X

Anne ve babalar çocuklarının gelişiminde nasıl bir ayna gibi onlara ışık tutar?

Duygusal olarak yoğun, emek isteyen, zamanla şekillenen bir şefkat yolculuğudur anne – çocuk ilişkisi. Annenin yolculuk haritasında, hayatı çocuğa tanıtmanın heyecanı ve bazense korkusu hakim olduğu gibi, çocuğun haritasındaki birçok şey bilinmez ve yepyenidir. Birbirine yabancı ama bir o kadar da tanıdık bu iki haritayla aynı yolda yürümek nasıl mümkün olabilir?

Duygusal olarak yoğun, emek isteyen, zamanla şekillenen bir şefkat yolculuğudur anne – çocuk ilişkisi…

Şefkat ile başlar herşey. Koşulsuz olarak sevgiyi yaşayabilme ve yaşatabilme halidir şefkat. Her şefkatin içinde sevgi, her sevginin içinde ilgi ve bağlılık vardır. Koşullar olmaksızın “ben burdayım” diyebilmektir.

Yaşamın ilk yıllarında temel ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayan çocuk, anneden destek bekler. Hem fiziksel hem de duygusal olarak anneye bağımlı olan çocuk, büyüdükçe dünyayı keşfetmeye ve otonom olmaya başlar. Kendi sınırlarını merakla ve ilgiyle keşfetmeyi, yenilikleri anlamlandırmayı öğrenir. Her durum, kişi ve nesne ona yeni, bilinmez gelir. Dokunduğu her eşya, içinde bulunduğu her olay, karşılaştığı her kişide kendi “duygu durumu”nu ve oluşturmaya çalıştığı “değer”lerini deneyimler. Bunu yaparken ise, bir gözü annede, her adımında “onay” bekler.

Onaylanan çocuk kendini “güven”deymiş gibi hissederken, onaylayan anne çocuğunun olumlu davranışları ile “gurur” duyar. Annenin olduğu ortamda korku ve kuşkunun yer almayacağını öğrenen çocukla, kendi değerlerine uygun davranan bir çocuğa sahip olmanın mutluluğunu yaşayan anne arasındaki bağ zaman içerisinde birbirini besleyen ama geliştirmeyen bir döngü halini alır.

Küçük yaşlardan beri devam eden “karşılıklı onaylama” hali, çocuğun hayatına sosyal çevrenin girmesiyle birlikte bozulur.

Yeni yürümeye başlayan çocuklarda, onay arayan bakışları sıkça gözlemleriz. Bir adım ardına diğer adımı atmaya çalışan küçük çocuk, üçüncü adımda dengesini sağlayamaz ve düşer. Düşmesiyle birlikte içinde bulunduğu durumun sonucunu annesinin gözlerinde arar. Bu arayış sırasında, annede iki davranış belirebilir: Sakince bekleyip, çocuğunun yerden kalkma deneyimini yaşamaya izin verme hali veya “eyvah, iyi misin?” sorusuyla kendi tedirginliğini, sorgulamayla karışık çocuğa geçirme hali.

Her davranışını onaylanma ile öğrenen çocuk, düşmesiyle birlikte annesinin suratındaki endişe ve korkuyu çok kolay anlamlandırabileceği için, kendisi de “şu an tehlike var, korkmalıyım” mesajını alarak ağlamaya ve hemen ardından anne tarafından sakinleştirilmeye ihtiyaç duyar. Çocuk için gerçekleşen bu sürecin bir benzeri de annede gerçekleşir. Çocuğu düşen annenin içindeki “korku, pişmanlık, suçluluk” duyguları onun “korumacı” yanıyla birleşince, anne, çocuğun gerçek anlamda zarar alıp almadığına bakmaksızın müdahale etmek ister. Böylece kendi duygularını, çocuğuna gösterdiği korumacı davranışla onaylamış olur.

Küçük yaşlardan beri devam eden “karşılıklı onaylama” hali, çocuğun hayatına sosyal çevrenin girmesiyle birlikte bozulur. Tek başına bulunması gereken sosyal ortamlarda, çocuk bakışlarıyla anneyi arar ama bulamaz ve davranışlarının sonucuyla kendisi yüzleşmeye başlar. Birey olabilme, kendini rahatça ifade edebilme ve sorumluluk alabilme imkanını tanıyan ailelerin çocukları, yalnız kaldığı ortamlarda davranışlarının sonucuyla kolaylıkla yüzleşebileceği gibi, “karşılıklı onaylama”yı kullanan ailelerin çocuklarında, zorlantı anında “ağlama – öfkelenme” veya “kaçınma” davranışları gözlemlenir.

En önemli nokta ise, anne – babaların çocuklarının aynaları olmalarıdır. En kolay öğrenme yöntemlerinden biri olan “taklit etme” çocukların sıklıkla başvurduğu bir yoldur. Bu nedenle, anne – baba kendini ne ölçüde tanırsa, çocuk da o ölçüde kendini bilebilir.

Aynadaki yansımalarınızın çocuklarınıza ışık saçması dileğiyle…

 

İlginizi çekebilir: Çocuk gelişimi: Karar verebilen ve seçim yapabilen çocuklar yetiştirin

Uzm. Psk. Sandra Pasensya: Uzm. Psk. Sandra Pasensya, psikoloji eğitimini Fransa’da Sorbonne-Paris V-Üniversitesi’nde tamamlayarak, İngiltere’de Liverpool Üniversitesi’nden klinik psikoloji uzmanlığını onur derecesiyle almıştır. “Otizmli Çocukların Duyusal Süreçlerinin Davranış Problemlerine Etkisi” konulu uzmanlık tezi uluslararası platformda birinci seçilerek, Uzm. Psk. Sandra Pasensya’ya başarı ödülleri kazandırmıştır. Yurtdışındaki özel eğitim kurumlarında edindiği deneyimin ardından, davranış terapisti olarak başladığı yolculuğuna, Tohum Otizm Vakfı Rehberlik Birimi’ni kurarak devam etmiştir. Birçok araştırma ve bilimsel çalışmaya imza atan uzman psikolog, ulusal ve uluslarası kongrelere konuşmacı olarak davet edilmekte, başlattığı “Otizme Işık Tut” projesiyle sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında otizm farkındalığını daha geniş kitlelere tanıtmaktadır. Kurucusu olduğu RENKLER OTİZM AKADEMİSİ ile uzmanlık alanları olan psikoloji ve eğitimi, “psikoeğitim” çatısı altında buluşturarak, otizm alanına yenilikçi bir bakış açısı kazandırmıştır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale