X

Anlam yoksa mutluluk da yok: Mutluluğa dair 7 çıkarım

Uzunca zamandır mutluluk bilimi üzerine çalışıyor, eğitimler alıyor, veriyor, danışmanlık pratiğimi bu çerçevede geliştiriyorum. Yanı sıra mevcut hastalığımı iyileştirmek için de yıllardır pek çok öğretiden faydalandım. Sonuçta, iyileşme, iyi hissetme ve mutluluğa dair seninle paylaşmak istediğim birkaç şahsi çıkarımım var.

1. İnsan genelde sonsuz bir neşede olma ve beklentilerinin karşılanması halinin “mutluluk” olduğunu zannediyor. Oysa zor zamanlarda dahi anlam bulabilmek, yardım almak ve destek olmak, farklı bakış açıları geliştirebilmek mutluluğun en önemli yatırımlarından. Hatta her istediğinin olmasından bile kıymetli. Çünkü her istediğinin olması hedonik adaptasyon yüzünden çabuk alışıp, sıkılıp yeni bir istek peşinde koşmamıza sebep olurken, zor zamanları anlam bularak atlatmak ve sosyal destek almak bizi ve ilişkilerimizi geliştiriyor.

2. Pozitif psikolojiye göre mutluluğun bileşenlerinden olan sosyal ilişkiler ve anlam, kişiye umut veren ve iyileşmesini hızlandıran en önemli iki unsur. Sonra olumlu duygular, anda ve akışta olma ve başarı geliyor. Oysa biz çoğu zaman sonra gelenlere öncelik vermeye meyilliyiz.

3. İyileşmek, tıpkı mutluluk gibi varılacak bir son nokta değil. Her vardığın durakta farklı katmanları keşfettiğin ömürlük bir yolculuk. Bir soğanın katmanları gibi, her bir mikro iyileşme ya da arınma yeni bir keşfi beraberinde getiriyor. O katmanın altında da yeni bir şey olduğunu bilmek, iyileşmenin ömürlük bir derinleşme olduğunu fark etmeyi sağlıyor.

4. Şanslıysak ve üzerine çalışıyorsak, olumlu ve olumsuzu sürekli deneyimleyerek, çıkarımlar yaparak iyileşme ve mutluluk yolunda ilerliyoruz. Oluş hallerinin spiralinde yukarılara çıktıkça öncekinden daha geniş bir frekansta neşeyi ve acıyı deneyimliyoruz. Başka bir deyişle kabımız genişliyor. Ne kadar çok deneyimler ve anlamlandırırsak kabımız o kadar genişleme olasılığına sahip.

5. Tüm bunları yaşarken sağlam bir anlam anlayışına tutunabilmek yaşanılanları sabırla içselleştirmemizi sağlıyor. Anlam olmadığında kolayca dağılabiliyor, “Neden ben?” yakınmalarıyla yönümüzü kaybedebiliyoruz.

6. Olumlu bakmak, mutlu olmak sadece iyi şeyler deneyimlemek ya da iyi şeylerin olacağını umut etmek değil; olumsuz durumların içinde dahi iyi olanı, öğretiyi, olumluyu görebilmekle ilgili. Başımıza gelen zor durumların neler öğrettiğini, bizi ne şekilde geliştirdiğini, hayata bakışımıza neler kattığını daha çok sordukça hayatımızda anlamın yerini sağlamlaştırıyoruz.

7. Anlam hayatımızda daha görünür olmaya başladıkça sadece günümüz ve geleceğimiz değil, geçmişimiz de değişebiliyor. Şimdi düşün, olumsuz bir deneyim sana ne öğretmiş olabilir, seni nasıl güçlendirmiş olabilir? Bu deneyiminle ilgili nelere şükredebilirsin?

Hayata ve mutluluğa dair en değerli keşiflerimden biri anlamın yokluğunda mutluluğun sadece hazlara yönelik ve bağımlılık yapıcı bir döngü haline gelmesi, ki ona Hedonik Mutluluk diyoruz. Hedonik mutluluk uzun vadede ne yazık ki mutlu etmiyor. Elbette “Hazları, keyifleri, olumlu duyguları hayatımızdan çıkaralım” gibi bir iddiam olamaz. Hayat bunlarsız çok yavan olurdu. Ancak yalnızca bunları içeren, anlamdan yoksun bir hayat da yeterince derinleşmemiş, sığ bir fragmanın ötesine geçemez. Bize dayatılan tüketme kültürünün alışkanlıkları yerine, derinleştikçe keşfedeceğimiz içsel hazinelerimizin zenginliğine odaklanmayı dilerim… Ki filmlerimizin her bir karesi doya doya seyretmeye değer olsun.

İlginizi çekebilir: Mutluluk çeşit çeşittir, siz hangisinin peşindesiniz: Eudaimonia nedir, neden mutlu eder?

İrem Ülgü Orhan: Berkeley, North Carolina ve Pennsylvania Üniversitelerinde bulunan Pozitif Psikoloji kürsülerinde, Pozitif Psikoloji alanında eğitimler almış olan İrem Ülgü Orhan, bu eğitimlerini şamanik öğretiler ile besleyerek, doğu batı senteziyle kendi mutluluk atölyelerini tasarlıyor. Bireysel danışmanlık pratiğinde, özellikle kişilerin hedefleri önünde engel oluşturan, farkında olmadıkları düşünce ve davranış kalıplarını fark ettirme ve değişim yaratmaya dayalı kendine has koçluk metodlarını kullanıyor. Amacını "Her geçen gün daha çok kişinin potansiyelini gerçekleştirmesine yardımcı olmak" olarak özetliyor. İrem kurucusu olduğu HUB Consulting şirketi ile koçluk, eğitim ve danışmanlık hizmetleri vermenin yanı sıra, İrem Ülgü Orhan adlı Youtube kanalı aracılığıyla kendi alanıyla ilgili video içerikleri paylaşıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale