X

Anadolu’da bir Venedik: Eskişehir

Anadolu ve Osmangazi üniversitelerinin bulunduğu Eskişehir, bir üniversite şehri olarak özellikle okulların açık olduğu dönemde cıvıl cıvıl. Kafeleri, barları, sokakları dolduran bu genç kalabalığı ve Porsuk Çayı’nda kano yapan insanları görünce kendinizi bir sahil kasabasında zannedebilirsiniz, şaşırmayın. Gecesi ayrı gündüzü ayrı güzel bu şehirden ayrılırken Porsuk Çayı’nda süzülen gondollara el sallamayı unutmayın.

Gondol sefası yapın

Eskişehir’de yapacak çok şey var. Bunlardan hangisini yapacağınızı düşünmek için önce Porsuk Çayı’nın etrafındaki mekanlardan birinde kahvaltı yapın. Yol yorgunusunuzdur, bir çay için. O gelen bir gondol mu? Eskişehir’e Anadolu’nun Venedik’i dememizin bir nedeni vardı. Gondol sefası yapmadan Eskişehir’den sakın dönmeyin.

Hamamda ısının

Hava soğukken en güzel ısınma yöntemi hamam tabii ki. Hamamyolu’ndaki geleneksel hamamlardan birinde ter dökebilirsiniz.

Tarihi evleri görün

Pürüpak teninizle şimdi Eskişehir’in sokaklarını turlamaya başlayabilirsiniz. Odunpazarı’nda sizi tarihi evler bekliyor. Üstelik mahalleliler de oldukça cana yakın, iki lafın belini kırın. Arşınladığınız sokaklar sizi yorduysa Sazova Parkı’ndaki gölette ördekleri besleyip kendinizi biraz rehabilite edebilirsiniz.

Geceleri es geçmeyin

Hava kararmaya başladığında istikamet belli: Doktorlar Caddesi (İsmet İnönü Caddesi olarak da biliniyor). Kafeler ve barlar gecenin geç saatlerine kadar açık. Seçin beğenin. Hayal Kahvesi, 222 Park ve Buda Club biraz tuzlu adresler.

Alternatif mekanlar arayanlara önerimiz ise barlar sokağı olarak bilinen Vural Sokak. Burada İstanbul’dan tanıdık bir bar da yer alıyor: Peyote. Snops Bar’da ise zaman zaman underground partiler oluyor. Belki bunlardan birine denk gelirsiniz. Kızılcıklı Caddesi’nde İngiliz publarını andıran Drunken Duck bulunuyor. Sırf dekoru için bile görmeye değer.

Eskişehir’in lezzetleri: Çibörek, balaban, haşhaşlı ekmek ve daha nicesi

Eskişehir denince akla gelen ilk yemek çibörektir. Köprübaşı Caddesi’nde yer alan Papağan hem merkezi konumu hem de böreğinin lezzetiyle ünlü. Burada çibörek yemeden dönerseniz, kimseye “Eskişehir’e gittim” demeyin! Tatmanız gereken bir diğer lezzet balaban. Ziya Paşa Caddesi’nde bulunan Fahrettin Usta veya Abdüsselam doğru adresler. Balabanın ne olduğuna gelirsek: Vakti zamanında müşteriler bir porsiyondan fazla kebap istediklerinde Tatar çalışanlar kendi aralarında “Balaban olsun” derlermiş ve koca koca tabaklar servis edilirmiş. Tatarca’da “büyük” anlamına gelen kelime kebaba da adını vermiş.

İki Eylül Caddesi’nde bulunan Kör Kamil Meyhanesi mutlaka ziyaret edilmesi gereken lezzet durakları arasında. Burada birbirinden lezzetli meze ve yemeklerin tadına varabilirsiniz. Kavurma yemeyi sakın unutmayın!

Canınız fast food yemek isterse Doktorlar Caddesi’nde ya da Pino’da hamburger yiyebilirsiniz. Bu, aslında klasik bir büfe hamburgeri ama içindeki sos Eskişehirlilerin bu hamburgere bayılmasına sebep oluyor.

Her fırında kolaylıkla bulabileceğiniz haşhaşlı ekmeğin tadına bakmayı unutmayın. Cevizlisi daha da makbul! Eriş Helva’nın Taşbaşı şubesinde met helvası yemeyi atlamayın. Son olarak da sizi biraz şaşırtacak bir önerimiz var: Doktorlar Caddesi’ndeki Kurtuluş Kuruyemiş’e gidin ve bir paket çekirdek alın. Dünyanın en iyi çekirdeğinin burada olduğunu iddia edebiliriz.

Biraz müze ziyareti

Türkiye’nin ilk yerli üretim arabası Devrim TÜLOMSAŞ fabrikasında ziyaretçilerini bekliyor. 1961 yılında eski Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, ilk sürüşünü gerçekleştirmek üzere Devrim’e bindiğinde kimsenin beklemediği bir sorun çıkmıştı; deposunda çok az benzin olan Devrim 100 metre ilerleyip durmuştu. Bu basit ihmalden dolayı ertesi günün gazete manşetlerinde araç “100 metre gidip bozuldu” şeklinde tanıtılmıştı. Nedeni tam olarak bilinmese de Devrim projesi o günden sonra rafa kaldırılmıştı. Oysa Devrim hala çalışır durumda bir araba. Üstelik çok da güzel. Eskişehir’e kadar gidip Devrim’i görmeden dönmek olmaz.

Tarihte yolculuğa devam etmek isterseniz TCDD Müzesi’ni de gidilecekler listenize ekleyebilirsiniz. Odunpazarı’nın tarihi dokusunun kucakladığı Kurşunlu Külliyesi’ne de mutlaka bir uğrayın. Avlusu, kervansarayı, camisi ve mevlevihanesiyle bu külliye, 1525 yılında yapılmış.

Odunpazarı’nda görülecek yerlere bir tane daha ekleyelim. Türkiye’nin ilk cam sanatları müzesi bu semtte bulunuyor. Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’nde yerli ve yabancı sanatçıların modern ve geleneksel cam eserleri sergileniyor.

Gezinize daha çok müze eklemek isterseniz Eskişehir’de bolca mevcut; Lületaşı Müzesi, Karikatür Müzesi, Balmumu Heykel Müzesi ve Havacılık Müzesi görmeye değer yerler arasında.

Kültürel etkinliklerle ilgilenenleri ise Haller Gençlik Merkezi’ne doğru alalım. Londra’daki Covent Garden’dan esinlenerek inşa edilen yapıda ahşap ve doğal taş gibi malzemeler kullanılmış. Şehir Tiyatroları Tepebaşı Sahnesi’ni de barındıran bu merkezde birçok kafe, bar ve restoran bulunuyor.

Bir diğer adres ise Eskişehir Kültür ve Sanat Sarayı. Eskişehir’e gelip senfoni orkestrasıyla kulaklarınızın pasını atıp dönebilirsiniz.

“Biraz doğayla iç içe olayım” diyorsanız 300 bin metrekarelik alana kurulu ve içerisinde park, yürüyüş yolu, yapay göl, heykeller ve geometrik şekilli kesilmiş ağaçlarla dolu Kent Park’ı görmekte fayda var. 

“Gezimde her şey tamam da, bilim eksik” diyorsanız, hiç üzülmeyin. Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı, şatosu, korsan gemisi, bilim merkezi, açık hava tiyatrosuyla sizi bekliyor.

Biraz da doğa

Eskişehir’de yapılacak her şeyin bittiğinden emin olduğunuzda hala vaktiniz varsa, yakındaki Frig Vadisi’ni ziyaret edin. Frig kaya anıtları, kaleleri ve Yazılıkaya’yı sadece 40 dakikalık bir yolculukla görebilirsiniz.

Eskişehir’e sadece 35 kilometre uzaklıkta bir doğa harikası olan Avlakkaya’dan da söz etmeden olmaz. Birçok doğa sporunu yapabileceğiniz Avlakkaya pek de bilinen bir destinasyon değil, buz gibi akan suyu, el değmemiş doğası ve temiz havasıyla soluk almak için ideal bir alan.

Lületaşı almadan dönmek olmaz

Lületaşı, Eskişehir’in adıyla birlikte anılıyor neredeyse. Lületaşı kaynaklarının tamamına yakını Eskişehir’de bulunuyor ve bu taşın ham halinin ihracatı yasak. Dolayısıyla taşın aldığı en güzel şekiller Eskişehirli ustaların elinden çıkıyor.

Lületaşından yapılan objeler almak için gidilecek en doğru adres ise Atlıhan El Sanatları Çarşısı. 1850’li yıllarda yapılan çarşıda, ustaları, işlerinin başında görebilir, maharetli ellerinden çıkan ağızlık, pipo, broş, magnet, kolye gibi objelerden edinebilirsiniz.

Fotoğraflar: eskisehirikesfet.com

 

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale