geçirmesini sağlayacak. Şöyle ki çocuğunuzu canı sıkıldığında halının üzerine uzanmış ‘ne yapsam’ diye düşünürken ya da pencerenin kenarından izlediği bulutları bir şeylere benzetmeye çalışırken bulabilirsiniz. Göreceksiniz ki bu can sıkıntısı anları, durup dinlenmek, soluklanmak, çevresel uyaranlardan kısa bir süre de kopmak ve sakince durmak için etkili bir zaman dilimine dönüşecek. Hatta, bu zamanları siz de kendiniz için meditasyon yapma fırsatı olarak değerlendirebilirsiniz!

Öz düzenleme ve duygu kontrolüne yardımcı olur

Dijital çağda ne yazık ki hepimiz ekranlarla çok fazla zaman geçiriyoruz, ne yazık ki çocuklar da… Hızla değişen renkler, sesler, videolar, çocukları daha önceki zamanlarda olmadığı kadar fazla uyarana maruz bırakıyor, dolayısıyla beyin gelişimini bu süreçten olumsuz etkileniyor. Ve en fazla darbeyi alan bölüm ise öz düzenleme becerileri oluyor. Rewired: Protecting Your Brain in the Digital Age kitabının yazarı Dr. Marci, çocukların sıkılmasına izin vermenin en önemli faydalarından birinin duygusal kontrol olduğunu söylüyor.

Dijital dünyaya bağımlı hale gelen çocukların dikkatini çekmenin oldukça zor olduğunu söyleyen Dr. Marci, öz kontrol ve duygu düzenlemenin anahtarının sağlıklı bir prefrontal korteks olduğunu belirtiyor. Ancak, çocukların bu kadar ekranlarla iç içe olmasının bu sağlıklı gelişime engel olduğunun altını çiziyor. Ve çocukların ekranlardan uzaklaşıp boşta kalmasının, yani sıkılmasınını, prefrontal korteksin gelişimine yardımcı olacağını ve bu sayede daha başarılı öz düzenleme ve duygu kontrolü sergileyeceklerini belirtiyor. Ayrıca, uyaranlardan arınmış, sanal dünyadan uzaklaşmış çocukların daha sakin ve huzurlu olduklarını da kısa sürede gözlemleyebilirsiniz. Sıkılmasın diye eline tableti alan çocukların, sıkılmalarına izin vermek, beyin gelişimlerini ve dolayısıyla duygu düzenleme ve öz kontrol becerilerinin iyileşmesini destekleyebilir.

Sonuç olarak bir sonraki sefer çocuğunuz sıkıldım dediğinde hemen yeni bir uğraş bulmak yerine, ona sıkılması için izin vererek gelişimine destek olabilirsiniz. Can sıkıntısından korkmayın, bu onlara ilham verecek, kim olduklarını anlamalarına ve kendi kendilerine eğlenmelerine yardımcı olacak ve gelişimlerini destekleyecek. Alışma süreci hem çocuğunuz hem de sizin için uzun olabilir ama sonunda sizi muhteşem yerlere götüren harika bir yolculuğa çıktığınızı fark edeceksiniz. O yüzden denemekten ve başlamaktan korkmayın. Bırakın, sıkılsınlar!

İlginizi çekebilir: Çocukların değişim süreçleriyle başa çıkmalarını kolaylaştıracak ipuçları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale