X

Anksiyete geceleri neden daha kötü hale gelir?

Geceleri hep aynı şey oluyor. Işıklar kapanıyor ve zihniniz çalışmaya başlıyor. Söylediğiniz ancak yolunda gitmemiş olan her şey aklınızda yeniden oynatılıyor. Bu işgalci düşüncelerden kurtulamıyorsunuz ve tekrar tekrar bir film gibi gözlerinizin önünden geçiyor. Yaptığınız hatalar, kaçamayacağınız endişeler bir anda zihninize doluyor. Peki ya şöyle olsaydı diyorsunuz.

Bu bazen saatler boyunca sürüyor ve hep aynı döngüye sıkışıyorsunuz… Bu anksiyete en kötü haline geldiğinde sizi rüyalarınızda bile takip edebiliyor. Gerçekçi rüyalarınızda huzursuz uykular uyuyor ve geceleri terleyerek uyanıyorsunuz ve bu da panik yaptığınızı gösteriyor.

Bunların hiçbiri eğlenceli değil ancak çok yabancı da değil. Anksiyete ile yıllardır yaşayanlar bu hissi bileceklerdir ve geceleri daima daha kötü hale gelir. Çünkü ışıklar kapanıp dünyanın sesi kesildiğinde dikkati dağıtacak bir şey kalmamış demektir.

Neler olduğunu anlamak

Toplumdaki pek çok birey, anksiyetesinden kurtulmak için her yolu deniyor fakat aslında anksiyete belirtileri normalde hayatımızı kurtarmak için gerekli işaretler. Bunlar bizi tehlikeye karşı ayık tutuyor ve hayatta kalmamızı sağlıyorlar. Yani savaş ve kaç mekanizmasının bir parçası durumundalar.

Ancak anksiyete problemi yaşayanlar için aslında bu kaygıların ortaya çıkması için bir sebep bulunmuyor. Fiziksel tehlike gerçek değil ve savaşmak veya kaçmak için hiçbir gereksinim yok.

Pek çok insanın endişeleri nadiren yaşam ve ölüm hakkındadır fakat yine de geceleri kaygılardan dolayı uyuyamazlar.

Çoğu insan gündüz vaktinde dikkatini bir şeylere verir ve görev odaklıdır. Aslında anksiyete belirtilerini hissederler ancak bunu gün içerisinde çeşitli işlerin içerisine yayarlar. Yani aslında kendilerine dinlenecek bir an bırakmazlar ve odaklanabilecekleri bir şey olduğu sürece anksiyete kontrol altında tutulabiliyor gibidir.

Ancak gece anksiyetesi geldiğinde, beden kendi doğal ritmine geri döner…

Işıklar kapanır, melatonin üretimi artış gösterir ve bedenimiz bize dinlenmemizi söyler. Fakat anksiyetesi olanlar için aşırı uyarılmış durumdan çıkmak zordur ve bedenleri sirkadiyen ritmleri ile devamlı çatışır.

Panik atak ise genelde gece 1.30 ve 3.30 arasında ortaya çıkar ve geceleri bizi uyaracak pek bir şey olmadığı için endişe ve kaygılara yer açılır.

Gecenin bir yarısı endişeler ile kaplıyken kimi arayabilirsiniz ki?

En kötü senaryolar

Gecenin bu karanlık saatlerinde sevdiğiniz herkesin sizden nefret ettiğini düşünebilirsiniz. İşinizde, ebeveynliğinizde, yaşamınızda çok kötü olduğunuza inanabilirsiniz. Sizi terk eden, hakkınızda kötü konuşan herkesin haklı olduğuna kanaat getirebilirsiniz. Bu anksiyetesi olan pek çok insanın içinden geçirdiği şeylerden sadece birisidir.

Terapiste gidersiniz, ilaç alırsınız. Yeterince uyumaya, spor yapmaya, iyi beslenmeye ve anksiyeteyi uzakta tutmaya yarayan pek çok şeyi yapmaya çalışırsınız. Çoğu zaman işe yarar ve en azından hiçbir şey yapmamaktan daha iyidir.

Lakin anksiyete hala oradadır, bir yerlerde bekliyordur ve bir olayın ortaya çıkması, sonunda da kendinizi sorgulamanız için hazırdır.

Ancak uzmanlar gündüzden geceye geçişi rahatlatmak için bir uyku rutini oluşturmanın en faydalı çözüm olduğunu düşünüyorlar. Örneğin her gece 15 dakikalık bir duş alabilir, lavanta yağı koklayabilir, günlük tutabilir veya meditasyon yapabilirsiniz. Böylece uykuya geçiş için bedeninizi hazırlarsınız ve uyku kalitenizde bir artış ortaya çıkar.

Pek çok insan gecenin geç saatlerine kadar ekran başındadır ve sonrasında bir anda yatağa yattığında tüm düşünceleri aklına birden doluşur. Dolayısıyla uyku rutini oluşturmak ve bunu uykuya hazırlayıcı bir şekilde yapmak anksiyeteyi uzakta tutmaya yardımcı olabilir.

Yardımcı olacak şeyler var

Anksiyete her zaman hayatınızın bir parçası olabilir ancak onu kontrol altında tutmak mümkün. Anksiyete bozukluklarının büyük kısmı tedavi edilebilir durumdadır ve günümüzde özellikle bilişsel davranış terapisinin belirtileri iyileştirme konusunda çok etkili olduğu biliniyor. Bu terapi pek çok kişide işe yarasa da bazılarının bu teknikten fayda görmesi için ilaç kullanmasına da gerek olabilir.

Tüm seçeneklere dair daha fazla bilgi almak için doktorunuzla ve terapistinizle görüşmeniz gerekiyor.

Kaynak: healthline

İlginizi çekebilir: Panik atak belirtileri nelerdir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale