X

Alzheimer hastalığıyla mücadele eden girişimler

Alzheimer hastalığı, yaygın görülen bir demans türü olup beyin hücrelerinin yok olmasına neden oluyor. Bu ilerleyici nörolojik hastalık, temelde hafıza ve davranış fonksiyonlarını negatif bir şekilde etkileyerek bireylerin kritik bir unutkanlık yaşamasına yol açıyor. Genellikle yaşlanma faktörüyle ortaya çıkan bu hastalık, insanların ev adreslerini unutmalarından aile bireylerini tanıyamamalarına kadar geniş ölçekli bir unutkanlığı doğuruyor.

Bazı girişimler, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çekmesine yol açan Alzheimer hastalığının erken teşhis edilmesine odaklanıyor. Bu hastalığın erken teşhis edilmesi sayesinde hastalık yavaşlatılabiliyor ve yaşam kalitesi artırılabiliyor. Bu yazımızda, Alzheimer hastalığının erken teşhisine ve hastalığın belirtilerinin erkenden elimine edilmesine yoğunlaşarak bu yaygın hastalıkla mücadele eden beş girişimi derinlemesine analiz ediyoruz.

Cognito Therapeutics

Kaynak: cognitotx.com

2016’da kurulmuş olan Cognito Therapeutics, inovatif çözümlerle Alzheimer gibi nörolojik hastalıklara sahip bireylerin hayatlarını iyileştirmeyi hedefliyor.

Çeşitli araştırmalar, Alzheimer hastalığının insan beyninde anormal aktiviteye sebep olduğunu kanıtlıyor. Cognito Therapeutics de bu bilimsel bilgiyi baz alarak çözümünü geliştiriyor. Bu girişim, insanların beyin hacimlerini ve işlevlerini koruyarak belirli beyin dalgası hareketliliğini uyandıran bir teknoloji sunuyor. Bir kulaklığın ve gözlüğün birleşimine benzeyen bu teknoloji, invaziv olmayan bir cihaz olup görsel ve işitsel uyarım yoluyla gama dalgası aktivitesini uyandırıyor. Bu aktivite, Alzheimer hastalarında gözlemlenen bilişsel ve işlevsel gerilemeyi ve beyin yapısının kaybını yavaşlatmayı amaçlıyor. Girişimin faz 2 çalışmasına göre, bu teknoloji beyin hacmi kaybını %69’luk ve fonksiyonel gerilemeyi de %77’lik bir oranla yavaşlatıyor. Ayrıca, bu çalışma teknolojinin herhangi bir yan etkiye yol açmadığını da kanıtlar nitelikte.

Seri C finansmanda bulunan Cognito Therapeutics, 159 milyon dolarlık fon miktarıyla ön plana çıkıyor. Girişim, ev konforunda uygulanabilen teknolojisini dünya çapında Alzheimer hastalarıyla buluşturmayı planlıyor.

Aprinoia Therapeutics

2015 kuruluşlu Aprinoia Therapeutics, klinik aşamada yer alan bir biyoteknoloji şirketi olup beyin sağlığını korumaya ve nörolojik hastalıklar sonucunda yaşanan değişikliklere cevap vermeye odaklanıyor.

Aprinoia Therapeutics, Alzheimer ve Parkinson gibi birçok nörodejeneratif hastalıkta kritik bir rol oynayan proteinler üzerine çalışıyor. Bu girişim, bahsi proteinleri tanımlayan görüntü tabanlı tanı araçları geliştiriyor. Bu araçlar, nörolojik hastalıkları gösteren proteinlerin ilerlemesinin takip edilmesini sağlıyor. Bu sayede, Alzheimer hastalığı erken teşhis edilebiliyor ve alışılagelmişten çok daha önce gerekli tedaviye başlanabiliyor.

Son yatırım turunda 5.5 milyon dolarlık bir yatırım alan Aprinoia Therapeutics, toplam fon miktarını 65 milyon dolara ulaştırdı. Girişim, çözümleri aracılığıyla nörolojik hastalıkların önemli ölçüde ölümcül olduğunu belirterek erken teşhisin önemini vurguluyor.

Altoida

Kaynak: altoida.com

2016’da kurulmuş olan Altoida, Alzheimer gibi hastalıkların semptomları henüz ortaya çıkmadan önce bu hastalıkları tespit etmeye yoğunlaşıyor.

Altoida, nöroloji teşhisinde devrim yaratan dijital bir platform geliştiriyor. NeuroMarker isimli bu platform, bilişsel gerilemeyi hızlıca tespit ederek sağlık profesyonellerinin erken müdahaleye imza atmasına yardımcı oluyor. Artırılmış gerçeklik ve makine öğrenimi destekli bu platform, uzmanların gözetiminde saatlerce süren ve yeteri kadar hassas sonuçlar sunmayan geleneksel kalem-kağıt değerlendirmelerine alternatif olarak kendisini gösteriyor. Girişimin platformu, bilişsel yeteneklerdeki sorunları ortaya çıkaran oyunlar sunuyor. Bu oyunlar sayesinde, kullanıcıların beyin aktiviteleri, hareket verileri, konuşma verileri ve dokunma verileri analiz ediliyor. Sadece 10 dakika içinde nesnel sonuçlar veren platform, ellerin mikro hareketleri, duruş değişiklikleri, göz hareketleri, göz bebeği genişlemesi ve ses parametreleri gibi birçok biyobelirteci baz alıyor.

Toplam fon miktarı 21.3 milyon dolar olan Altoida, son teknolojileri kullanarak oluşturduğu platformuyla doktorların Alzheimer hastalığını erkenden teşhis etmesini ve hastaların erken dönemde iyileşme yolculuğuna dahil olmasını sağlıyor.

RetiSpec

2016 kuruluşlu RetiSpec, son dönemlerin en çok ses getiren teknolojilerinden biri olan yapay zeka yardımıyla Alzheimer hastalığının erken tespitine odaklanıyor.

RetiSpec, gözdeki Alzheimer hastalığının biyobelirteçlerini erkenden tespit eden yapay zeka destekli bir araç geliştiriyor. Bu patentli teknoloji, retinadaki belirli biyobelirteçleri belirlemek için makine öğrenimi ve hiperspektral görüntülemeyi kullanıyor. Temelde basit bir göz muayenesi olarak tanımlayabileceğimiz bu teknoloji, hızlı, düşük maliyetli, invaziv olmayan ve kullanıcı dostu yapısı sayesinde sağlık profesyonellerinin Alzheimer hastalığını erken dönemde teşhis etmesine yardımcı oluyor.

Toplam fon miktarı 18 milyon dolar olan RetiSpec, erişilebilir ve ölçeklenebilir aracı sayesinde hem doktorları hem de hastaları erken teşhis açısından etkili bir şekilde destekliyor.

Grey Matter Neurosciences

2024’te kurulmuş olan Grey Matter Neurosciences, taşınabilir cihazların hastalıkların erken teşhisi açısından önemini somutlaştırıyor.

Grey Matter Neurosciences, Alzheimer hastalığı ve diğer nörolojik hastalıklara yönelik tıbbi bir cihaz geliştiriyor. Bu cihaz, bir ultrason kaskı olup yaşlı bireylerin beyin fonksiyonlarını geri kazanmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Hem hassas sonuçlar veren hem de taşınabilir olan bu kask, terapötik beyin uyarımını kolaylaştırıyor. Henüz ilerlemesinin başlangıcında olan Kanadalı girişim, geliştirmekte olduğu teknolojinin ilerleyen dönemlerde dünya lideri olarak nitelendirileceğini belirtiyor.

Grey Matter Neurosciences, 2025’in başında 14 milyon dolarlık bir yatırım aldığını açıkladı. Girişimin kurucusu ve CEO’su Jeffrey Coull, geliştirmekte oldukları teknolojinin beynin hafızayı ve öğrenmeyi kontrol eden en derin noktalarına ulaşabileceğini ifade ediyor.

Kaynak: StartUs Insights, Tracxn, Pitchbook, Crunchbase

İlginizi çekebilir: 2025’te popülaritesi artan tıbbi cihaz girişimleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale